logo
05 MAYIS 2024

Avrupa Birliği Maceramızı Tarih Affeder Mi?

02.09.2001 00:00:00
Hangi Türkiye AB'ye Girebilir?

VATİKAN/PAPALIK TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİ?İNE NİÇİN KARŞI?

Baştan beri Avrupa Birliği'nin bir ekonomik ve siyasal birliktelik olmanın ötesinde bir "Medeniyet Projesi" olduğunu savunuyoruz. Feraset ve basiret ehli olanlar örneğin Prof Dr Haydar Baş, ta "Avrupa Ekonomik Topluluğu" aşamasında iken de Avrupa Birliği'nin bir "Din, kültür ve tarih" temeline oturduğunu vurguluyordu. Zaman Prof Dr Haydar Baş'ı haklı çıkardı. Ancak Avrupa sevdalılarımız hala ayıkmadı. Halbuki Avrupa Birliği'nin bir "Medeniyet Projesi" olduğunu özellikle Berlin Duvarı'nın yıkılmasından/Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra Avrupalılar da üstüne basa basa savunmaktadır. Örneğin Papalığın devleti olan Vatikan, Tükiye'nin AB üyeliğine şiddetle karşıdır. Nasıl mı? Aşağıdaki satırları okuyalım:

"Mamma gli Turchi! / Amanın Türkler geliyor!

"Müslüman Türkiye'nin AB'ye girmesi kimliğimize gölge düşürür. Yan yana büyüyen, Hıristiyan gelenekleri ile şekillenen Avrupa medeniyetlerinin temelindeki ittifakları sarsar... Unutmamalı 'Avrupa fikri', başlıbaşına 'düşman Türkler'e; Türkiye'nin başını çektiği İslam dünyasına karşı gelişti... Ankara ile yakın ilişkiler geliştirmeye evet. Ama farklı tarihi - kültürel gerçekler, farklı kalmalı..."

Özet: "Ayrı dünyaların insanlarını içimize almayalım!"

Helsinki üzerinde yaklaşık bir ay "tefekküre yattıktan" sonra; kilise nihayet sesini çıkardı. Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin Katolik camiasının görüşlerini yansıtan bu yorum; hafta sonu İtalyan piskoposlarının gazetesi "L'Avvenire"de yer aldı.

"L'Avvenire", Katoliklerin en etkili kurumlarından "İtalyan piskoposlar konferansı"na ait. Piskoposları bir araya getiren ve görüş alışverişinde bulunmalarını sağlayan kurumun başında muhafazakar görüşleriyle tanınan Kardinal Ruini var. Ruini ve çevresindekilerin; İslam - Hıristiyanlık gerçeğine bakışları Haçlı Seferlerinden pek farklı değil.

Yüzyıllar boyunca kilisenin çektiği kalın bir perdenin arkası ve kenarlarından izlenilen İslam dünyası; uzak, farklı, yabancı ve Avrupa'nın geleceğini ipotek altına alma potansiyeline sahip; çok ciddi, tehditkar bir gerçek "Katolik düzen" için.

Avrupa'daki Müslüman göçmenlerin, Hıristiyanlara göre çok daha büyük doğum artış hızları göstermeleri; kardinal ve piskoposların "İslam çıkarması" karşısında duydukları derin endişenin temelindeki neden.

Avrupa'nın gelecek nesillerinin ciddi bir "İslam atağı" ile karşı karşıya kalacağını düşünüyor Katolik din çevreleri. " (1)

Hangi Türkiye AB'ye Girebilir?

Türkiye'nin AB'ye girme/alınma ihtimali yoktur bize göre. Ancak eğer Türkiye, "medeniyet" olarak da Avrupalı olursa o başka. Pekala "medeniyet olarak Avrupalı olmak ne demektir?" Medeniyet kavramının derinliklerine şöyle bir bakalım: "İnançlar, değer yargıları, atasözleri, efsaneler, ağıtlar, şarkılar, türküler, bilmeceler, tarihsel tecrübeler..." İkiyüz yıllık Batılılaşma sürecimizde ekonomik ve siyasal rejimimizi bile Avrupalılaştıramadık. Pekala, Medeniyet'in kökleri olan, "inançlarımızı, değer yargılarımızı, atasözlerimizi, efsanelerimizi, ağıtlarımızı, şarkılarımızı, türkülerimizi, bilmecelerimizi, tarihsel tecrübelerimizi..." ne kadar zamanda Avrupalılaştırabiliriz? Ne kadar zamanda bunlar gerçekleştirilir bunu kestiremeyiz ama bunlar gerçekleştiğinde biz zaten "Müslüman Türk" değil Hun kökenli "Hıristiyan Macarlar gibi" olacağız, "biz, biz olmayacağız."

