logo
25 NİSAN 2024

Çocuklar, köprüler, ağaçlar ve Atatürk

29.12.2016 00:00:00
Batı'nın maharetiyle ve toplumun cehâletiyle tarifsiz garip hallerdeyiz!
Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın veya hangi asırda, hangi zaman diliminde yaşarsa yaşasın insanların en mutlu anları çocukluklarıdır. En mutlu anıları, çocukluk yıllarındandır.
Çocuğun anası yanındaysa acıktığında karnı doyuruluyorsa, mahallede arkadaşları varsa, arkadaşlarıyla paylaştığı çocukça saf sırları varsa mutludur...
Nerede yaşadığının, ne yediğinin önemi yoktur.
Brezilyalı romancı Jorge Amado; "İnsanın anayurdu çocukluğudur" der...
Her çocuğun evi, evinden önce mahallesi; okulu, okulunun bahçesi, kendilerinin olmasa da komşunun bahçesinde bir ağacı; sokakta sahiplendiği bir kedisi, köpeği vardır.
Yani hiç kimsenin çocukluğunda eksiği yoktur. Lazım olan her şeyi vardır, olmayan da çocuğa lazım değildir zaten...
Çocukluktan çocuklara, çocuklardan kaçkınlara geçmeye çalışıyorum!
Son beş-altı yıldır başımıza musallat edilen Suriyeli Kaçkınlar'dan artık çok endişeliyim hatta rahatsız olmaya başladım!
Yedi-sekiz yaşlarında veya ana-babalarının kucağında Türkiye'ye geldiler ve gözümüzün önünde büyüyüp genç kadınlar, genç erkekler oldular!
Ne yaptıklarını, bir işte çalışıp çalışmadıklarını kendileri de, biz de bilmiyoruz!
Ama öfkeli oldukları her hallerinden belli! Kıs-kıs kinle bakıyorlar her yana!
Bunlar millet olarak hepimizin, sonunda da Devletimizin başına bela olacaklar!
Bunların mutlu anıları yok! Bunların çocuklukları yok! Bunların vatanları ve vatan kavramları yok!
Hayvan gibi kocaman adamların, canlarını kurtarmak için kaçarken yanlarında kaçırdıkları bu çocukların, vahşi hayvanlar gibi sadece kaçmak ve gücü yeterse vahşice öldürmekten başka bir bildiği, hayali, ideali, ülküleri de yok!
Bunlarda ayıp kavramı yok!
Bunların utanacakları komşuları yok!
Ve çok gariptir ki, bizim ne bunları çocuklarımızdan, ne de çocuklarımızı bunlardan koruyabilecek tedbirlerimiz yok!
Sokaklarda, market giriş-çıkışlarında, pazar yeri çevrelerinde gencecik Suriyeli kadınlar görüyoruz; kucaklarında kundaklı veya etrafında koşuşturan bir-iki yaşlarında çocuklarıyla...
Çocuğu değil, çocuklarıyla!
Bunlar kaçkın düştüklerinde kendileri çocuktu şimdi çevreyi yersiz-yurtsuz ve hallerini garipsemeyen çocuklarla doldurdular!
Bu çocuklar, ne zaman, nerede, nasıl peyda oldular?
Dikkat edilirse aynı kadın ve çocuklar, hep aynı yerlerdeler!
Her zaman görüldükleri yerler, iş adresleri olmuş; dileniyorlar, fırsat bulur bulmaz çalıyorlar!
Belgesellerde gördüğümüz vahşi hayvanların idrarlarıyla bölgelerini belirledikleri gibi kaçkınlar da kendilerine bir bölge belirlemişler ve o bölgelerine özellikle kendileri gibi kaçkınlardan kimseyi sokmuyorlar! Giren olursa vahşice dövüşüyorlar!
Bu çocukların, kendilerine ait çocukluk anıları yok!
İçine doğdukları ve içinde kaçak büyüdükleri çevre ve çevredekiler onların değil!
Ve bu çocuklar bizim değil! Bizim olmadığı gibi kimsenin de değiller bu çocuklar!
