Milliyet'ten Semih İdiz'in "Ankara'nın esnekliği" olarak gayet iyimser bir şekilde yorumladığı Türkiye'nin havayolları konusunda Rumlara tanıdığı kolaylıklar, aslında Türkiye'nin Rum tarafını tanıma stratejisinin önemli bir ayağını teşkil ediyor. AKP hükümeti sessiz sedasız Rum tarafını tanıyor ve bizim medya da bu konunun üzerinde bilerek durmuyor... Kıbrıs konusu medyamızın üzerinde durduğu konuların başında gelir. Konuya bakış çerçevemiz de aşağı yukarı bellidir. Ancak, cereyan eden öyle ilginç ve önemli bazı gelişmeler var ki, bunlar nedense pek dikkat çekmez. Bu nedenle de kamuoyumuz bunlardan haberdar olmaz. Örneğin, Ankara'nın, geçen haftalarda sessizce aldığı bir kararla, Türk hava sahasını Rum kesimindeki Larnaka Havaalanı'na yolcu taşıyan uluslararası havayollarına açtığını kaçımız biliyordu? Oysa, buna daha önce izin verilmiyordu. Limanlarımızın Rum bandıralı gemilere açılıp açılmamasının tartışıldığı şu sıralarda meydana gelen bu gelişme, Ankara'nın bazı konulara daha esnek bakmaya başladığını göstermesi açısından çok önemli. Demek ki, limanlar tartışmasında da ileride bazı yeni "ara adımlar" görebiliriz. Türkiye'nin hava sahası, tabii ki, Rumlara ait olan "Kıbrıs Havayolları"na hâlâ kapalı. Zaten açılmış olsaydı, o zaman "limanların Rum gemilerine açılması" tartışması da anlamını yitirmiş olurdu. Ancak bu, atılmış olan sözünü ettiğimiz adımın önemini azaltmıyor.Bu yeni durumda, örneğin Londra'dan kalkan diğer ülkelerin uçakları, bundan böyle, yarım saatlik bir zaman tasarrufuyla -ki bu taşımacılıkta hiç de yabana atılacak bir süre değil- Güney Kıbrıs'a varabilecekler. Burada, Türkiye tarafından son haftalarda alınan ve yukarıda sözünü ettiğim adımla ilintili görünen bir diğer karara da işaret etmek isterim. Kıbrıslı Rum işadamı Stelios Haji-İoannou'ya ait "Easy Jet" şirketinin bundan böyle İstanbul'a yolcu taşıyacağı haberi aslında basınımızda yer aldı. Ancak, Haji-İoannou'nun bizim Pegasus Havayolları'yla temasta olduğu pek duyulmadı.