Çoluk çocuk sofranızın başında, bir yandan yemek yiyorsunuz, bir yandan da parçalanmış vücutları, kafasının yarısı kopmuş, bacağının bir kısmı sarkan bebeleri, çocukları izliyorsunuz.
İşte medenî dünyanın insanlığa ikramı bu.
Kapı komşunuzda olmuş gibi izliyor, kapı komşunuzda yaşanıyor gibi hissediyorsunuz olanları.
Medenî olma farkı bu.
Hıristiyan Batı kültürünün ikramı insanlığa.
Evde kurulan her cümlenin içinde şu kelimelerden bir veya bir kaçı var; Bomba, Savaş uçağı, İntihar komandosu, Katliam, Sabaha kadar yoğun ateş altında kaldı, Onlarca sivil öldü...
İlkokul birinci sınıfa giden çocuk bunlarla meşgul.
Okuma yazmayı henüz öğrenememiş olabilir, ama yukarıdaki kelimeleri çoktan ezberlemiş.
Medenî dünya bu.
Çocuklar birbirini; Seni bombalarım, başına füze yağdırırım, sana intihar saldırısında bulunurum... diye tehdit ediyor.
Gelişim çağında bir çocuk için ne kadar da faydalı.
En ünlü pedagoklar sittin sene düşünseler bu kadar etkili bir eğitim yöntemi bulamaz.
Birebir etkileşim!
Medeniyet sadece bunları sunmuyor sofralarımız, başka bir şey daha yapıyor; Yeni bir insan tipi yetiştiriyor.
Umursamaz,
Vicdani rahatsızlık duymaz,
"Bana ne? Amaaaan!" demeyi en büyük ideal kabul eden çağdaş insan tipi.
Teşbih olmasın ama şuna benzemiyor mu?
Bir karga, az önce birlikte kanat çırptığı fakat kısa bir dalgınlıkla modern bir aracın altında kalıp parçalanan arkadaşının leşine konup midesini doyuruyor, hiç umursamıyor.
Fark ne?
Benim cebimde bir milyon bile yok, 'bana ne ondan veya bundan' demeye utanmayan insanla, arkadaşının leşine konan karga arasında ne fark var ki?
Kolay mı medenî olmak!
Parçalanmış insan vücudu seyredip kahvaltı yapmak kolay mı?
Türk filmlerinden vecizeler (internet ikramı)
- Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da.
- Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim. Ona baba diyebilir miyim?
- Annemi tekrar anlatır mısın babacığım?
- Senin annen bir melekti yavrum.
- Neden ağlıyorsun anneciğim?
- Hayır yavrum ağlamıyorum. Gözüme toz kaçtı.
- Benim de senin yaşlarinda bir oğlum vardı evladım.
- Annen sen doğarken öldü yavrum.
- N'olur gerçekleri söyleyin doktor, yaşayacak mıyım?
- O kızla evlenirsen, seni mirasımdan mahrum, evlatlıktan men ederim.
- N'ayır Necla, n'olamaz.
- Hayır siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.
- Tanrım, bu resim... bu resim...
- Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatörün kızısın.
- Biz ayrı dünyaların insanıyız.
- Aman tanrım, göremiyorum... Göremiyorum.. Kör oldum.
- Görüyorum... Görüyorum...
- Evlenince pembe panjurlu bir evimiz olacak.
- Aman Allah'ım, ne kadar mesudum.
- Hayır.. Durun..! Kemal suçsuzdur.. Aradığınız suçlu benim !
- Bizim bu dünyada yaşamaya hakkımız yok mu be hakim bey abicim. Ha?
- Bu ses.. Bu ses.. Olamaz, git.. Git buradan..
- Ben kör bir gencim, hayatımı keman çalarak kazanırım. Rica ederim duygularımla oynamayın.
- Sen arkadaşımın aşkısın.
- Sizi ebediyete kadar bekleyeceğim.
- Lütfen haddinizi biliniz.
- Metanetinizi muhafaza ediniz. Tanrıdan ümit kesilmez.
- Tanrım ne kadar bedbahtım.
- Bana yıllar önce çılgıncasına sevdiğim bir kadını hatırlattınız...
- Babanın kanını yerde koma oğul.
- İşte bana yazmış olduğun aşk dolu mektuplar. Meğer hepsi yalanmış. Al bunları.
- Hayır Tamer... Olaylar sandığın gibi değil.
- Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..
- Beni paranla satın alabileceğini mi sandın?
- Bu resimdeki amca kim anne?
- Sen kaç yiğidim, ben onları oyalarım.
- Hayır.. Hayır.. Tertemiz hislerimle oynadın benim.
- Biliyordum.. Ölmediğini biliyordum Rıfat.
- Oh.. ne saadet.
- Yaa Justinyanus, işte buna Osmanlı tokadı derler.
- Yettim yiğidim.
- Yavrum İstanbul sana neler etmiş?
- Saadet dolu yuvamıza kara bir gölge düşmüş.
- Ben artık yarım bir insanım.
- Çocuğumun ameliyat parası için yaptım her şeyi.
- Ağlamak istiyorum.
- Demek ikimizde aynı kadını sevdik.
- Olmadı Neriman, yapamadım.. Seni unutamadım.
- Ben sırtımda taş taşır, yine seni okuturum yavrum.
- Söyleyemedim anne, babamın simitçi olduğunu yine söyleyemedim!
- Son nefesimde her şeyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.
- Demek aşkımız bir yalandı.
- Parayla saadet olmaz evladım, bunu sakın unutma.
