İki kayıpla yola devam...

Dört takımla katıldığımız UEFA Kupası'ında yolumuza iki takımla devam ediyoruz. Bundan iyisi can sağlığı demenin doğru olacağını düşünmüyorum. İki değil de dört takımla yolumuza devam etmeliydik. Çünkü elenmiş olduğumuz takımların bizden üstün yanları yoktu.

Kuşkusuz Malatyaspor'un Basel'i deplasmanda yenmesine, Trabzonspor'un Villarreal ile İspanya'da berabere kalmasına rağmen, kendi sahalarında aynı başarıyı gösteremeyerek elenmesi özel olarak incelenmeli. Malatyaspor'un elenmesi tercübesizliğine verilebilir ama, aynı müsamanın Trabzonspor'a gösterilmesinin doğal olduğunu sanmıyorum.

İki sene önce kendisini UEFA Kupası'ından saf dışı bırakan Happoel Tel-Aviv'e bu sene aynı şansı tanımayan ve yoluna devam eden G.Antepspor'un tur atlamasını eksiksiz tüm spor kamuoyu bekliyordu. Kırmızı-Siyahlı ekibin bu başarısı hiç kimseye sürpriz bir sonuç olmadı.

Buna karşılık güçlü rakibi B.Rovers'ı eleme başarısını gösteren G.Birliği, bana göre esas süprizi yapan takım oldu. Başket ekibi, Blackbrun Rovers ile oynadığı her iki karşılaşmada, gerçek kapasitesinin altında bir performans sergilese de zoru başardı.

Gençlerbirliği ve Gaziantepspor'un bu başarıyı elde etmelerinde teknik heyetlerin rolü çok yüksek. Her iki takımımızın teknik heyetleri futbolcularını gerek teknik, gerek taktik, gerekse piskolojik olarak maça iyi hazırlamışlar. Ama başarıyı getiren temel etken, her iki takımın da önemli oyuncularının forma girmiş olmaları ve rakiplerini gözlerinde büyütmemeleridir.

Her iki kırmızı siyahlı ekibimiz de bu maçların rehavetine kapılmadan ikinci turadaki maça konsantre olmaya çalışmalılar. Aynı zamanda özeleştiri yapmalılar. Çünkü, kim ne derse desin, ne Antep'te ne de G.Birliği'nde her şey mükemmel bir uyum içerisinde yürümüyor. Her iki takım da aksayan yönlerini görmez ve gidermeye çalışmazsa, ikinci turda rakip kim olursa olsun elenmeye mahkum olurlar.