Mademki her türlü çözümü küreselleşmede arayan bir fikir cereyanına kapıldık millet olarak... O zaman başımıza gelen her musibetin de, hastalığın da, nedenini küreselleşme çerçevesinde aramak ve adlandırmak hakkımız olduğuna inanıyorum. Evet, çağımız insanı dün olduğundan daha fazla bugün hastadır, mutsuzdur, doyumsuzdur. O zaman küreselleşeme başlı başına bir hastalıktır... Sömürgeci güçlerin, yenidünya düzeni adı altında sahneye koydukları ve maalesef bizim hükümetlerimizin de koşar adımlarla takip ettikleri küreselleşmenin hastalıkları, devletlerin siyasi, ekonomik, kültürel hemen her alanda başına bela olmuştur. Başlangıçta, sömürü düzenini hazırlayanların rahatı için düşünülen, çağdaş sömürgecilik fikriyatı olan "küreselleşme"; milletleri kendi şartlarında çözüm üretme konumundan çıkarıp, belli güçlerin çemberine sokarak yönetmek, sömürmek, maksadıyla hazırlanan bir tezgâh halini almıştır... Milletlerin kendi kültür ve inançlarından soyutlanarak, haçlı batının kültür ve inancında yok edilmeye de çalışıldığı bu süreç, milletlerin bünyelerinde hastalıklar oluşturdu. Ekmeğini tarımdan elde edenlerin elinden tarımları, ekmeğini hayvancılıktan elde edenlerin elinden hayvancılıkları, velhasıl milletlerin ellerinden küresel bahanelerle ekmekleri alındı. Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Sosyal Devlet Milli Devlet" adlı eserinde küresel tuzağı şu şekilde dile getirmektedir;"Her geçen gün, özellikle de gelişmiş ülkeler, kendi iç pazarlarını korumada ve yabancı ülkelerin pazarlarını ele geçirmede daha acımasız ve agresif bir tutum takınmaktadırlar. Bunun en temel sebebi, kapitalist modelin yanlış kabulleri ve sonuçlarıdır. Liberal- kapitalist temeller üzerine oturan goabalizim (küreselleşme), her geçen gün üretimde daralmaya neden olduğu için; ülkeler, daralan iç pazarlarını korumada daha ısrarlı olurken, yeterli olmayan iç pazarlarının açığını kapatma üzere de dış pazarları ele geçirmeye uğraşmaktadırlar. Doğal olarak da gücü yeten her ülke, bu adımları atmaya başladığında, bugünkü gözlemlediğimiz "içinden çıkılmaz tablo" kendini göstermektedir." (a.g.e./sayfa; 41)Çözüm diye başımıza bela edilen küreselleşme, sosyal hayatın her şubesinde kendini göstermektedir. Küreselleşme başımızın belasıdır, çağın vebasıdır. Çağların vebalarına, kuş gribine, domuz gribine aşılar bulunmaktadır. Küresel hastalıkların aşısı da "milli ve dini" çözümlerdir. Eğer bu değerlerle aşılanmazsa bu millet, çok geçmeden küresel hastalıklara kurban girmemesi için bir sebep yoktur.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan gençlere mesaj / 29.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024