Trabzon'dayım, seçim çalışmaları için.
Türkiye genelinde olduğu gibi burada da BTP'nin durumu çok çok iyi.
Buranın bir farkı var. Genel Başkanımızın Trabzonlu olması, daha farklı bir heyecan katıyor yörenin seçmenine.
Yaklaşık 50 yıl sonra bir Başbakan çıkaracak olmanın heyecanı bu.
4 Kasım sabahı Prof. Dr.
Haydar Baş'ı Başbakan olarak TBMM'ye göndermenin hummalı bir çalışması var Trabzon'da.
Trabzon'da yayın yapan Zigana TV (Sahibi M. Ali Yılmaz, TS onursal Genel Başkanı), Karadeniz Gazetesi, Bilizi İletişim ve Türkcell'in ortaklaşa yaptığı ankette "BTP %24.10 ile birinci parti."
BTP'yi %19'la AKP izliyor. Şişirmenin aksine AKP bu bölgede, ince hastalık müptelası gibi, günden güne eriyor.
Mesela Of mitingi sonrası BTP en yakın rakibi AKP'ye %12 fark atmış durumda.
Zigana TV aslında malûmu ilam etti, yani bilineni açıkladı. Bir başka deyişle ihkak-ı hakta bulundu, yiğidin hakkını yiğide verdi.
BTP'nin bu yükselişlini aylardır gizlemeye çalışan diğer dış destekli, iç köstekli "güzide kertel" medyası yanında Zigana TV'nin yetkililerine teşekkür ederim.
Bana bu anket sonuçları söylenince şu fıkrayı söyledim;
Karadenizliye hakim sormuş:
Adın ne evladım?
"Ahmet" demiş ve eklemiş;
"Se" harfi yok oğa.
Hakim:
Ahmet'te "se" harfi olmaz deyince, Karadenizli hakime:
Eee, piz ne dedük? demiş.
Biz ne diyoruz, ne dedik?
BTP'nin anketlerini Scala Piyasa Araştırma Gurubu yapıyor.
Scala bu konuda hayli tecrübeli ve bir o kadar da objektif.
18 Nisan seçimlerinde büyük sürpriz yapan MHP'nin alacağı oy oranını Scala %1.5 yanılma ile tespit eden tek araştırma kurumudur.
O zaman ve şimdilerde ekranlara çıkan kalın enseli, bol desenli acaba ne desenli araştırma gurubu yetkilileri MHP konusunda %10, diğer partiler konusunda da % 3-5 arasında yanılmışlardır.
18 Nisan sonrası köşklerinde yaşadıkları şoku köşelerine taşıyan ünlü köşe kapmacı yazarlar şöyle diyordu:
"İyi de biz 18 Nisan öncesi halkın nabzını tutmuştuk. Nabız yerine başka bir şey mi tuttuk".
Her kes çok iyi biliyor ki, sayın köşe yazarlarımız tarih boyu hep başka şeyler tutuyor.
Niye mi?
Şunun için;
Bugün ülkenin içinde bulunduğu içler acısı hal, biraz da medyanın eseri değil mi?
Patronlarının hoşuna gitmeyen hükümetleri, terk partili de olsa yıkmayı başaran medya 3.5 yıldır bu aziz millete adeta kan kusturan üçlü ahbap koalisyonunu yere göğe sığdıramıyorsa bu halden hiç mi sorumlu değildir?
İktidar; yapmaya muktedir olandır. Vatanın, milletin hayrına olan işleri yapmaya.
Muhalefet, yaptırmamaya muktedir olandır, aynen vatanın ve milletin yararına olmayan şeyleri yaptırmamaya.
Medya da vatanın ve milletin hayrına olmayan şeyleri engellemek, kamuyu bilgilendirip, yapılan yanlışlara kanuni ölçülerden sapmamak şartıyla halkın engel olmasını sağlamak değil midir?
Yani, iktidarın yanlış icraatlarını halk ile engellemek.
Çoğu "dönme" (Yalçın Küçük öyle iddia ediyor) bu medya yetkilileri, yıllardır bu ülke aleyhinde yapılan bütün icraatlara çanak tutmadı mı?
Çok iyi, çok iyi demedi mi?
Yıllar önce ABD'den Türkiye'ye "Morisson Süleyman" unvanıyla gelen Süleyman Demirel'in halefi olarak ülkemize teşrif eden M. Ali Bayar, üstadından örnek alarak hava alanında bayrak ve Kur'an öperek işe başladığı günden bu tarafa yaptığı her hareket medyada birinci haber oldu.
Sonunda ne oldu? Üstadı ona; sen henüz acemisin, yanlış yaparsın, acemi ördek suya kıçtan dalar misali, yanlış dalarsın, önce ABD'li sayın Çiller'e sığın, işi öğren, sonra, nasıl Çiller benim yerimi kaptıysa sen de onun yerini kaparsın demiştir.
Tabanı yok, seçmeni yok, bu ülkeye ait hiçbir şeyi yok, bu ülke insanıyla paylaşacağı hiç bir ortak değeri yok.
BTP'nin o muhteşem mitinglerine 5 saniye yer ayırmayan, "Kanal 7" bile sayın Bayar'ın milletle dalga geçercesine, parti kongresinde halkın huzurunda sakız çiğnemesine "Ne rahat adam" sloganıyla 5 dakika zaman ayırdı.
Burada halkın BTP'ye çok yoğun bir teveccühü var.
Ülkenin her yanında olduğu gibi.
