İmam Hâdî dönemindeki genel siyasî durum
İmam Hâdî Hicrî 220 tarihinde Mu’tasım döneminde imamlık görevini üstlendi ve 254 yılında Mu’tezz döneminde şehit edildi. Bu dönem zarfında altı Abbâsî halifesine tanık oldu
25.05.2024 08:30:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Hâdî Hicrî 220 tarihinde Mu'tasım döneminde imamlık görevini üstlendi ve 254 yılında Mu'tezz döneminde şehit edildi. Bu dönem zarfında altı Abbâsî halifesine tanık oldu.
Mütevekkil dönemi ikinci Abbâsî döneminin başlangıcı olarak kabul edilir. Bu dönemin en belirgin özelliği Türklerin yönetim üzerinde etkili bir yere gelmeleri olmuştur.
Bu dönem pek çok tarihçi tarafından Abbâsî Devleti'nin çöküş döneminin başlangıcı olarak da kabul edilir. Nitekim bu dönemin sonunda Abbâsî Devleti Tatarlar tarafından 656 yılında yıkıldı.
Mütevekkil ve onu takip eden idarecilerin takip ettiği siyaset sonucu devlete bağlı bazı bölgelerin tedrici olarak bağımsız birer devlete dönüşmelerinin yolu açılmış oldu. Samanîler, Buveyhîler, Hamdanîler, Gazneliler ve Selçuklular gibi devletler bu dönemden sonra ortaya çıktı.
Bu dönemde Türkler, devlet kademelerinde önemli yerlere getirildi. Abbâsî ordusunu en tepeden en alt kademeye kadar Türkler- den meydana geliyordu denebilir.
İlk olarak Türklerden yardım talep eden, onları devletin önemli makamlarına getiren ve İslam ülkesinin vilayetlerini onların yönetimine veren ilk halife Mu'tasım'dır.
Mütevekkil, Ehl-i Beyt'in kendisine karşı olduğu gibi, Ehl-i Beyt dostlarına karşı da şiddeti esas alan bir politika izledi. İmam Hüseyin'in kabrinin ve etrafındaki evlerin yıktırılmasını emretmesi, daha doğrusu buraların ekilip biçilen tarlalara dönüştürülmesini istemesi, kabrinin yerini sulayarak çimenlik haline gelmesini ve insanların buraları ziyaret etmelerinin engellenmesi, bu yasağa uymayanların zindana atılmakla tehdit edilmesi vs...
Mütevekkil'in bu siyaseti Müslümanları derinden yaraladı. Özellikle Bağdat halkının tepkisine neden oldu. Bağdatlılar, mescid ve çarşılarda ona ve takip ettiği siyasete sövüp saymaktan çekinmediler.
Mütevekkil zamanında Irak şehirleri korkunç bir açlığa düştü. Birçok insan açlıktan öldü. Bizanlılar bu durumu fırsat bilerek İs-lam topraklarına saldırdılar. Dimyat'a girerek halkını kılıçtan geçirip her tarafı yakıp yıktılar. Sonra Küçük Asya'nın güneyinde Kilikya'ya saldırdılar. Halka ağır bir hezimet tattırdılar.
Hicrî 235 yılında Mütevekkil, üç oğlu Muntasır, Mu'tezz ve Müeyyed'i veliaht olarak tayin etti. Fakat Mu'tezz'e öncelik verdi. Çünkü Mu'tezz'in annesi Kabiha'yı seviyordu.
Fakat Muntasır bu tercihe çok öfkelendi. Dayıları olan Türklerle beraber babasına suikast düzenlemeyi planladı. Bu maksatla bazı Türkler Şam'da Mütevekkil'e suikast girişiminde bulunduysalar da Boğa el-Kebir ve Feth b. Hakan'ın çabaları sonucu girişim başarısızlıkla sonuçlandı.
Muntasır, babasının izlediği siyasetten farklı olarak Ehl-i Beyt'e karşı yumuşak bir tutum içine girdi. Onlara iyi davrandı. Ancak Muntasır'ın hâkimiyeti uzun sürmedi. Türkler ona karşı bir plan hazırladılar ve Hicrî 248 yılında doktoru aracılığıyla onu öldürdüler.
