Gençlerin spor yapma özgürlüğü üzerine bir yazı hazırlıyordum. Acaba devlet bu konuda ne düşünüyordu diye merak ederek eski çalışmalara bir göz attım. Sonuçlar ilginç.
Türkiye'de 1. Beden Eğitimi ve Spor Şûrası 18-24 Şubat 1946 tarihinde Ankara'da toplanmış. Hasan Ali Yücel'in başkanlığında oluşturulan 6 ana komisyonda çalışmalar yapılmış. 2. Spor Şûrası ise uzun bir aradan sonra
6-16 Şubat 1961 tarihinde yine Ankara'da yapılmış. Üçüncüsü ise 28-30 Mart 1980 de Ankara'da, dördüncüsü ise 8-11 Mayıs 1990'da Ankara'da, beşincisi 30 Haziran-2 Temmuz 1999 da Ankara'da gerçekleşmiş. 2008 yılında 6. şûra düzenlenmiş.
Ancak hatırladığımız üzere beklentilerin arttığı şûra sürecinde dönemin Gençlik ve Spordan Sorumlu Bakanı Murat Başesgioğlu ve yine dönemin Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın arasındaki anlaşmazlık, şûra gündeminin üstüne çıkmış ve sonucunda Genel Müdür Atalay'ın istifasıyla sonuçlanmıştı.
Bu şûraları incelediğimizde karşımıza farklı zamanlarda yapılsa da, alınan kararların birbirine benzediği ancak pek çoğunun uygulanmadığı, şûraların demokratik bir anlayışla yapılmış, kararların özgürlükçü bir anlayışla alınmış olduğunu görüyoruz. Ancak yönetim erkinin bu kararları uygulamamış olması, bazı şûra toplantılarının gündem maddelerini günün ihtiyaçlarına göre değil, siyasi erkin taleplerine göre düzenlendiği de gözden kaçmıyor.
Ve en ilginci şûralara katılanların yaş ortalamalarının oldukça yüksek olması, gençlere ve düşüncelerine yeterince yer verilmemiş olması gençlerin göz ardı edildiği gerçeğini ortaya koyuyor.
***
Gençlerimiz; hiçbir zaman kendi kararlarını alan ve uygulayan bireyler olma şansını yakalayamadılar. Atatürk zamanında ise çoğunluğun cephelerde savaşıp şehit düşmesiyle de gazi olması nedeni ile gençler nüfusun azınlığını teşkil ediyorlardı. Buna rağmen Atatürk ülkenin olimpiyatlar dahil pek çok spor dalında başarılı olması için gerekli yatırımların yapılmasına önderlik etmiş, bizzat ilgilenerek pek çok karara imza atmıştır.
Bu kadar şûra yapılmasına rağmen 1999 spor şurasını ön plana çıkarmamın nedeni ise, gerek şûranın toplanma ve gerekse komisyon çalışmalarının, gençlerin istek ve ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde, demokratik bir işleyiş sergilemiş olmasıdır.
Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı, Fikret Ünlü' nün Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olarak katıldığı şûra çalışmalarında, öncekilerden farklı olarak sporun özerkleşmesi ve teşkilatın yeniden yapılanması açısından büyük önem taşıyan uyarılarda bulunmuşlar, sonunda şûrada kararlar alınmış ve diğer şûralarda yapılmayan bir uygulama ile yürürlüğe konulmuştur.
Türkiye'nin Olimpiyatlara ev sahipliği yapması konusu ilk kez bu şûrada gündeme getirilmiş, ülke tanıtımındaki önemine değinilmiştir.
***
Şimdi bugüne bir bakalım.
Koskoca bir teşkilat yapılanması olmasına rağmen aradan geçen süreçte elde edildiği belirtilen sonuçlar hiç de iç açıcı değildir. Ülkede spor üvey evlat olmaktan kurtulamamış, çeşitli vesileler ile eskiyen spor tesisleri yenilenememiş, gençlik kamp ve tesisleri kaderine terk edilmiştir. Ülkede sporun bel kemiği olan okul spor yurtları gerekli yardım ve desteği görmemekte, okullarda spor odaları mescide çevrilirken; futbol ve okçuluk dışındaki dallar ihmal edilmiştir.
Çocuk ve gençlerin boş zamanlarını değerlendireceği uğraşların başında cep telefonları gelmekte, kontrolsüz bir biçimde durağan hale gelen bir nesil obezite tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Spor sadece vücudu çalıştıran bir uğraş değildir. Ayrıca çocuk ve gençlerimizi her türlü kötü alışkanlıktan uzak tutan, yetişkinlerde sağlık giderlerini azaltan; daha doğrusu sağlığı yeniden kazandıran bir zorunluluktur.
Sadece spor tesisi yapmanın, eski Atatürk statlarını ve kapalı salonları yıkıp yerine yüksek maliyetli yenilerini yapmanın hiçbir yarar sağlamadığı ortadadır. Bugün Türk sporunun geldiği nokta sorunların tartışılacağı yeni bir şûranın yapılmasını gerektiren en önemli veridir.
Birkaç gayretli sporcunun ve kulübün dışında milli sporcu çıkartamayan bir sona doğru gidiyor olmanın hesabını birilerinin vermesi gerekmez mi?
- Gözyaşı… / 27.12.2023
- Yazmak, yaşamaktır… / 23.12.2023
- Haydar Hoca'yı unutmayın / 02.12.2023
- Öğretmenim… / 23.11.2023
- Bir zeytin öyküsü… / 11.11.2023
- Yağmur mevsimi… / 07.11.2023
- Çocuk! / 05.11.2023
- Deprem gerçeği / 01.11.2023
- Cumhuriyet anlayışı / 28.10.2023