Ali Ekber şehit oluyor
İmam Hüseyin (a.s.), Ali Ekber’in başına gelip şöyle buyurdu: “Ey yavrum, Allah seni öldüren bu zalim kavmi öldürsün, Allah’ın ve Resûlullah’ın hürmetini ortadan kaldırmaya ne kadar da cüret ettiler”
20.07.2025 12:28:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Kerbela toprağı ashabın kanları ile sulanmıştı. Sıra yavaş yavaş İmam Hüseyin (a.s.)'a geliyordu ki, Ehl-i Beyt'inden Ali Ekber öne atıldı ve savaş meydanına girmek için izin istedi.
Ali Ekber, İmam Hüseyin (a.s.)'ın Ehl-i Beyt'inden ilk şehit olan kişidir. Kerbela sırasında 18 veya 27 yaşında olduğuna dâir rivayetler vardır.
Bu katliamda, İmam Hüseyin (a.s.)'ın küçük oğlu Ali Zeynelâbidin ve yeğenleri Ömer ile Hasan dışında Ehl-i Beyt'inden de kurtulan olmamıştır.
Ali Ekber'in savaş meydanında gösterdiği kahramanlıkları râvilerce aktarılmıştır. Humeyd b. Müslim, Kerbela'da olayları aktaran bir râvidir, şöyle anlatıyor:
"Bir kişinin yanındaydım. Ali Ekber hamle edip de herkes onun önünden kaçınca, o yanımdaki kişi çok rahatsız oldu. Kendisi de güçlü biriydi. Şöyle dedi: "And olsun ki, şu genç eğer benim yakınımdan geçerse, bunun acısını babasının kalbine yerleştireceğim."
Ben ona, "Senin işin yok mu? Bırak nasıl olsa sonunda onu biri öldürecektir" dedim.
"Hayır" dedi.
Ali Ekber, gelip bu kişinin yakınından geçince bu kişi onu gafil avladı, güçlü bir mızrak ile ona öyle bir darbe indirdi ki, artık Ali Ekber'in atı üzerinde durmaya gücü kalmadığından kollarını atın boynuna saldı ve şöyle feryat etti: "Babacığım şimdi artık ceddimi görüyorum ve O'nun elindeki suyu içeceğim."
"18 yaşında olan Ali bin Hüseyin (a.s.), Aşura günü Peygamber ailesinin hepsinden daha önce şehadet meydanına ayak bastı. Babası ile vedalaşarak çadırlardan hareket etmek istediğinde, İmam Hüseyin (a.s.) onun güzel boynuna ve şekline şefkatle bakıp yüzünü göğe doğru tutarak şöyle dedi: "Allah'ım! Sen bu kavmin aleyhine şahit ol, şimdi bu insanlar arasında yaradılış, ahlak, huy ve konuşma açısından senin Peygamberine en fazla benzeyen bir genç onlara doğru hareket ediyor.
Biz Peygamberin (s.a.v.) simasını görmeyi arzu ettiğimizde ona (Ali Ekber) bakıyorduk.
Allah'ım! Onları yeryüzünün bereketlerinden mahrum kıl, onları tefrikaya düçâr et ve onları ihtilaflı yollara düşür, yöneticilerini onlardan hiçbir zaman razı etme. Çünkü onlar bizi yardım etmek vaadi ile davet edip, sonra bizi öldürmek için üzerimize saldırdılar."
İmam (a.s.) daha sonra şu ayeti okudu: "Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini âlemler üzerine seçti; onlar birbirlerinden bir zürriyettir. Allah işiten ve bilendir."
Hz. Ali Ekber, çadırdan ayrılıp, savaş meydanına gitmek istediğinde, İmam Hüseyin Ömer b. Sa'd'a hitap ederek şöyle konuştu: "Ey Sa'd'ın oğlu! Allah senin neslini kurutsun! Çünkü sen benim bu oğlumdan olacak neslimi kurutuyorsun."
"Ne olmuş sana, benim neslimi kestiğin gibi Allah da senin neslini kessin. Benim Resûlullah (s.a.v.) ile olan akrabalık ilişkimi gözetleyip hürmetimi korumadın. Allah, yatağında boğazlayacak bir kimseyi sana musallat kılsın."
"Susuzluk Ali Ekber'i şiddetle etkilemesine rağmen yine de düşman ordusuna çok ağır darbeler indirerek onlardan 120 kişiyi aşkın insanı cehenneme vâsıl etti ve çadırlara geri döndü.
Daha sonra tekrar düşman ordusuna saldırıp, onlardan ağır bir yara alarak toprağın üzerine düştü ve o esnada yüksek bir sesle: "Babacığım, şimdi ceddim Resûlullah (s.a.v.)'in cennet kadehiyle bana verdiği suyu doya doya içtim, artık bundan böyle hiçbir zaman susamayacağım" dedi.
At onu düşman askerlerinin arasına götürdü. Onlar da kılıçları ile onu parça parça ettiler."