Muntasır'ın öldürülmesinden sonra Hicrî 248 yılında Müstain Billah halife oldu. Başkenti yeniden Bağdat'a taşıdı.Fakat Türkler ona güvenmiyorlardı. Türkler Müstain yerine Mu'tezz'in tahta geçirmeye karar verdiler.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Müstain ile Mu'tezz arasında aylarca süren savaşlar devam etti. Savaş Müstain'in öldürülmesi ile son buldu ve Mu'tezz halife oldu. İmam Hâdî, Halife Mu'tezz döneminde Hicrî 254 yılında şehit edildi.
Abbâsî Devleti'nin parçalanma sürecine girmesinin en önemli sebeplerinden bazıları hükümdarların kişiliklerinin zayıf olması, Türklerin, aynı zamanda eşlerinin ve annelerinin etkileriydi. Emir ve vezirlerin zulmü de insanların yöneticilere olan güveninin sarsılmasına sebep oldu.
Hicrî 254 yılından itibaren Bağdat'ta peş peşe kargaşalar başladı. 252 tarihine kadar aralıklı olarak dört kez tekrarlandı. 252 yılında bu kez Haricîlerin sebep olduğu kargaşalar başladı. Bütün bunlar Ehl-i Beyt dostlarının Hicrî 3. asrın ikinci yarısı boyunca sürdürdükleri ayaklanmaların dışındadır.
EKONOMİK DURUM
Siyasî karışıklıklar ekonomik durumun giderek kötüleşmesine neden oldu. İslam toplumunda sınıfların ortaya çıkması ekonominin hızla kötüye gitmesinde ciddi rol oynamıştır.
Açlık baş göstermiş, fiyatlar artmıştı. Can güvenliği diye bir şey kalmamıştı. Devlet, durumu kontrol edemez bir hale gelmişti. Halifeler, ordu komutanları, vezirler ve kâtiplerine de söz geçiremez olmuşlardı.
İMAM HÂDÎ'NİN KONUMU
Halife Mütevekkil'in, İmam Hâdî'yi Medine'den Samarra'ya getirttiğini ve Medine halkının bundan dolayı nasıl çalkalandağını, tedirgin olduğunu ifade etmiştik. Bu bize İmam'ın halkla nasıl bir ilişki içinde olduğunu, nasıl sevildiğini göstermektedir.
İmam Hâdî'nin sarayda da büyük bir etkisi vardı. Nitekim Mütevekkil'in annesi, oğlunun hastalıktan kurtulması için İmam'a tevessül etmiş ve ardından ona bir kese para göndermiştir.
Mütevekkil bu etkiyi gördüğü ve bu nüfusu kırmak istediği için İmam'ı takibat altına almış ve hapse attırmıştır. Bu da yetmezmiş gibi onu öldürmenin planlarını yapmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Mütevekkil dönemi ikinci Abbâsî döneminin başlangıcı olarak kabul edilir. Bu dönemin en belirgin özelliği Türklerin yönetim üzerinde etkili bir yere gelmeleri olmuştur.
Bu dönem pek çok tarihçi tarafından Abbâsî Devleti'nin çöküş döneminin başlangıcı olarak da kabul edilir. Nitekim bu dönemin sonunda Abbâsî Devleti Tatarlar tarafından 656 yılında yıkıldı.
Mütevekkil ve onu takip eden idarecilerin takip ettiği siyaset sonucu devlete bağlı bazı bölgelerin tedrici olarak bağımsız birer devlete dönüşmelerinin yolu açılmış oldu. Samanîler, Buveyhîler, Hamdanîler, Gazneliler ve Selçuklular gibi devletler bu dönemden sonra ortaya çıktı.
Bu dönemde Türkler, devlet kademelerinde önemli yerlere getirildi. Abbâsî ordusunu en tepeden en alt kademeye kadar Türkler- den meydana geliyordu denebilir.
İlk olarak Türklerden yardım talep eden, onları devletin önemli makamlarına getiren ve İslam ülkesinin vilayetlerini onların yönetimine veren ilk halife Mu'tasım'dır.
Mütevekkil, Ehl-i Beyt'in kendisine karşı olduğu gibi, Ehl-i Beyt dostlarına karşı da şiddeti esas alan bir politika izledi. İmam Hüseyin'in kabrinin ve etrafındaki evlerin yıktırılmasını emretmesi, daha doğrusu buraların ekilip biçilen tarlalara dönüştürülmesini istemesi, kabrinin yerini sulayarak çimenlik haline gelmesini ve insanların buraları ziyaret etmelerinin engellenmesi, bu yasağa uymayanların zindana atılmakla tehdit edilmesi vs...