Bu çocuklar, dünya insanlığının terk ettiği insanlar!
Bu çocuklar; her an, her yerde, herkese sürpriz yapmaya müsaitler...
Yapacakları bütün sürprizler de maalesef kötü...
İnşallah içlerinden iyi bir şey yapan da çıkar ki, o sürprizlere sürpriz olur!
Bu çocukların, mutlu anıları yok! Bu çocuklar korku içine doğup, korku içinde öfke ile büyüdüler!
Bu çocuklar, ana-babalarını sevmezler, sevmeye mecbur da değiller!
Bu çocukların öfkelerinin ilk muhatabı anası veya babası veya kardeşi veya kendisi gibi kaçkın bir başka öfkeli...
Bu çocuklara vatandaşlık verip okullarımıza öğrenci olarak, kışlalarımıza asker olarak almayı düşünmek elbette ilk bakışta hepimize hoş ve insanî gelebilir ama gününden önce uyarmalıyım ki, bu çocuklar her ortamda pimi çekilmiş bomba gibiler ve her an patlayabilirler!
Özellikle büyük şehirlerde, içimizde her an patlamaya hazır bombalar bu çocuklar varken;
Güya profesyonelleştirip namus borcu olmaktan çıkardığımız Vatan borcunu değil, 30 günde bir alacağı maaşı düşünen "sözleşmeli asker"lerimiz içeride ve dışarıda savaştayken;
Hakimlerimiz savcılardan, savcılarımız hakimlerden; polislerimiz hırsızlardan çok polislerden korkarken;
"Millî"liği kalmamış istihbarat teşkilatları birbirlerini izleyip, birbirlerine kuyular kazarken;
İki kişiden birinin oyunu almakla övünen AKP Hükumeti 15 yıldır yol üstüne yol, köprü üstüne köprü, tünel üstüne tünel yaptırıyor!
Evinden çıkamayan vatandaşlardan örtülü-örtüsüz tahsil edilen vergilerle bu yollardan, köprülerden, tünellerden "geçiş-geçmeyiş ücretleri" alınıyor!
Bu yollar, köprüler, tüneller yapılırken binlerce ağaç kesiliyor, doğa katlediliyor!
Ve ben her kesilen ağaçta Muhteşem Türk Atatürk'ü yeniden hatırlıyor ve dayanılmaz şekilde özlüyorum.
Biliyor musunuz? Tarih, Muhteşem Türk'ü ağlarken çok ender yakalayabilmiş!
Bunlardan birisi, kesilen bir iğde ağacı için!
Çankaya'dan meclise gidilirken yol üstünde bir tek iğde ağacı varmış, Atatürk o iğde ağacının önünden geçişlerinde o ağacın yanına gider, yanındakilere; "İşte bu benim" dermiş. O ağacı yerinde görmediği ve kesildiğini öğrendiğinde ağlamış Muhteşem Türk!?
Bir ağaç için köşkün yerini değiştirdiğini herkes bilir.
Bahçe mimarı Mevlüt Baysal; "Çankaya Köşkü'nün bahçesini yapıyordum. Bir gün Atatürk, yaveri ve ben bahçede dolaşıyorduk. Çok ihtiyar ve geniş bir ağacın Atatürk'ün geçeceği yolu kapadığını gördük. Ağacın bir yanı dik bir sırt, diğer yanı suyu çekilmiş bir havuzdu. Ata, havuz etrafındaki kısma yaslanarak karşı tarafa geçti. 'Emrederseniz derhal keselim Paşam' dedim. Bir an yüzüme baktı, sonra; 'Sen hayatında böyle bir ağaç yetiştirdin mi ki keseceksin?' dedi" diye anlatır..
Niye Atatürk'e kızarlar, niye heykellerinden bile korkarlar anlatabildim mi?
Rahmetli Amcam İbrahim Aslan;
"Hele gör ben ne haldeyim,
Yâr gelmiş yanağım elliyor!" derken günümüzü mü anlatmışmış 40 yıl önceden?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
 
Mustafa Aslan / diğer yazıları
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.