İmam Hüseyin (a.s.), Ali Ekber'in başına gelip şöyle buyurdu: "Ey yavrum, Allah seni öldüren bu zalim kavmi öldürsün, Allah'ın ve Resûlullah (s.a.v.)'in hürmetini ortadan kaldırmaya ne kadar da cüret ettiler. Artık senden sonra dünyaya yazıklar olsun."
Ali Ekber, İmam Hüseyin (a.s.)'ın Ehl-i Beyt'inden ilk şehit olan kişidir. Kerbela sırasında 18 veya 27 yaşında olduğuna dâir rivayetler vardır.
Bu katliamda, İmam Hüseyin (a.s.)'ın küçük oğlu Ali Zeynelâbidin ve yeğenleri Ömer ile Hasan dışında Ehl-i Beyt'inden de kurtulan olmamıştır.
Ali Ekber'in savaş meydanında gösterdiği kahramanlıkları râvilerce aktarılmıştır. Humeyd b. Müslim, Kerbela'da olayları aktaran bir râvidir, şöyle anlatıyor:
"Bir kişinin yanındaydım. Ali Ekber hamle edip de herkes onun önünden kaçınca, o yanımdaki kişi çok rahatsız oldu. Kendisi de güçlü biriydi. Şöyle dedi: "And olsun ki, şu genç eğer benim yakınımdan geçerse, bunun acısını babasının kalbine yerleştireceğim."
Ben ona, "Senin işin yok mu? Bırak nasıl olsa sonunda onu biri öldürecektir" dedim.
"Hayır" dedi.
Ali Ekber, gelip bu kişinin yakınından geçince bu kişi onu gafil avladı, güçlü bir mızrak ile ona öyle bir darbe indirdi ki, artık Ali Ekber'in atı üzerinde durmaya gücü kalmadığından kollarını atın boynuna saldı ve şöyle feryat etti: "Babacığım şimdi artık ceddimi görüyorum ve O'nun elindeki suyu içeceğim."
"18 yaşında olan Ali bin Hüseyin (a.s.), Aşura günü Peygamber ailesinin hepsinden daha önce şehadet meydanına ayak bastı. Babası ile vedalaşarak çadırlardan hareket etmek istediğinde, İmam Hüseyin (a.s.) onun güzel boynuna ve şekline şefkatle bakıp yüzünü göğe doğru tutarak şöyle dedi: "Allah'ım! Sen bu kavmin aleyhine şahit ol, şimdi bu insanlar arasında yaradılış, ahlak, huy ve konuşma açısından senin Peygamberine en fazla benzeyen bir genç onlara doğru hareket ediyor.
Biz Peygamberin (s.a.v.) simasını görmeyi arzu ettiğimizde ona (Ali Ekber) bakıyorduk.
Allah'ım! Onları yeryüzünün bereketlerinden mahrum kıl, onları tefrikaya düçâr et ve onları ihtilaflı yollara düşür, yöneticilerini onlardan hiçbir zaman razı etme. Çünkü onlar bizi yardım etmek vaadi ile davet edip, sonra bizi öldürmek için üzerimize saldırdılar."
İmam (a.s.) daha sonra şu ayeti okudu: "Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini âlemler üzerine seçti; onlar birbirlerinden bir zürriyettir. Allah işiten ve bilendir."
Hz. Ali Ekber, çadırdan ayrılıp, savaş meydanına gitmek istediğinde, İmam Hüseyin Ömer b. Sa'd'a hitap ederek şöyle konuştu: "Ey Sa'd'ın oğlu! Allah senin neslini kurutsun! Çünkü sen benim bu oğlumdan olacak neslimi kurutuyorsun."
"Ne olmuş sana, benim neslimi kestiğin gibi Allah da senin neslini kessin. Benim Resûlullah (s.a.v.) ile olan akrabalık ilişkimi gözetleyip hürmetimi korumadın. Allah, yatağında boğazlayacak bir kimseyi sana musallat kılsın."
"Susuzluk Ali Ekber'i şiddetle etkilemesine rağmen yine de düşman ordusuna çok ağır darbeler indirerek onlardan 120 kişiyi aşkın insanı cehenneme vâsıl etti ve çadırlara geri döndü.
Daha sonra tekrar düşman ordusuna saldırıp, onlardan ağır bir yara alarak toprağın üzerine düştü ve o esnada yüksek bir sesle: "Babacığım, şimdi ceddim Resûlullah (s.a.v.)'in cennet kadehiyle bana verdiği suyu doya doya içtim, artık bundan böyle hiçbir zaman susamayacağım" dedi.
At onu düşman askerlerinin arasına götürdü. Onlar da kılıçları ile onu parça parça ettiler."
İmam Hüseyin (a.s.), Ali Ekber'in başına gelip şöyle buyurdu: "Ey yavrum, Allah seni öldüren bu zalim kavmi öldürsün, Allah'ın ve Resûlullah (s.a.v.)'in hürmetini ortadan kaldırmaya ne kadar da cüret ettiler. Artık senden sonra dünyaya yazıklar olsun."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.