logo
19 NİSAN 2024

Anladıııım, geç de olsa...

29.09.2004 00:00:00
Anlaşılamamak ne kötü şey.

Geç de olsa anlaşılmak ne hoş şey.

Hükümet, hele de Kemal Unakıtan ne kurnaz adam.

Baktılar ülkede üretim yok,

Çünkü millet bir şey satın almıyor.

Almayınca da işler iyi gitmiyor.

Oturmuşlar aşağı, (saçma bir laf, sanki yukarı oturmak mümkün) ne yapalım, ne edelim de üretimi teşvik edelim diye uzuuuun uzuuuun düşünmüşler.

Sağolsun İMF Heyeti Türkiye Sandalyesi Şefi Mogadam (Şu güzelim ülkeye İMF'nin attığı bir başka kazık da, şeflerimizin isimleri: Mogadam, Fisher, Kahkohen... başka isimde adam mı yok?) o da katkıta bulunmuş bu üretim meselesine.

Sonunda bulduuum diye bir ses yankılandı Yanki'den.

Siz tabi 'buldum'un Latince'sini biliyorsunuz; evraka. Sizin ancak lise yıllarında ne anlama geldiğini öğrenebildiğiniz bu kelimeyi, ben konuşmaya başladığım ilk yıllar cümle içinde kullanıyordum.

Kültür farkı.

Adam bulunduğu yerden bulduuum diye bağırınca, bu taraftan da;

Dur bağırma meyyus meyyus,

Çabuk söyle ne buldun d..yüs?

Diye bir başka ses kontratağa kalktı.

İzin istemiş adam fikrini izhar etmeye.

Bundan böyle sık sık cereyan kesintisi yapalım, demiş adam.

Bir anda anlamamışlar ne demek istediğini,

Bunu derken ne halt ettiğini.

Açıklık getirmiş adam sözüne,

Bakmadı Mogadam'ın gözüne.

Biz elektrik kesintisine devam ettikçe,

Patlama olur jeneratör üretiminde.

Böylece çözeriz istihdam sorununu,

Üretimde yaşanır bir patlama,

Oğlum başım ağırıyor ne olurum ip atlama.

Anladınız mı niye kesilir elektrikler zırt pırt,

Gecinkince fatura ne oluyor gaçırt.

Döndü memleket Afrika'ya.

Az sonra dönecek Antarktika'ya.

İktidar olunca ampul,

Sen ülkede ada da cereyan bul.

İşin şakası bir yana da, ülkede bazı yerler var ki, günlerce elektrikleri yanmıyor. Geçen ay Urfa'da bir ilçenin çiftçileri bu duruma isyan edince medya AKP'nin imdadına yetişmişti; İşçileri PKK provoke ediyormuş.

Şu anda İstanbul'un en hareketli semtlerinden Şirinevler'de her dükkanın önünde ahenkle viyy viyy yapan jeneratörler var.

Bu sayede de üretim patlaması yapıyoruz memleket olarak.

Hala mı anlamadınız niye ikide bir elektriklerin kesildiğini?

Yazık!

Tabii, bu yüzden kaç kez aynı yazıyı tekrar tekrar yazmaya mecbur kaldığımı da anlamadınız ya!

Ne olacak haliniz bilmem?

Değerli Nevzat Bakırcı'dan...

Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Talebi karşılayamayan balıkçılar, Japon nüfusu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp, daha uzaklara açılmışlar, uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuş.

Dönüş bir iki günden daha uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolurmuş. Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini hiç sevmemişler. Bu problemi çözebilmek için, balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuşlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttukları balıkları da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerdi.

Ancak, Japon halkı taze ile donmuş balık arasındaki lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyordu. Balıkçılar bu defa, teknelerine balık akvaryumları yaptırdılar.

Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardı, hatta, birbirlerine çarpa çarpa biraz da aptallaşacaklardı, ama yine de canlı kalabileceklerdi.

Japon halkı, canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyordu. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri, hareketli taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmişti. Balıkçılar nasıl olacak da Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi?

Siz olsaydınız ne yapardınız?

Japonların taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir.

