Her Müslüman milletin Peygamber divaneleri vardır mutlaka. Ama bu milletin, bu Müslüman Türk milletinin Peygamber divaneleri bambaşka. Yüzlerce kaside, naat ve ilahi diye adlandırıla gelen şiiri var bu milletin Peygamber aşkını dile getiren.Hani Neyzen Tafik'in; "ben yumurtlamam ama yumurtanın tazesini bayatını anlarım" misali, ben şair değilim ama şiirin taşıdığı derinliği -az da olsa- hissederim. Zaten bir şiirin değeri onu kaleme alanın derinliğinin izlerini taşır. Üzülerek ifade edeyim ki, son zamanlarda ilahi adı altında kaleme alınıp kasetlere yerleşen -tamamı olmasa da- bir takım çalışmalar, tam bir ucubelik.Ne sanat olarak bir derinliği var ne edep olarak.Hele de yerli yersiz, arlı-arsız Hz. Peygamberin adını kullanış şekilleri evlere şenlik.Halk tabiriyle sanki "asker arkadaşı" imiş gibi peygamberin şahsına yapılan hitap, kantin çavuşunu tasvir eder gibi bir tasvir, dahası bütün bu çalışmaların(!) toplumda hüsn-ü kabul görmesi, ne desek acaba?Ne yapsak?Bilmem ki.Alın size iki tane peygambere yazılmış şiir.Okuyun ve kıyaslayın.Ve tabii anlamadığınız kelimeleri sözlükten çıkarıp "anlamlandırmak" sizin göreviniz.Ya da bekleyeceksiniz "Allah-Resûl aşkına."
YÜZÜN GÜLZÂR-I CENNETYüzün gülzâr-ı cennet gibi solmaz yâ Resûlallah.Cemâlin nakş-ı kudrettir bulunmaz yâ Resûlallah.
O sâlik kim değildir reh-nümâ-yı şer'ine Perver,Târik-i Hakkı bin yıl gezse bulmaz yâ Resûlallah.
Seni cân-ı azîzinden ziyâde sevmeyen âşık,Hakîkât âleminde âdem olmaz yâ Resûlallah.
Dimâğ-ı ehl-i nazma lezzet-i na't-ı şerîfinle,Olur bir neş'e hâsıl kim doyulmaz yâ Resûlallah.
LEBÎBÂ derdimende rûz-i mahşerde meded senden,Günâhı afv olur, aslâ sorulmaz yâ Resûlallah.
LEBÎBÂ: Lebîb Efendi: (?-1182/1768). Kandiye'de doğdu. Müfti Efendizâde diye tanınırdı. 1170/1756 senesinde sürgüne gönderildiği yerde zamanın meşhur şairi Tokatlı Kânî (?-1206/1791-92) ile tanışıp dost oldu. Genç yaşta vefat etmesine rağmen manzum ve mensur başarılı eserleri vardır.
İSMİNE HAYRAN OLURUM
Yâ Muhammed! O büyük ismine hayrân olurum.Yaktığın nûr ile gönlümde hurûşân olurum.
Yâ Muhammed! Ne büyüksün ki, Senin nâmını ben;Ne zaman yâda getirsem hemen insân olurum.
Yâ Muhammed! Seni sevmek, ne saâdet beşere.Sana âşık olanın hâkine kurban olurum.
Yâ Muhammed! O kadar çok ki, günâhım, ancak;Seni sevmek ile ben nâil-i gufrân olurum.
Mazhar olmazsam eğer ben, o Senin lütfuna ah! Âkıbet haşre kadar hüzn ile giryân olurum.
Gel de ey bâd-i sabâ! Al beni, uç Yesrib'e dek,Ki bu sevda ile ben, müktesib-i cân olurum.
"Ümmetimdir" deyiversen şu RIZÂ-i âsî,Yâ Muhammed! Ben o dem vâsıl-ı cânân olurum.
ALİ RIZA SA?MAN (1890-1965) Ünye'de doğdu. Kendi ifadeleriyle hıfzını ve lise öğrenimini Giresun'da tamamladı. Medrese eğitimi için 14 yaşlarında İstanbul'a gitti. Fatih dersiamlarından ilim öğrendi. Yaz tatillerinde döndüğü Giresun'da Bayazidzâde Hafız Ali Efendi'den tecvid, maharic-i hurûf, aşere ve takrîb okuyup icazet aldı. "Sert olmasa da" İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne olan muhalefeti yüzünden Sinop'a sürgün edildi. 27 ay Sinop'da, 4 yıl Çorum'da sürgün hayatını "başarıyla" tamamladıktan sonra tekrar İstanbul'a döndü. Okunmaya değer uzun ve ilginç bir hayat hikayesine sahip olan Hafız Ali Riza Sağman 13 Eylül 1965'te kalb krizinden vefat etti. Edirnekapısı mezarlığından metfundur. Bir kısmı basılmış bir kısmı basılmamış yaklaşık kırk eserin sahibi olan Hafız Rıza Efendi'nin ("Sağman Tecvidi" adlı eseri belki de en bilinenidir) ayrıca gazel, kasîde, na't-i şerif türünden ve aruz vezninde manzumeleri mevcuttur. Karşılaştığım her Ünyeliye sordum, şu ana kadar Ali Riza Sağman'ın tanıyan ve de Ünyeli olduğunu bilen çıkmadı.Buna da üzüldüm.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024