Elbette bu süreçte bizi dönüştürmek için bizden siyasal, sosyal ve kültürel tavizler istenecektir. Bu tür süreçlerde "salam tekniği" uygulanır. Salam tekniğinde, tavizler azar azar koparılır ki devlet ve millet bunu içine sindirebilsin.

Türkiye'nin Hıristiyanlaştırılmasının ön-koşulu Anadolu toprağının tapusunun Hıristiyanlığa ait olduğunu kabul ettirmek idi. Ne yazık ki kimi resmi çevreler ve kimi aydınlarımız bu tuzağa düşmüş 2000 yılı "inanç turizmi" ile Anadolu'nun Hıristiyanlık için Kutsal Ülke olduğu görüşü benimsemişlerdir. Örneğin "Türkiye Tanıtma Vakfı, toplam bütçesi 75 bin dolar (yaklaşık 41 milyar lira) olan Türkiye'nin tanıtım projesini Ocak ayında başlattı. Vatikan'ın onayını alan proje (almaması ne mümkün), Hz. İsa'nın 2000'inci doğum yıldönümü nedeniyle "turizm amaçlı" bir harita yayımladı. "Kutsal Ülke 2000 (Holyland 2000) adlı Türkiye haritasında, Türkiye'nin adı yok! Haritada İncil'de geçen Türkiye'deki kutsal yerler yer alıyor. Turizm Bakanlığı da Lionslarla birlikte hazırladığı benzer bir haritayı yayınladı."( Aydınlık dergisinin 20 Şubat 2000 tarihli sayısı)

İNANÇ TURİZMİ Mİ SON HAÇLI SEFERİ Mİ?

İnanç turizmi için çağrıda bulunan içimizdekiler bir anlamda "Gelin bu Anadolu aslında Hıristiyanlığın ana yurdudur, kutsal ülkesidir, ana yurdunuzu, kutsal ülkenizi ziyaret etmeniz dininizin bir gereğidir" demektedir âdetâ.

İnanç turizmi de bir tür misyonerlik etkinliğidir. Üstelik inanç turizmi, hem doğrudan hem de dolaylı propaganda tekniklerini içermesi bakımından dinî ve millî bütünlüğümüz açısından daha çok risk oluşturmaktadır.(2)

Aşağıda bu bağlamda iki makale ile bir kaç habere değineceğiz:

* Birincisi, Türkiye'de pek az tanınan Bağımsız Türk Ortodoks Kilisesi'nin bir yetkili, Sevgi Erenerol'a ait.

Sevgi Erenerol, İnanç Turizminin bir tür "Haçlı Seferi" olduğuna dikkat çekiyordu.(3) Ve inanç turizmine "Geliyorum Diyen Tehlike" olduğunu vurguluyordu.

* "Hz İsa için Antakya'da 2000'inci doğum yılı ayini" haberi, Türkiye'nin nasıl da Hıristiyanlığın tapulu toprağı olarak görüldüğünün göstermesi bakımından da kayda değer: "Hz. İsa için Antakya'da 2000'inci doğum yılı ayini : Aziz Petrus ve Paulus Bayramı, Hz. İsa'nın 2000'inci doğum yılı kutlama programı içinde gerçekleştirildi. Papa 2. Jean Paul'ün temsilcisi Kardinal Camillo Ruini, Türkiye Ermeniler Patriği 2. Mesrob Mutafyan, Fener Rum Patriği 1. Barthelemeos, Sam Patriği 4. Iknadios Hazım'ın katıldığı ayine, yaklaşık bin kişi katıldı. Vatikan'dan gelen Kardinal Camillo Ruini ayinde şunları söyledi: ''Havari Petrus'un anısı, bugün bizleri kendi adını taşıyan bu mağara kilisede toplamıştır. Nasıl Tarsus şehri Paulus'un ismine bağlı ise, aynı şekilde Antakya da bu topraklarda yaşayan ilk Hıristiyan cemaatinin başı olmak suretiyle buraya yerleşen Petrus'un adına bağlıdır. ... Bunun yanında bütün bu gelişme bizleri yeniden Petrus'a ve onunla birlikte Antakya'da İsa'nın mesajının evrensel oluşunun özelliğine varmış ilk Hıristiyanlara bağlıyor.'' (4)

