3 yılda elde edilen iyileşmeler, 30 günde uçtu gitti. Yine bizi yönetenler umarsız, çaresiz, gariban ve kendilerinden öncekiler gibi "yabancı sermayeye hoş görünüp, HÖT (Hatırlı Özür Teşviği) vererek el parası bulup getirerek doların fiyatını geriletmenin" peşine düştü.
Niçin ibiş ülke kaldık?Lig atlayamıyoruz.Bir ileri iki geri...Yine çakıldık.Siz bakmayın Başbakan'ın, bakanların, Merkez Bankası Başkanı'nın "duruma hakimiz..." kof edebiyatına... Türkiye yeniden duvara toslamaya gidiyor.Yine kriz kapıya dayandı.Ülke notu yine düşüyor.Yine kur yükseliyor.Yine enflasyon tırmanıyor...Yine faizler yukarıya... 3 yılda elde edilen iyileşmeler, 30 günde uçtu gitti. Yine bizi yönetenler umarsız, çaresiz, gariban ve kendilerinden öncekiler gibi "yabancı sermayeye hoş görünüp, HÖT (Hatırlı Özür Teşviği) vererek el parası bulup getirerek doların fiyatını geriletmenin" peşine düştü.Oysa bu yol, yol değil.Bu yol, çıkar değil.50 yıldır aynı yoldayız.Sonu aydınlık değil.Yabancı parasıyla büyüyoruz.Evet, ihracatımız da artıyor.Ancak "ihraç ettiğimiz maldan elde ettiğimiz gelir, ithal ettiğimiz mala ödediğimizin çok altında" kalmaya devam ediyor.Döviz açığı veriyoruz.Döviz açığını kapatmak için yabancı hoppa paraya (sıcak para) dolar bazında yüzde 20 faiz ödemek zorunda kalıyoruz. Bu da onları kesmiyor, gitmesinler diye "yalvar yakar oluyor, faizleri yine artırıyor", Merkez Bankası'nın ve TMSF'nin elinde birikmiş döviz stoklarını piyasaya sürerek "kuru indirmeye" çalışıyoruz. Bu kez yerli üretim darbe yiyor, sıkışıyor, daralıyor, büzülüyor. Yerli fabrikalar zorlanıyor.Ve işsizlik artıyor.Yoksulluk büyüyor.Türkiye zaten 25 AB, 3 EFTA ve G7'de katılması beklenenlerle birlikte 33 ülke içinde Avrupa'nın en yoksul ikinci ülkesiydi. Fakat son dalgalanmayla birlikte milli geliri küçüldüğü için Türkiye, şimdi Makedonya'nın da altına inip Avrupa'nın en yoksul ülkesi oldu.(Kaynak AB İstatistik Kurumu EUROSTAT)Kaplanı olacaktık, Avrupa'nın koyunu olduk.Avrupa'nın en aptalı durumuna düştük. Bizi bu noktaya izlediğimiz yol, benimsediğimiz "dış borca bağımlı, el parasına mahkûm kalkınma felsefesi" getirdi. IMF ile imzalanmış 19. stand-by anlaşması da bozguna gidiyor. 1954'ten beri her krize düştüğümüzde kapısına gittiğimiz IMF ile yapılan 19. anlaşmadan sonra yine de tünelin ucunu görebilmiş değiliz.Bu yol yol değil.50 yıl hayhuyla geçti.Yitip gitti.Bu yol bizi ibiş ülke yaptı.Acaba; "iç ve dış çıkar çevreleri bir olup bu yol sizin için en iyi yoldur" diye bizi tuzağa mı düşürdü? Necati Doğru/ Vatan
Niçin ibiş ülke kaldık?Lig atlayamıyoruz.Bir ileri iki geri...Yine çakıldık.Siz bakmayın Başbakan'ın, bakanların, Merkez Bankası Başkanı'nın "duruma hakimiz..." kof edebiyatına... Türkiye yeniden duvara toslamaya gidiyor.Yine kriz kapıya dayandı.Ülke notu yine düşüyor.Yine kur yükseliyor.Yine enflasyon tırmanıyor...Yine faizler yukarıya... 3 yılda elde edilen iyileşmeler, 30 günde uçtu gitti. Yine bizi yönetenler umarsız, çaresiz, gariban ve kendilerinden öncekiler gibi "yabancı sermayeye hoş görünüp, HÖT (Hatırlı Özür Teşviği) vererek el parası bulup getirerek doların fiyatını geriletmenin" peşine düştü.Oysa bu yol, yol değil.Bu yol, çıkar değil.50 yıldır aynı yoldayız.Sonu aydınlık değil.Yabancı parasıyla büyüyoruz.Evet, ihracatımız da artıyor.Ancak "ihraç ettiğimiz maldan elde ettiğimiz gelir, ithal ettiğimiz mala ödediğimizin çok altında" kalmaya devam ediyor.Döviz açığı veriyoruz.Döviz açığını kapatmak için yabancı hoppa paraya (sıcak para) dolar bazında yüzde 20 faiz ödemek zorunda kalıyoruz. Bu da onları kesmiyor, gitmesinler diye "yalvar yakar oluyor, faizleri yine artırıyor", Merkez Bankası'nın ve TMSF'nin elinde birikmiş döviz stoklarını piyasaya sürerek "kuru indirmeye" çalışıyoruz. Bu kez yerli üretim darbe yiyor, sıkışıyor, daralıyor, büzülüyor. Yerli fabrikalar zorlanıyor.Ve işsizlik artıyor.Yoksulluk büyüyor.Türkiye zaten 25 AB, 3 EFTA ve G7'de katılması beklenenlerle birlikte 33 ülke içinde Avrupa'nın en yoksul ikinci ülkesiydi. Fakat son dalgalanmayla birlikte milli geliri küçüldüğü için Türkiye, şimdi Makedonya'nın da altına inip Avrupa'nın en yoksul ülkesi oldu.(Kaynak AB İstatistik Kurumu EUROSTAT)Kaplanı olacaktık, Avrupa'nın koyunu olduk.Avrupa'nın en aptalı durumuna düştük. Bizi bu noktaya izlediğimiz yol, benimsediğimiz "dış borca bağımlı, el parasına mahkûm kalkınma felsefesi" getirdi. IMF ile imzalanmış 19. stand-by anlaşması da bozguna gidiyor. 1954'ten beri her krize düştüğümüzde kapısına gittiğimiz IMF ile yapılan 19. anlaşmadan sonra yine de tünelin ucunu görebilmiş değiliz.Bu yol yol değil.50 yıl hayhuyla geçti.Yitip gitti.Bu yol bizi ibiş ülke yaptı.Acaba; "iç ve dış çıkar çevreleri bir olup bu yol sizin için en iyi yoldur" diye bizi tuzağa mı düşürdü? Necati Doğru/ Vatan