1950'lerde L.Ron Hubbart'in gözlemlediği üzere "İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal çabalar sarfeder." Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz, iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız.

Japonlar, balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpekbalığı attılar.

Bir miktar balık, köpekbalığı tarafından yutulmuştu ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze idiler.

Buradan da görüleceği üzere problemlerden uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir.

Probleminiz çok ve çeşitli olabilir. Ümitsiz olmayın. Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın. Beyninize bir köpekbalığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi görün...

(Not: Tabii eğer beyniniz hem size, hem de köpek balığına yetecek miktardaysa. -Müslim Karabacak-)

Kırmızı çizgi testi

FBI gizli ajan eksikliğini giderebilmek için ajan seçmeleri yapmaya karar vermiş. Ve her gün üçer kişi çağırıp aralarından birini ajan olarak himayelerine alıyorlarmış. Seçimlerin 3. günü Temel'de katılmış. Yanında da bir İngiliz ve bir Amerikalı varmış. Bunlardan ilk olarak kamuflaj olmalarını istemişler. İçinde sadece bir çuvalın bulunduğu boş bir odaya sokmuşlar ve burada gizlenmelerini söylemişler. İlk önce İngiliz girmiş. 5 dk. sonra odaya giren bir yetkili gitmiş içinde İngiliz'in saklandığı çuvala tekme atmaya başlamış. Hemen çuvalın içinden bir ses gelmiş: "Miyaw, miyaw." İngiliz'e ilk testi başarıyla geçtiğini söyleyip Amerikalıyı odaya koymuşlar. Amerikalıyı da aynı çuvala saklanmış. Biraz sonra yine odaya giren yetkili gitmiş ve çuvala bir tekme atmış. Çuvalın içinden: "Hav, hav" diye bir ses gelmiş. Amerikalıyı da tebrik edip Temel' i odaya koymuşlar. 5 dk. sonra odaya giren aynı görevli gitmiş çuvala bir tekme atmış. Ama hiçbir ses gelmemiş. Bir daha atmış yine tık yok. Bir daha bir daha derken en sonunda çuvaldan cılız bir ses yükselmiş: "Patateeeeesss...''

Değerli kardeşim İlker Kuran, ben bu fıkrayı senden çoook önce biliyordum. Fakat Irak savaşı sonrası Kuzeyimizde meydana gelen gelişmeler yüzünden ben; içinde İngiliz, Amerikalı ve Türk, aynı zamanda, çuval, tekme, istihbarat, vah, hav, miyav, patates bulunması ve dahi ancak üç-beş tekmeden sonra Türk'ün cevap vermesi gibi argümanlar -aklı olan anlar- bulunduğu için yayınlanmasını konjoktürel olarak uygun görmedim.

Havalara girme!
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
Fenerbahçe penaltılarda yıkıldı
Umutlu başlangıç kabusa döndü
Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam
Fabrikalarda işler tersine döndü
Ustaysan, zanaatkârsan maaş kıyak
Teknoloji geliştiriyor
Özellikle 5G teknolojilerinde iddialı
Sulusaray'da deprem korkusu sürüyor
Geceyi dışarıda geçiriyorlar
Kaçmaya çalışan 5 kişi yaralandı
Tokat bu kez 5.6 ile sallandı
Tokat beşik gibi sallanıyor
5.6'lık deprem korkuttu
Doç. Dr. Mehtap Aras 'kaçış yok' dedi
'6 ila 7,2 arasında bir deprem kaçınılmaz'
Kayyum başkan toplantıya katılmadı
Seçimi kaybeden başkan toplantıda
Özel'den seçime dair çarpıcı değerlendirme
' 31 Mart bir zafer değildir'
ABD'den İsrail'e Refah saldırısı için yeşil ışık
İran'a saldırmama şartı iddiası
Parçalanmışlık, rekabet gücü kaybı, yatırım yetersizliği...
AB Liderler Zirvesi başladı
Otomobil piyasasında canlanma başladı
İşte en kolay satılan otomobiller
TÜİK konut satış rakamlarını açıkladı
Martta konut satışı düştü
Şimşek'in temasları ve ABD'den gelen ziyaretçinin şifreleri
'Erdoğan teslim oldu'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.