Kardinal Ruini'yi bir de Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki yukarıdaki görüşlerini hatırlamak gerek.

* İnanç turizminin politikacıların elinde nasıl da bir Hıristiyanlık propagandasına dönüştürüldüğünü gösteren bir çarpıcı bir haber. Haberde koca bir bakan bir misyoner edasıyle bakın ne diyor: "2000 yılında Hıristiyan alemi manevi değerlerine sarılarak inançlarının coğrafyasına, yani Anadolu'ya yönelecek". (5) Bakan böyle derse yanındaki yerli Hıristiyan önderler de bundan cesaret alarak "Türkiye Hıristiyanlığın açık hava müzesidir."(6) diyebilecek ve "Hıristiyanlığın yayılışı açısından Anadolu topraklarının kutsal olduğunu "(7) ileri sürebilecek, daha doğrusu adeta "burası bizim kutsal yurdumuzdur" hezeyanını ileri sürebilecektir.

Gerçekten hıristiyanlar Anadolumuz kendi kutsal toprakları olarak görmektedir. İşte başlıca kutsal mekanları: "Kutsal Anadolu Toprakları:

1. Tarihte ilk kez Hıristiyan isminin ortaya çıktığı, 2. Aziz Luka'nın Doğduğu yer (Antakya), 3. Aziz Pavlus'un Doğduğu yer (Tarsus), 4. Aziz Pavlus'un ilk resmi vaazını verdiği yer (Yalvaç), 5. Aziz Pavlus'un ilk yolculuklarını yaptığı (Anadolu), 6. İlk kadın manastırlarının bulunduğu (Eğirdir Nis Adası), 7. İlk Hıristiyan Kiliselerinin bulunduğu (Anadolu), 8. İncil'de kaydedilen kiliselerin çoğunun bulunduğu (Anadolu),

9. Dünyanın yaradılışında ve Tevrat geçen ilk toprakların bulunduğu, peygamberlerin yaşadığı (Anadolu), 10. Çeşitli sebeplerle yer değiştirilmesine rağmen, Dünya tarihinin büyük bir bölümünü halen üzerinde bulunduran, tek Kutsal Topraklar Anadolu'dadır."

*İnanç Turizminde resmi organizasyonlar da tam bir hıristiyan propagandasına dönüştürülmüştü. 2000 yılı etkinlikleri başlıyor : "Hıristiyanlar için kutsal sayılan dini merkezleri ziyaret etmek ve Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yılı etkinliklerini başlatmak üzere 40 ülkeden 200 din adamı Türkiye'ye geldi. Hz. İsa'nın 2000. doğum yıldönümünü kutlama etkinlikleri başladı. "(8)

* Bu konularda daha bilgili ve duyarlı olması beklenen muhafazakar bir milletvekilimiz Mehmet Elkatmış da, Kapadokya Bölgesi'ndeki bir kilisenin ibadete açılmasını istedi. Elkatmış, "Açılışta, papazla birlikte dua ederim." dedi. (9)

* İnanç Turizmi bağlamında Unesco'nun da devreye girmiş olması dikkat çekicidir. Şanlıurfa Valilliği ile Unesco'nun aldığı ortak karar ile Şanlıurfamızın ulusal egemenliğimizin dışına çıkarılması için ilk adım da atılmış oldu. Unesco'nun 2000'i niçin İnanç Yılı ilan ettiği belli oluyor herhalde!" Bu projenin en çok kimlerin işine yarayacağını da hesaba katmak gerek. Yeni Gündem Gazetesi'nden Azad Özkeskin'in "3 din kutsal kentte buluşacak" başlıklı haberi bu bağlamda yeterince aydınlatıcı. Ezcümle PKK'nın lideri Apo da Urfa'nın bu yeni statüsünüden oldukça memnun olacaktır.(10)

