Gold (Altın), Glory (Görkem), God (Tanrı).
Tarih önünde milletimizin ve ülkemizin gururu ve en büyük zenginliklerinden biri, batıya karşı kazandığımız zaferlerin sonucunda oluşan moral üstünlüğümüzdür. Bunu da yurdumuzu işgal etmeye çalışan batılı haçlılara karşı verdiğimiz Millî Mücadele savaşlarıyla elde ettik.
Burada şunu da belirtelim ki Anadolu'da verdiğimiz savaşların adı Millî Mücadele'dir, İstiklal Harbi'dir. Bazı tarihçilerin söylediği gibi kurtuluş savaşı değildir diye düşünüyorum. Kendi İstiklaline sahip çıkmış yegâne millet Türk milletidir. Çünkü kurtuluş savaşı tamamen esir edilen, tamamen sömürülen toplumların, milletlerin yaptığı savaşın adıdır. Türk milleti tarihinde esir olmamıştır ki esaretten kurtulmak için kurtuluş savaşı versin. Bir yabancı hakimiyetinde bağımsızlığımızı almadık ki kurtuluş savaşı diyelim. Osmanlıya isyan edip Osmanlıdan kurtulan Bulgar'ın, Yunan'ın, Arnavutluk'un belki bir kurtuluş savaşı olabilir, bağımsızlık savaşları olabilir ama Türk milleti esaret altına girmedi ki bağımsızlık mücadelesi versin. Zaten Türk milleti hep bağımsızdı.
Türk milletinin toprakları batılılar tarafından işgal edilmek istenmiştir. Türk Milleti de Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Kuvayı Milliye ruhu ile canıyla, kanıyla, dişiyle, tırnağıyla düşmanı yurdundan kovmak için Millî Mücadele vermiştir ve İstiklalini geleceğe taşımıştır. Yoksa ortada tamamen esir alınan bir millet yok. Esir edilip Anadolu'dan sürülmek istenen bir millet vardı. O millet de Türk Milletiydi.
Bu aziz millet esarete maruz kalmamak için milli mücadele savaşı vererek, gasp edilmek istenilen istiklalini, istikbalini İngiliz'in, Yunan'ın, Fransız'ın, İtalya'nın vs. bu anlayışta olan bütün haçlı kafaların heveslerini kursağında bırakarak bir defa daha "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım, Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım" duruşunu bütün dünyaya gösterdi. Dünyada istiklalini hiçbir milletin, devletin gölgesine, himayesine girmeden, istiklalini yüreğinde taşıdığı cesaret ile iman ile bileğinin gücü ile alan tek bir millet vardır o da Türk milletidir.
Türk milleti gibi bir millet dünyada eşi ve benzeri olmayan bir millettir. Bunun nedeni Türk milleti dini ve milliyeti birbirinden ayırmayan bir millettir. "Dini bütünlüğümüz, milli bütünlüğümüz; millî bütünlüğümüz, dini bütünlüğümüzdür." Bunun en güzel resmi de ay yıldızlı al bayrağımızdadır. Hilal, Allah'ı (c.c); Yıldız, Resulü Ekrem'i; Al renk de bu değerlerin bağımsız bir şekilde yaşatılacağı Vatan uğruna canlarını veren, kanlarını akıtan aziz şehitlerimizi ifade eder. Dünyanın en anlamlı, en güzel bayrağı bizim bayrağımızdır. Bu bayrağa gökteki hilal ve yıldız bile selam duruyor. Batı dünyası için Müslüman demek Türk demektir. Türk demek de Müslüman demektir.
Batıyı biz bu topraklardan bu ruh ve inançla kovduk. Biz bir Afrikalı gibi, bir Hintli gibi müstemleke olmadık. Ama bu topraklarda yaşayan bazıların da ki zihniyet, sanki yüz yıllardır sömürge altında kalan toplumların kendine güvenmeyen, kendini küçük gören bir anlayışa sahip olduklarını görüyoruz.
Milli bir duruş sergileyen, milli ekonomi diyen, yer altı ve yerüstü kaynaklarımızı bu milletle birlikte işleteceğiz diyen, millî para diyen bu vatanın öz evlatlarına karşı söylenen şu söylemi çok duyuyoruz; "Amerika bırakmaz ki!" Ya hu bir Müslüman nasıl böyle düşüne bilir? Bu anlayışın ne dinle, ne imanla, ne maneviyatla, ne onurla, ne insanlıkla uyuşan bir tarafı var. Bu tamamen kendi özünü, değerini, benliğini bilmeyen kompleksli insanların öz güven duygusu olmayan, tarihindeki yerini bilmeyen insanların bir bakış açısıdır. "Ne mutlu Türküm diyene" diyen bu milletin evlatları böyle düşünemez, düşünmemeli.
