Ben ölünce
Çürüyünce kemiklerim
Kim okuyacak kitaplarımı
Dağıttım birkaç bin tane
Aralarında
Adıma imzalıları da vardı
Çoğunu bir polise verdim.
Kiracılık zor iş
Kitapları taşımak daha da zor
Kâğıt demirden ağır oluyor.
Okuyunca
Daha da artıyor ağırlığı.
Hele anlayınca
Altında eziliyor insan.
Onun için birkaç bin adedini
Bir polise verdim
Kitap tutsun diye
Silah tutan elleri
Ben ölünce.
Kemiklerim çürüdüğünde
Kaybolduğunda mezarım
Börtü böcekten artan yanlarım
Suyla karıştırılıp
Çamur olarak
Kerpiç yapmak için bir kalıba döküldüğünde
Ve kuruyunca o kerpiç
Ve ben bir kerpiç olarak
Arta kalan yanlarımla
Polisin duvarına
Konduğumda
Ruhumun
Kitaplarla başı dertte olacak.
Hesap soracaklar
Okuduklarım ve okumadıklarım için
Okuyup yapamadıklarım
Okumayıp yaptıklarım için
Kitaplarımı okuyan polisin
Bunlardan hiç haberi olmayacak.
Zaten
Evinin duvarındaki
Börtü böcekten arta kalan yanlarımdan da
Haberi yok polisin.
Velhasıl
Polis olsan da bileceksin
Gözlerin üzerinde olduğunu
Belki şu kartonpiyer bir başka polisin
Şu alçıpan
Bir şehidin gözleri
Bilemezsin…
Kim bilir belki de
Bir ağaç dikecek toprağıma bir el
Belki de
Balkonuma konduğunda kovaladığım karga
Bir tohum bırakacak mezarıma
O tohum ağaç olacak
Çiçeğe duracak meyve verecek
Allah acırsa bir kuluna
Bir karakargaya
İşte böyle sadaka sundurur adına.
Sonra o ağaçtan
Başka bir kuş
Koparıp bir yemiş
Gider polisin bahçesine bir tohum eker
O tohum da ağaç olur
Ve polis o ağaçtan bir meyve yer
“Sübhanallah” der
“Allah rahmet eylesin
Hasan Abi nerden geldi aklıma!”
Mezara saklamayın çiçeklerinizi
Hoş geldiniz tabutumun başına
biliyorum
beni iyi bilirdiniz
sizleri bilseniz
ne çok bekledim sağlığımda
ara sıra evime
işyerime de gelseydiniz.
Birlikte ne güzel yürüyoruz
mezarlığa
keşke önceden de böyle gezebilseydik
bu şehrin sokaklarında
nasıl da mis gibi kokuyor
üzerime koyduğunuz çiçekleriniz
ah bir de
bir doğum gününde
bir bayramda
elime bir kuru dal verseydiniz.
Az sonra
dönüp evlerinize gideceksiniz
yine yalnız bırakacaksınız beni
oldu bir kere kabul ediyorum
zaten alışmıştım ben
bari bundan böyle
ihmal etmeyin birbirinizi.
N’olur
mezara saklamayın çiçeklerinizi
bir de
Hasretime salatü selam söyleyin.
Hasan DEMİR
Çürüyünce kemiklerim
Kim okuyacak kitaplarımı
Dağıttım birkaç bin tane
Aralarında
Adıma imzalıları da vardı
Çoğunu bir polise verdim.
Kiracılık zor iş
Kitapları taşımak daha da zor
Kâğıt demirden ağır oluyor.
Okuyunca
Daha da artıyor ağırlığı.
Hele anlayınca
Altında eziliyor insan.
Onun için birkaç bin adedini
Bir polise verdim
Kitap tutsun diye
Silah tutan elleri
Ben ölünce.
Kemiklerim çürüdüğünde
Kaybolduğunda mezarım
Börtü böcekten artan yanlarım
Suyla karıştırılıp
Çamur olarak
Kerpiç yapmak için bir kalıba döküldüğünde
Ve kuruyunca o kerpiç
Ve ben bir kerpiç olarak
Arta kalan yanlarımla
Polisin duvarına
Konduğumda
Ruhumun
Kitaplarla başı dertte olacak.
Hesap soracaklar
Okuduklarım ve okumadıklarım için
Okuyup yapamadıklarım
Okumayıp yaptıklarım için
Kitaplarımı okuyan polisin
Bunlardan hiç haberi olmayacak.
Zaten
Evinin duvarındaki
Börtü böcekten arta kalan yanlarımdan da
Haberi yok polisin.
Velhasıl
Polis olsan da bileceksin
Gözlerin üzerinde olduğunu
Belki şu kartonpiyer bir başka polisin
Şu alçıpan
Bir şehidin gözleri
Bilemezsin…
Kim bilir belki de
Bir ağaç dikecek toprağıma bir el
Belki de
Balkonuma konduğunda kovaladığım karga
Bir tohum bırakacak mezarıma
O tohum ağaç olacak
Çiçeğe duracak meyve verecek
Allah acırsa bir kuluna
Bir karakargaya
İşte böyle sadaka sundurur adına.
Sonra o ağaçtan
Başka bir kuş
Koparıp bir yemiş
Gider polisin bahçesine bir tohum eker
O tohum da ağaç olur
Ve polis o ağaçtan bir meyve yer
“Sübhanallah” der
“Allah rahmet eylesin
Hasan Abi nerden geldi aklıma!”
Mezara saklamayın çiçeklerinizi
Hoş geldiniz tabutumun başına
biliyorum
beni iyi bilirdiniz
sizleri bilseniz
ne çok bekledim sağlığımda
ara sıra evime
işyerime de gelseydiniz.
Birlikte ne güzel yürüyoruz
mezarlığa
keşke önceden de böyle gezebilseydik
bu şehrin sokaklarında
nasıl da mis gibi kokuyor
üzerime koyduğunuz çiçekleriniz
ah bir de
bir doğum gününde
bir bayramda
elime bir kuru dal verseydiniz.
Az sonra
dönüp evlerinize gideceksiniz
yine yalnız bırakacaksınız beni
oldu bir kere kabul ediyorum
zaten alışmıştım ben
bari bundan böyle
ihmal etmeyin birbirinizi.
N’olur
mezara saklamayın çiçeklerinizi
bir de
Hasretime salatü selam söyleyin.
Hasan DEMİR
Hasan Demir / diğer yazıları
- Artık yeter! / 02.11.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015
- Artık yeter! / 28.09.2015
- Sandıktan ne çıkacak! / 21.09.2015
- Böyle milliyetçilik olur mu? / 12.09.2015
- AKP başımıza neler getirecek! / 11.09.2015
- Şehit ve gaziden korkanlar! / 07.09.2015
- Kripto Ermeniler! / 29.08.2015
- Atatürk sandıktan çıkmadı! / 24.08.2015
- Bu ne biçim üslup böyle! / 22.08.2015
- Asalet nerede? / 16.08.2015