* Ve nihayet, THY de TRT de inanç turizmi adı altında hıristiyan propagandasına alet olmuştur. TRT'nin çekimlerine başladığı 18 bölümlük dizi Anadolu'da en eski mezhepleriyle üç büyük dinin bir arada yaşadığını ve şimdi nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bu topraklarda diğer dinlere ait pek çok önemli eserin hâlâ ayakta olduğunu gözler önüne serecek. Dizinin metin yazarı ve danışmanı Recep Güvelioğlu "Anadolu'nun yüzü aşkın yöresinde çekimler yapılıyor. Başlıbaşına bu bile, Anadolu'nun hemen her noktasında kutsal mekanların, önemli inanç merkezlerinin bulunduğunun kanıtı" diyor.(11) *Resmî kurumlarımız ve yetkililerimizin inanç turizmi bağlamında hıristiyan propagandasına nasıl da yol açtıklarının bir başka örneği "1. ve 2. A. Pavlus Yürüyüşü" olsa gerek. Programı düzenleyen Hıristiyan misyoner örgütün yetkilileri bunun devlet eliyle gerçekleştirilen bir hıristiyanlaştırma programı olduğunu belirtmektedirler: "3000'E DO?RU - A. Pavlus March Programı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde devlet tarafından izin verilerek halka açık gerçekleştirilen ilk resmi müjdeleme/hıristiyanlaştırma programı olarak gerçekleştirilmiştir." (12)Programa şöyle bir göz atmak yeterli. (13) Yerli misyonerimiz belediye başkanlarından valilere, emniyet müdürlerinden bakanlara kadar pek çok resmi zevatı programın içine dahil etmiştir. Bundan bir yıl önce düzenlenen 1. A. Pavlus gezisi de bundan farklı değildi.

Dipnotlar:

1) (10 Ocak 2000 tarihli Milliyet, Nilgün CERRAHO?LU'nun Kilise: "Türkiye'nin AB adaylığına karşı..." başlıklı yazısı.)

2) Bkz., Ali Değirmenci, İnanç Turizminin Perde Arkası,, 11 Mayıs 1998 tarihli Yeni Mesaj Gazetesi.

3) Yeni Hayat Dergisi, 44. Sayı.

4) 30 Haziran 1999 tarihli Hürriyet.

5) 26 Aralık 1999 tarihli Hürriyet Gazetesi.

6) Son olarak söz alan Presbiteryan Kilisesi Temsilcisi İlhan Keskinöz de, "Türkiye, Hıristiyanlığın açık hava müzesidir. Yeni bir yüzyıla girerken turizm kadar dünya siyasetinde de hakettiğimiz yeri almalıyız. Bu değerlerle turizmde yer alamazsak dünya siyasetine de giremeyiz." dedi.

7) Katolik Cemaati Temsilcisi Joe Uttelieg, Anadolu topraklarının çok köklü bir geçmişi bulunduğunu ve kendi inanışlarının beşiği olduğunu kaydetti. Hıristiyanlığın yayılışı açısından Anadolu topraklarının kutsal olduğunu belirten Uttelieg, Türk Hükümetinin 2000 yılı için iyi bir organizasyon planı yapması gerektiğinin altını çizdi.

8) Anadolu Ajansı'nın 29/04/1999 tarihli haberi.

9) Zaman Gazetesi'nin 10 Ocak 2000, tarihli 'Kiliseyi açsınlar papazla dua ederim' başlıklı haberi.

10) 20 Aralık 2000 tarihli Yeni Gündem Gazetesi.

