Şehit anaları isyan etmekte
PKK sahneye çıkalı yaklaşık olarak 20 yıl geçti. 1984 yılının Ağustos ayında Şemdinli ve Eruh'taki saldırılarla başladı, beli kırıldı, başları yakalandı ama, halen de yer yer devam etmektedir. PKK şiddet ve terörü benimseyerek ortalığa dehşet saçtı. Ayrılıkçı Kürt Devleti kurmaya dönük çalıştı. Türkiye çok kötü dönemlerden geçti. 1999'da APO yakalandı ve tutuklandı. Yargılandı, hüküm giydi ve şu anda İmralı'da tutuklu olarak bulunmaktadır. Ama geride 40.000 şehidimiz mevcuttur. Sönen ocaklar ve ağalayan analar ve aileler mevcuttur. Onbilerce sakat, harap olan köyler ve kasabalar, onmilyarca dolar ekonomik kayıp, sosyal ve kültürel harabeler ve bozulan dostluklar ile güvensizlikler kaldı. Bütün bu olaylara karşı, şehit anaları ve aileleleri ile halkımızın büyük kesimi büyük infial göstermektedir. Madem ki suçlular serbest bırakılacaktı, çocuklarımız neden ve ne için şehit oldu? Madem ki sonuç böyle olacaktı neden evlatlarımızın kanına girildi?
Bu şekilde gidilirse yarın Öcalan da serbest bırakılır. Hatta onlar da Meclis'e taşınır. O zaman da şanlı Bayarağımızı taşıyan insanları kolay bulamazsınız. Bu kutsal vatanımız sahipsiz mi bırakacaksınız?
Bazı DEP'lilerin konuşmaları
AB'nin istekleriyle ve demokrasi adına serbest bırakılan bazi DEP'lilerin miting konuşmaları ciddi şekilde rahatsızlık oluşturmaktadır. Serbest bırakılan DEP'lilerden ise biraz ciddiyet ve sorumluluk beklenmektedir. Aksi takdirde tüm çabaların boşa gideceği ve gelecekte de istenilen huzurun tesis edilemeyeceği açıkça belli olmaktadır. Kafaların içindeki zihniyetlerin de artık değişmesi ve Türkiye'nin menfaatlerine dönük olması gerekir. Anadolumuzda ve Türk Misak-ı Milli sınırları içinde 1000 yıldan fazla beraber yaşayan tek bir halk vardır. Şimdi ise bunları ufalamak ve ayrılıklar oluşturmak istenmektedir. Halk değil halklardan bahsedilmektedir. Bu durum ise batının bize yem olarak attığı tuzak fikirlerden sadece biridir. Bazı kimseler için bu fikirler cazip gelmektedir. Ama bu tuzak fikirleri benimseyenler daima hüsrana uğramış bulunmaktadır. İnanıyorum ki sonunda sağduyu er veya geç galip gelecektir. Yeter ki dış mihrakların ve ezeli düşmanlarımızın emrine girmeyelim, onların dediklerini yapmayalım. Birbirimize düşman kesilmeyelim. Kendimize dönelim ve kendimiz olalım. Böylece bize de Atalarımıza da, tarihimize ancak öyle layik oluruz.
Biz Türklere de ancak bu yakışır!
PKK sahneye çıkalı yaklaşık olarak 20 yıl geçti. 1984 yılının Ağustos ayında Şemdinli ve Eruh'taki saldırılarla başladı, beli kırıldı, başları yakalandı ama, halen de yer yer devam etmektedir. PKK şiddet ve terörü benimseyerek ortalığa dehşet saçtı. Ayrılıkçı Kürt Devleti kurmaya dönük çalıştı. Türkiye çok kötü dönemlerden geçti. 1999'da APO yakalandı ve tutuklandı. Yargılandı, hüküm giydi ve şu anda İmralı'da tutuklu olarak bulunmaktadır. Ama geride 40.000 şehidimiz mevcuttur. Sönen ocaklar ve ağalayan analar ve aileler mevcuttur. Onbilerce sakat, harap olan köyler ve kasabalar, onmilyarca dolar ekonomik kayıp, sosyal ve kültürel harabeler ve bozulan dostluklar ile güvensizlikler kaldı. Bütün bu olaylara karşı, şehit anaları ve aileleleri ile halkımızın büyük kesimi büyük infial göstermektedir. Madem ki suçlular serbest bırakılacaktı, çocuklarımız neden ve ne için şehit oldu? Madem ki sonuç böyle olacaktı neden evlatlarımızın kanına girildi?
Bu şekilde gidilirse yarın Öcalan da serbest bırakılır. Hatta onlar da Meclis'e taşınır. O zaman da şanlı Bayarağımızı taşıyan insanları kolay bulamazsınız. Bu kutsal vatanımız sahipsiz mi bırakacaksınız?
Bazı DEP'lilerin konuşmaları
AB'nin istekleriyle ve demokrasi adına serbest bırakılan bazi DEP'lilerin miting konuşmaları ciddi şekilde rahatsızlık oluşturmaktadır. Serbest bırakılan DEP'lilerden ise biraz ciddiyet ve sorumluluk beklenmektedir. Aksi takdirde tüm çabaların boşa gideceği ve gelecekte de istenilen huzurun tesis edilemeyeceği açıkça belli olmaktadır. Kafaların içindeki zihniyetlerin de artık değişmesi ve Türkiye'nin menfaatlerine dönük olması gerekir. Anadolumuzda ve Türk Misak-ı Milli sınırları içinde 1000 yıldan fazla beraber yaşayan tek bir halk vardır. Şimdi ise bunları ufalamak ve ayrılıklar oluşturmak istenmektedir. Halk değil halklardan bahsedilmektedir. Bu durum ise batının bize yem olarak attığı tuzak fikirlerden sadece biridir. Bazı kimseler için bu fikirler cazip gelmektedir. Ama bu tuzak fikirleri benimseyenler daima hüsrana uğramış bulunmaktadır. İnanıyorum ki sonunda sağduyu er veya geç galip gelecektir. Yeter ki dış mihrakların ve ezeli düşmanlarımızın emrine girmeyelim, onların dediklerini yapmayalım. Birbirimize düşman kesilmeyelim. Kendimize dönelim ve kendimiz olalım. Böylece bize de Atalarımıza da, tarihimize ancak öyle layik oluruz.
Biz Türklere de ancak bu yakışır!
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006