Kadınlara yönelik sözlü şiddetin, fiziksel şiddetten daha fazla olumsuz etki yaptığı bildirildi. Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Kocacık, kadınların toplumda fiziksel, ekonomik, kültürel ve psikolojik (sözel veya duygusal) yönden şiddete uğradığını belirtti. Toplumda yaygın olarak, şiddet denilince sadece fiziksel olanın akla geldiğini ifade eden Prof. Dr. Kocacık, "Şiddet, sadece fiziksel olarak algılanmamalıdır. Sözlü veya psikolojik yönden yapılan şiddet de vardır. Aşağılama, sevgisiz bırakma, ayrımcılık, alay etme, engelleme, teşhir, zorlama da bir çeşit şiddet şeklidir. Kadınlara yönelik sözlü şiddet, bireyde fiziksel şiddetten daha fazla olumsuz etki yapar" diye konuştu. Türü ne olursa olsun uğranılan şiddetin, aile içi ilişkilerde olumsuz etkilere yol açtığına işaret eden Faruk Kocacık, ailede kadının şiddete uğramasının, aile içindeki otoritesini sarstığını ve bu yüzden kadının, ailedeki rollerini gereği gibi yerine getiremediğini kaydetti.
Çiftler uzlaşmacı olmalı
Toplumun temel birimi ve varlığı kaçınılmaz olan ailenin korunması ve güçlenmesi için kadına yönelik şiddetin mutlaka önlenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kocacık, şunları söyledi: "Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için, toplumsal yaşam içinde önce bireyin kendisini tanımasını sağlamak ve empati (kendini karşısındakinin yerine koyma) geliştirmek gereklidir. Bu konuda gerektiğinde uzman kişilere başvurmanın da çok gerekli ve yararlı olduğu benimsetilmelidir. Birey, çatışmayı çözmeye, iletişim becerilerini geliştirmeye yönlendirilmelidir. Otoriter ve geleneksel yapının dönüştürülmesi ve sosyal davranışları yönlendiren yerleşik değerlerin, çağın gereksinimlerine göre uyumu sağlanmalı, temel değerlerin uzlaşmacı ve barışcı olmasına özen gösterilmelidir."
Çiftler uzlaşmacı olmalı
Toplumun temel birimi ve varlığı kaçınılmaz olan ailenin korunması ve güçlenmesi için kadına yönelik şiddetin mutlaka önlenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kocacık, şunları söyledi: "Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için, toplumsal yaşam içinde önce bireyin kendisini tanımasını sağlamak ve empati (kendini karşısındakinin yerine koyma) geliştirmek gereklidir. Bu konuda gerektiğinde uzman kişilere başvurmanın da çok gerekli ve yararlı olduğu benimsetilmelidir. Birey, çatışmayı çözmeye, iletişim becerilerini geliştirmeye yönlendirilmelidir. Otoriter ve geleneksel yapının dönüştürülmesi ve sosyal davranışları yönlendiren yerleşik değerlerin, çağın gereksinimlerine göre uyumu sağlanmalı, temel değerlerin uzlaşmacı ve barışcı olmasına özen gösterilmelidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.