11) L. Doğan Tiliç, Skylife; Akdeniz'de ilk misyoner "Tarsus'lu St. Pauls" 2000'e bir kala, Hıristiyan dünyası büyük heyecan içerisinde". Şengül Gündoğan Aydıngün, sanat tarihçisi Skylife, THY http://www.thy.com.tr/tskylife/0699/s7.htm

12) http://www.gnmm ujde.com/apmr1999.html13) http://www.gnmmujde.com/apmr2000.html

http://www.gnmmujde.com/apmr1999.html

Ali KARATEPE /İbrahim BERK /Mustafa ÇİÇEK
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş
İfadesi iddianameye girmeyen Ayşe Ateş'ten tepki
Azmettiriciler nerede?
16 ayda tamamlanan iddianamenin detayları
Basit bir husumet cinayeti!
Vatandaşlara ajanlık hakkında bilgi verildi
MİT'ten videolu 'casusluk' uyarısı
Türkiye'nin ekonomisini Almanya'da anlattı
'Kredi notumuz artıyor, doğru yoldayız'
'Kazan-kazan' pazarlığı mı yapıldı?
'Al paşaları ver anayasayı'
Kılıçdaroğlu ile görüşmede Erdoğan ziyareti de masadaydı
'Görüşmenin önemli kısmını paylaştım'
'Çok ölü var' diyerek mezarlığa ambulans istedi
Pes dedirten çağrılar
Yerlikaya ve yardımcılarının araç ve koruma sayıları azaltıldı
İçişleri Bakanlığından tasarruf açıklaması
Cenazeleri bulunan işçilerin kimlikleri belli oldu
İliç'te iki cenazeye daha ulaşıldı
'Ölünce mezarıma yazılacak bir baba adım yok'
58 yıldır gerçek kimliğini arıyor
Aralarında kanser, MS ve diyabet ilaçları da var
81 ilaç geri ödeme listesine alındı
200 nüfuslu köyden 50 ülkeye ihracat
300 kişiye istihdam sağlıyor
Darısı Süper Lig'de yaşanan olaylara
Olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Şehirde kurulan yağma düzenini açıkladı
Doğal gazını bile belediye ödemiş

Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı

Küçükçekmece'de 5 yaşındaki Edanur Gezer'in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada İBB çalışan 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
04.05.2024 16:41:00
İhlas Haber Ajansı
Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı
Edanur'un ölümüne ilişkin 4 İBB çalışanı hakkında gözaltı kararı
Küçükçekmece Menekşe sahilinde teyzeleri ile pikniğe giden 5 yaşındaki Edanur Gezer, İBB kazı çalışmasında oluşan su dolu çukura düşerek hayatını kaybetmişti.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Edanur'un ölümüne ilişkin yürütülen soruşturmada İBB'de çalışan 2'si kepçe operatörü, 1'i işçi, 1'i mühendis toplam 4 kişi hakkında gözaltı kararı verildi

Gözaltı kararı verilen 4 kişiden Ağaç A.Ş. mühendisi Furkan K., kepçe operatörü Sezai A. ve tesisat ustası Fayık C.'nin yakalandı.

Polis ekiplerinin diğer şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışması sürüyor.

Karadeniz'de şüpheli cisim alarmı

Karadeniz'in Bartın ilçesi Amasra sahillerinde görülen ve mayın yada benzeri patlayıcı madde sanılan cisim sahil güvenlik ekiplerimi alarma geçirdi. Yapılan incelemelerde şüpheli cismin, Rus yapımı mermi ya da roket motoru olduğu tahmin ediliyor.
04.05.2024 15:59:00 / Güncelleme: 04.05.2024 16:01:51
İhlas Haber Ajansı
Karadeniz'de şüpheli cisim alarmı
Karadeniz'de şüpheli cisim alarmı
Bartın'ın Amasra ilçesi Akkonak koyunda denizde şüpheli bir cisim gören vatandaşların dikkatini çekti.

Cep telefonu ile cismi görüntüleyen vatandaşlar, mayın olabileceğini düşünerek sahil güvenlik ekiplerine haber verdi.

Amasra Sahil Güvenlik Grup komutanlığı ekipleri, cismin çevresinde güvenlik tedbirleri aldı.

Rusça yazıların bulunduğu belirlenen cismin patlayıcı bir madde olmadığı belirlendi.



Ardından Sahil güvenlik ekipleri tarafından detaylı incelenmek üzere cisim denizden çıkartıldı.

