Dünkü yazımızda Prof. Dr. Haydar Baş Beyin Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis illerini kapsayan "Milli Ekonomi Modeli" tanıtım programlarından bahsetmiştik. Genel olarak vatandaşımızın katılımından, heyecanından, BTP lideri etrafında oluşan sevgi yumağından söz etmiştik. Dilerseniz bugünkü yazımızda da Prof. Dr. Haydar Baş Beyin vurgulamaya çalıştığı çözüm önerilerinden ve oluşan kanaatlerden bahsedelim. 12 Eylül öncesi siyasi hayatın içinden gelen biri olarak o zamandan bu yana siyasi gelişmeleri bir tahlile tabi tutarsak; ülkemiz ve geleceğimiz adına, BTP ve Haydar Baş gerçeğinin altını mutlaka çizmek zorundayız. Bağımsız Türkiye hareketinin, hareket tarzından tutun da, propaganda şekline, parti programının ve çözüm önerilerinin halkımıza arz edilişine varıncaya kadar, diğerlerinden farklılık arz ettiği görülecektir.İktidara talip olan parti mensupları, genellikle sadece muhalefeti eleştirir, çözüm yerine "hele bizi iktidara getirinde, o zaman ne yapacağımızı görürsünüz" edebiyatı yapılırdı. İktidara gelince de "enkaz edebiyatı" yaparlardı. Bu güne kadar yapılanlar bundan farklı olmadı. İktidar sahipleri icazeti halktan almak yerine; dış güçlerden, okyanus ötelerinden aldıkları için; beklide kendileri bile ne yapacaklarını bilmeden iktidara talip olur, sonrada gelen talimatlar gereği vazifelerine devam ederlerdi. Şu ana kadar genel manzara bundan ibarettir.Hatırlarsanız, 3 Kasım seçimlerinden önce, Kemal Dervişin hikâyesi okunduğunda, solundan sağına, hemen herkes "iktidar olunca, onun planlarını en güzel ben uygularım", ya da "onu kendi saflarımıza katarız" masallarıyla milletimizi oyalarken, "ben senden daha mandacıyım, ben başkalarından daha fazla dışa bağlıyım" mesajları vermek suretiyle iktidar vizesi almaya çalışmaktaydılar. Diğerlerinden farklı bir çıkış noktası yakalayan BTP ve onun lideri Prof. Dr. Haydar Baş ise vatandaşımıza şöyle sesleniyordu; "Ben sizi yönetmek adına sizden, yani milletimden icazet almaya geldim. Beni siz iktidar ederseniz, yapamayacağımız iş, çözemeyeceğimiz problem yoktur. Gerçek güç milletin kendisidir. Dışa bağımlı, ısmarlama plan ve projeler yerine, sizden biri olan, Haydar evladınızı tercih edin, bağımsızlığınızı doya doya yaşayın."Dün bu söylemleri ile gündem olan BTP lideri Sayın Baş, aynı söylemlere devam ediyor. "Gelin birlik olalım, devlet- millet elele, gönül gönüle, kâinat devletinin temellerini birlikte atalım" haykırışıyla atalete ve ümitsizliğe düşen yüce Türk milletinin evlatlarına yeniden var oluş ve diriliş müjdesini sunmaktadır. Onu dinlemeye gelen vatandaşımızın yüzü gülmekte, anlatılanları daha iyi anlamakta oldukları da çok net olarak anlaşılmaktadır.3 Kasım seçimlerinden sonra seçim sonuçlarını değerlendirdiği bir toplantıya katılmıştım. Orada adeta halkımızın, bu gün geldiği noktayı şöyle işaret etmişti. "Arkadaşlar bu millet necip bir millettir. Şu an korkunç taktiklerle, özellikle medya büyüsü ile gözleri boyanmış, narkoz yemiş ameliyattan çıkmış bir hasta konumundadır. Gerçekleri bıkmadan usanmadan anlatın, sakın ha milletime küsmeyin, onları sürekli şefkatle kucaklayın. Gün gelecek, insanlar akın akın saflarınızda yer alacaktır. Onlara nasıl bir milletin evlatları olduklarını hatırlatın. Aidiyet duyguları uyanan milletlerin batması ya da yok olması mümkün değildir." İşte dün söylenenler bugün tahakkuk etmektedir. Milletimizin kafasında ve gönlünde oluşturulan sisli hava dağılmaktadır. Derdi vatan olan, Türk milletinin ve devletinin bekası olan herkes bu kutlu sese kulak vermeye başlamıştır. Dün Mustafa Kemal Atatürk'ün, bugün Prof. Dr. Haydar Baş'ın söylemeye çalıştığı "güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar" sözünü ben duyar gibiyim. Ya siz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -1- / 20.04.2025
- Dava adamıydı Haydar Hocamız / 19.04.2025