Mütevekkil'in bu siyaseti Müslümanları derinden yaraladı. Özellikle Bağdat halkının tepkisine neden oldu. Bağdatlılar, mescid ve çarşılarda ona ve takip ettiği siyasete sövüp saymaktan çekinmediler.
Mütevekkil zamanında Irak şehirleri korkunç bir açlığa düştü. Birçok insan açlıktan öldü. Bizanlılar bu durumu fırsat bilerek İs-lam topraklarına saldırdılar. Dimyat'a girerek halkını kılıçtan geçirip her tarafı yakıp yıktılar. Sonra Küçük Asya'nın güneyinde Kilikya'ya saldırdılar. Halka ağır bir hezimet tattırdılar.
Hicrî 235 yılında Mütevekkil, üç oğlu Muntasır, Mu'tezz ve Müeyyed'i veliaht olarak tayin etti. Fakat Mu'tezz'e öncelik verdi. Çünkü Mu'tezz'in annesi Kabiha'yı seviyordu.
Fakat Muntasır bu tercihe çok öfkelendi. Dayıları olan Türklerle beraber babasına suikast düzenlemeyi planladı. Bu maksatla bazı Türkler Şam'da Mütevekkil'e suikast girişiminde bulunduysalar da Boğa el-Kebir ve Feth b. Hakan'ın çabaları sonucu girişim başarısızlıkla sonuçlandı.
Muntasır, babasının izlediği siyasetten farklı olarak Ehl-i Beyt'e karşı yumuşak bir tutum içine girdi. Onlara iyi davrandı. Ancak Muntasır'ın hâkimiyeti uzun sürmedi. Türkler ona karşı bir plan hazırladılar ve Hicrî 248 yılında doktoru aracılığıyla onu öldürdüler.
Muntasır'ın öldürülmesinden sonra Hicrî 248 yılında Müstain Billah halife oldu. Başkenti yeniden Bağdat'a taşıdı.Fakat Türkler ona güvenmiyorlardı. Türkler Müstain yerine Mu'tezz'in tahta geçirmeye karar verdiler.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, Müstain ile Mu'tezz arasında aylarca süren savaşlar devam etti. Savaş Müstain'in öldürülmesi ile son buldu ve Mu'tezz halife oldu. İmam Hâdî, Halife Mu'tezz döneminde Hicrî 254 yılında şehit edildi.
Abbâsî Devleti'nin parçalanma sürecine girmesinin en önemli sebeplerinden bazıları hükümdarların kişiliklerinin zayıf olması, Türklerin, aynı zamanda eşlerinin ve annelerinin etkileriydi. Emir ve vezirlerin zulmü de insanların yöneticilere olan güveninin sarsılmasına sebep oldu.
Hicrî 254 yılından itibaren Bağdat'ta peş peşe kargaşalar başladı. 252 tarihine kadar aralıklı olarak dört kez tekrarlandı. 252 yılında bu kez Haricîlerin sebep olduğu kargaşalar başladı. Bütün bunlar Ehl-i Beyt dostlarının Hicrî 3. asrın ikinci yarısı boyunca sürdürdükleri ayaklanmaların dışındadır.
EKONOMİK DURUM
Siyasî karışıklıklar ekonomik durumun giderek kötüleşmesine neden oldu. İslam toplumunda sınıfların ortaya çıkması ekonominin hızla kötüye gitmesinde ciddi rol oynamıştır.
Açlık baş göstermiş, fiyatlar artmıştı. Can güvenliği diye bir şey kalmamıştı. Devlet, durumu kontrol edemez bir hale gelmişti. Halifeler, ordu komutanları, vezirler ve kâtiplerine de söz geçiremez olmuşlardı.
İMAM HÂDÎ'NİN KONUMU
Halife Mütevekkil'in, İmam Hâdî'yi Medine'den Samarra'ya getirttiğini ve Medine halkının bundan dolayı nasıl çalkalandağını, tedirgin olduğunu ifade etmiştik. Bu bize İmam'ın halkla nasıl bir ilişki içinde olduğunu, nasıl sevildiğini göstermektedir.
İmam Hâdî'nin sarayda da büyük bir etkisi vardı. Nitekim Mütevekkil'in annesi, oğlunun hastalıktan kurtulması için İmam'a tevessül etmiş ve ardından ona bir kese para göndermiştir.
Mütevekkil bu etkiyi gördüğü ve bu nüfusu kırmak istediği için İmam'ı takibat altına almış ve hapse attırmıştır. Bu da yetmezmiş gibi onu öldürmenin planlarını yapmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hadi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.