Yapılan ilk araştırma ve incelemelerde cismin Rus yapımı mermi yada roket motoru roket motoru olma ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi.

Şüpheli cismin ne olduğu ise yapılacak detaylı araştırmanın ardından netleşeceği belirtildi.

İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelan sonrası iki işçi kardeşimize daha ulaştık' dedi.
04.05.2024 11:35:00 / Güncelleme: 04.05.2024 11:44:49
Anadolu Ajansı
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
İliç'te iki işçinin daha cansız bedeni bulundu
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, sosyal medya hesabından Erzincan İliç'te meydana gelen heyelan sonrası hayatını kaybeden işçileri arama çalışmalarının devam ettiğini ve iki işçiye daha ulaşıldığını açıkladı.


Bakan Bayraktar yaptığı paylaşımda, 'Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmalarında iki işçi kardeşimize daha ulaştık. Diğer 5 madencimize ulaşmak için de ekiplerimiz 7 gün 24 saat çalışmalarını sürdürüyor. İşçi kardeşlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum' ifadelerini kullandı.

Cenazeler Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, ulaşılan cenazelerin Ramazan Çimen ve Kenan Öz'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş, işçilerden Uğur Yıldız ve Adnan Keklik'in cenazesine ulaşılmıştı.

Ne olmuştu?

Erzincan İliç'te 13 Şubat'ta Çöpler Altın Madeni sahasında siyanürlü liç yığının göçmesi sonucu toprağın kayması üzerine 9 işçi göçük altında kaldı. Liç yığını altında kalan 9 maden işçisinden 35 yaşındaki Uğur Yıldız'ın cansız bedenine kazadan 53 gün sonra ulaşılmıştı. 

İzmir'deki olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis

Spor Toto 1'inci Lig'de 27 Kasım 2022'de tatil edilen Göztepe-Altay maçındaki tribün olaylarına ilişkin 24 sanığın yargılandığı davada, seyircilerin üzerine havai fişek atan taraftar 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı
04.05.2024 10:05:00 / Güncelleme: 04.05.2024 10:12:37
İhlas Haber Ajansı
İzmir'deki olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
İzmir'deki olaylı derbide fişekçiye 15 yıl hapis
Spor Toto 1'inci Lig'de 27 Kasım 2022'de tatil edilen Göztepe-Altay maçındaki tribün olaylarına ilişkin 24 sanığın yargılandığı davada, seyircilerin üzerine havai fişek atan taraftar 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık F.E. ile bazı tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Sanık ifadelerinin ardından son sözleri sorulan F.E, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, kimseyi yaralamak gibi bir niyeti olmadığını ifade etti.

"Vicdan azabı çekiyorum." diyen sanık, tahliyesini isterken, verilen aranın ardından kararını açıklayan heyet, tutuklu sanık F.E'ye "silahla kasten yaralama"dan 11 yıl 3 ay, "spor alanlarına yasak madde sokulması"ndan 2 yıl 1 ay ve "müsabaka düzeninin bozulması" suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Toplam 15 yıl hapis cezasına hükmedilen sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Mahkeme, tutuksuz 13 sanığın ise "spor alanlarına yasak madde sokulması" ve "müsabaka düzeninin bozulması" suçlarından 10 aydan 2 yıl 6 aya kadar hapsine hükmetti ancak hükmün açıklanması geri bırakıldı. Ayrıca duruşmada, 10 sanık hakkında ise beraat kararı verildi.

Davanın geçmişi

27 Kasım 2022'de Gürsel Aksel Stadı'ndaki derbide yaşanan olaylar sonrası İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 24 sanık hakkında iddianame hazırlanmıştı. Sanık F.E'nin, işaret fişeğini binlerce kişinin bulunduğu Göztepe tribünlerine doğru hedef gözetip ateşlediği gerekçesiyle "silahla kasten yaralama", "spor alanlarına yasak madde sokulması" ve "müsabaka düzeninin bozulması" suçlarından hapsi istenmişti. Diğer sanıkların da "spor alanlarına yasak madde sokulması", "spor alanlarına sokulan yasak maddeyi seyircilere temin etme" ve "müsabaka düzeninin bozulması" gibi suçlardan cezalandırılması talep edilmişti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.