- Tanrım neden, neden ben!
İşte medenî dünyanın insanlığa ikramı bu.
Kapı komşunuzda olmuş gibi izliyor, kapı komşunuzda yaşanıyor gibi hissediyorsunuz olanları.
Medenî olma farkı bu.
Hıristiyan Batı kültürünün ikramı insanlığa.
Evde kurulan her cümlenin içinde şu kelimelerden bir veya bir kaçı var; Bomba, Savaş uçağı, İntihar komandosu, Katliam, Sabaha kadar yoğun ateş altında kaldı, Onlarca sivil öldü...
İlkokul birinci sınıfa giden çocuk bunlarla meşgul.
Okuma yazmayı henüz öğrenememiş olabilir, ama yukarıdaki kelimeleri çoktan ezberlemiş.
Medenî dünya bu.
Çocuklar birbirini; Seni bombalarım, başına füze yağdırırım, sana intihar saldırısında bulunurum... diye tehdit ediyor.
Gelişim çağında bir çocuk için ne kadar da faydalı.
En ünlü pedagoklar sittin sene düşünseler bu kadar etkili bir eğitim yöntemi bulamaz.
Birebir etkileşim!
Medeniyet sadece bunları sunmuyor sofralarımız, başka bir şey daha yapıyor; Yeni bir insan tipi yetiştiriyor.
Umursamaz,
Vicdani rahatsızlık duymaz,
"Bana ne? Amaaaan!" demeyi en büyük ideal kabul eden çağdaş insan tipi.
Teşbih olmasın ama şuna benzemiyor mu?
Bir karga, az önce birlikte kanat çırptığı fakat kısa bir dalgınlıkla modern bir aracın altında kalıp parçalanan arkadaşının leşine konup midesini doyuruyor, hiç umursamıyor.
Fark ne?
Benim cebimde bir milyon bile yok, 'bana ne ondan veya bundan' demeye utanmayan insanla, arkadaşının leşine konan karga arasında ne fark var ki?
Kolay mı medenî olmak!
Parçalanmış insan vücudu seyredip kahvaltı yapmak kolay mı?
Türk filmlerinden vecizeler (internet ikramı)
- Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da.
- Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim. Ona baba diyebilir miyim?
- Annemi tekrar anlatır mısın babacığım?
- Senin annen bir melekti yavrum.
- Neden ağlıyorsun anneciğim?
- Hayır yavrum ağlamıyorum. Gözüme toz kaçtı.
- Benim de senin yaşlarinda bir oğlum vardı evladım.
- Annen sen doğarken öldü yavrum.
- N'olur gerçekleri söyleyin doktor, yaşayacak mıyım?
- O kızla evlenirsen, seni mirasımdan mahrum, evlatlıktan men ederim.
- N'ayır Necla, n'olamaz.
- Hayır siz kovmuyorsunuz, ben vazifemden istifa ediyorum.
- Tanrım, bu resim... bu resim...
- Ben fakir bir gencim, sen ise zengin bir fabrikatörün kızısın.
- Biz ayrı dünyaların insanıyız.
- Aman tanrım, göremiyorum... Göremiyorum.. Kör oldum.
- Görüyorum... Görüyorum...
- Evlenince pembe panjurlu bir evimiz olacak.
- Aman Allah'ım, ne kadar mesudum.
- Hayır.. Durun..! Kemal suçsuzdur.. Aradığınız suçlu benim !
- Bizim bu dünyada yaşamaya hakkımız yok mu be hakim bey abicim. Ha?
- Bu ses.. Bu ses.. Olamaz, git.. Git buradan..
- Ben kör bir gencim, hayatımı keman çalarak kazanırım. Rica ederim duygularımla oynamayın.
- Sen arkadaşımın aşkısın.
- Sizi ebediyete kadar bekleyeceğim.
- Lütfen haddinizi biliniz.
- Metanetinizi muhafaza ediniz. Tanrıdan ümit kesilmez.
- Tanrım ne kadar bedbahtım.
- Bana yıllar önce çılgıncasına sevdiğim bir kadını hatırlattınız...
- Babanın kanını yerde koma oğul.
- İşte bana yazmış olduğun aşk dolu mektuplar. Meğer hepsi yalanmış. Al bunları.
- Hayır Tamer... Olaylar sandığın gibi değil.
- Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..
- Beni paranla satın alabileceğini mi sandın?
- Bu resimdeki amca kim anne?
- Sen kaç yiğidim, ben onları oyalarım.
- Hayır.. Hayır.. Tertemiz hislerimle oynadın benim.
- Biliyordum.. Ölmediğini biliyordum Rıfat.
- Oh.. ne saadet.
- Yaa Justinyanus, işte buna Osmanlı tokadı derler.
- Yettim yiğidim.
- Yavrum İstanbul sana neler etmiş?
- Saadet dolu yuvamıza kara bir gölge düşmüş.
- Ben artık yarım bir insanım.
- Çocuğumun ameliyat parası için yaptım her şeyi.
- Ağlamak istiyorum.
- Demek ikimizde aynı kadını sevdik.
- Olmadı Neriman, yapamadım.. Seni unutamadım.
- Ben sırtımda taş taşır, yine seni okuturum yavrum.
- Söyleyemedim anne, babamın simitçi olduğunu yine söyleyemedim!
- Son nefesimde her şeyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.
- Demek aşkımız bir yalandı.
- Parayla saadet olmaz evladım, bunu sakın unutma.
- Tanrım neden, neden ben!
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024