Çünkü biz umudu temsil ediyoruz.
Batı yaptırmaz ki, Amerika bırakmaz ki anlayışı aslında doğulu toplumların kompleksli zihinlerine işlenmiş bir argümandır. Bunun batılı bir anlayışın tezahürü olduğunu söylemeliyiz. Batının akıl kurucu hocası olan Aristoteles, Politika adlı esrinde, doğuluların kölelik için daha uygun insanlar olduğunu belirtir. Ustasını takip eden Monteskiyü da 1700 yıllarda bu anlayışı daha da genişleterek, Avrupa'nın özgürlük için olağan üstü bir yeteneği, Asya'nın da köleliğe yatkın bir ruhu olduğunu belirtir.
Yine eski Yunancadaki Barbar kelimesini batılılar, dillerini anlamadıkları insanlar için kullanırdı. Batı, dilini anlamadığı bütün insanları barbar, vahşi, olarak görüyordu. Öyle ki bu zihniyet kendisini haklı çıkarmak için sömürge amacıyla gittiği yerlerde eğer yerli halkın gelişimini gösteren bir eğitim kurumu, bir mimarisi, bir güzelliği varsa onları yok ediyordu. Halkı cahil bırakıyor ve böylece Avrupalı olmayanlar için ileri sürdükleri önermelerinin doğru bir önerme olduğuna hem kendilerini hem de diğer insanları ikna etmeye çalışıyorlardı. Çünkü karşı tarafın fakir ve cahil bırakılması gerekiyor. Batı zihniyeti emperyalist, sömürgeci hedefine ulaşmak için iki önemli aşamayı gerçekleştirmek bu anlayışın her zaman ana gayesi olmuştur. Nedir bunlar?
1- Toplumları cahil bırakmak. 2- Yoksul bırakmak.
Batı 3G'yi gerçekleştirmek için her zaman bu aşamaları da çok iyi kullanır ve bu hedeflerine ulaşırken de her türlü caniliği yapmaktan geri durmaz. Nedir o 3G? Gold (Altın), Glory (Görkem), God (Tanrı).
Cahil kalan insanlar önünü göremiyor. Zulme ve sömürüye karşı birleşip bir harekât oluşturamıyor. Yoksulluk zaten bütün kötülüklerin anası. Yoksul olunca da elinde bir kaynak yok, bir teknoloji yok; uğradığı zulme karşı koyacak ne bir teknolojisi var, ne de bir silahı. Bu durumda olan toplumlar tam yolunmaya hazır bir kaz gibidir. Bu sayede yolmak da kolay oluyor, kontrol etmekte. İşte o zaman batı 3G'yi çok rahat bir şekilde uygulayabiliyor. Cahil ve fakir bırakılan toplumların altınları, diğer yer altı ve yer üstü zenginlikleri sömürülerek batıya aktarılıyor. Doğal olarak batı bu kadar zenginlikten sonrada ikinci G olan Görkemli bir hayata sahip oluyor. Bu görkemli hayatın her biriminde göz yaşı ve kan olduğunu gizlemek için de üçüncü G olan Tanrıyı kullanıyor.
Batının bu Aristo'dan itibaren gelen kendini beğenmiş, kibirli duruşunu yıkan ve bu anlayışı yerle bir eden anlayışın ve ruhun adı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bu ruhu çok iyi gören Türk milleti Ata'sıyla tek bilek tek yürek oldu, dün düşmanları buralardan sürdü. Bugün yine bazı mankurtlaşmış yani iradesiz köleler, Aristo'nun, Monteskiyö'nün ideallerine hizmet etmek için maalesef adeta yarışıyor.
Batının bu ameliyesini göremeyenler veya bu amaca bilerek veya bilmeyerek hizmet edenler adeta bir müstemlekeci gibi bu toprakların öz evlatlarının, düşmana esir düşmeyen, egemen güçlerin her türlü oyunlarını gören, çareler üreten, her türlü tahakküm mekanizmalarına takılmayan, kendi öz ailelerinden aldıkları değerlerle, akılla, cesaretle bu millete hizmet etmek isteyenlerin önünde durmasınlar, engellemesinler. Görecekler analar ne yiğitler doğurmuş. Belki böylece tarih önünde kendilerini kurtaracak bir gerekçeleri, bir bahaneleri olur. Batılın korktuğu olun TÜRK olun.
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023
- Merhamet, hürmet, muhabbet / 28.08.2023
- Aslında çifte kıble olmaz / 25.08.2023