"Yüzündeki ter taneleri bir inci gibiydi. Bedeninin teri miskten daha güzel kokuyordu. Onun gibi birini ne ondan önce ve ne de ondan sonra gördüm."
İmam Ali Efendimiz yukarıda olduğu şekliyle Hz. Peygamberi dile getirip şöyle devam ediyor: "Her yıl Hira dağına çekilirdi, onu ben görürdüm, benden başkası da görmezdi. O gün İslam, Resulullah ve Hatice'nin evinden başka hiç bir evde yoktu; ben de onların üçüncüsüydüm. Vahyin ve risaletin nurunu görür, nübüvvetinin kokusunu duyardım. Gerçekten de ona (s.a.a) vahiy geldiği zaman, şeytanın inlemesini duydum da "Ya Resulullah! Bu inleme nedir?" dedim. "Bu kendisine kulluk edilmesinden ümidini kesen şeytandır. Benim duyduğumu duyuyor, gördüğümü görüyorsun. Ancak sen nebi değilsin, vezirsin ve hayır üzeresin" dedi.
"Kureyş'in ileri gelenleri ona (s.a.a) geldiğinde onunla beraberdim. 'Ya Muhammed! Sen atalarından ve ailenden hiç kimsenin bulunmadığı büyük bir iddiada bulunuyorsun, biz senden, nebi ve resul olduğunu bilmemizi sağlayacak bir şey göstermeni istiyoruz. Eğer yapmazsan, seni sihirbaz ve yalancı biliriz' dediler. Resulullah (s.a.a) 'Ne istiyorsunuz?' dedi. 'Bizim için şu ağacı çağır da köküyle beraber yerinden sökülüp yanına gelsin' dediler.
O (s.a.a) , 'Allah şüphesiz her şeye kadirdir; eğer Allah sizin için bunu yaparsa hakka iman ederek şahadet eder misiniz?' dedi. 'Evet' dediler. 'İstediğinizi size göstereceğim, hayra dönmeyeceğinizi de biliyorum. İçinizde (Bedir'de) kuyuya atılacak, (Hendek'te) hiziplere ayrılacak kimseler var' dedi. Sonra 'Ey ağaç eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyor ve benim Allah'ın Resulü olduğumu biliyorsan, Allah'ın izniyle kökünle beraber sökül ve önümde dur' dedi. Onu hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki ağaç yerinden söküldü, şiddetli bir gürültü kopardı, kuşun kanatlarını çırpması gibi ses çıkararak yerinden sökülüp geldi, dalları kuşların kanatları gibi birbirine değerek Resulullah'ın (s.a.a) önünde durdu. En yüksek dalı Resulullah'ın (s.a.a) üzerine, bazı dalları da benim omuzlarıma geldi. Ben Resulullah'ın (s.a.a) sağındaydım. Onlar bunu gördükleri zaman kibirlenip böbürlenerek 'Ona emret tekrar gelsin fakat yarısı orada kalsın' dediler. O da bunu emretti. O da daha şaşırtıcı bir şekilde daha şiddetli bir sesle yarım olarak geldi; neredeyse Resulullah'a (s.a.a) sarılacaktı. İnkar ve kibir dolu olarak 'Tekrar bu yarısına emret de geldiği gibi öbür yarısına dönsün' dediler. Resulullah, o yarıya emretti ve o da döndü. 'Allah'tan başka ilah yoktur; ben sana iman edenlerin ilkiyim ya Resulullah' dedim. 'Sözünü yüceltmek, nübüvvetini tasdik etmek için Allah'ın emriyle bu ağacın emredileni yaptığını ikrar edenlerin de ilkiyim' dedim. Onların hepsi birden; 'Hayır, sihirbaz ve yalancıdır. Sihrinin şaşırtıcılığı bu işi kolaylaştırdı. Bu işinde ancak bunun (beni kastediyorlardı) gibiler sana inanabilir' dediler."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Resulü (s.a.a) ile Mekke vadilerinden birine gittim. Peygamber'in geçtiği her taş ve ağaç kendisine şöyle sesleniyordu: "Selam olsun sana ey Allah'ın Resulü!" Ben de bu sesi işitiyordum."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "(Halk dalalet içindeydi.) Derken Allah Muhammed'i (s.a.a) şahit, müjdeleyici ve korkutucu olarak ümmetine gönderdi. Çocukluğunda insanların en hayırlısı, olgunluğunda en seçkini idi. Ahlak bakımından temizlerin en temiz kılınmışıydı. Cömertlik bakımından kendisinden hayır umulanların en cömerti idi."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Allah Muhammed'den (s.a.a) daha iyi bir insan yaratmamıştır."
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "O Peygamber, dertlerine deva bulmak için tıp bilgisiyle hastalarını dolaşan bir hekimdir. İlaçlarını hazırlamış, tıp malzemelerini ısıtmıştır ve ihtiyaç duyulduğunda onlarla kör gönülleri, sağır kulakları, söylemez dilleri iyileştirir. Gaflet ve şaşkınlık içinde olanları ilaçlarıyla iyileştirmek için arar bulur. Ama Ümeyyeoğulları hikmet nuruyla nurlanmamış, nurlu ilimlerin ışığıyla aydınlanmamış kimselerdir. Onlar bu durumda otlayan dört ayaklı hayvanlara benzemekte; katılıklar, kayaları ve taşları andırmaktadır."
- Öz anneden daha aziz annemiz / 09.05.2025
- Azılı müşrik Übeyy b. Halef / 03.05.2025
- İmam Cafer Sadık / 26.04.2025
- Hz Peygamber’in cömertliği / 17.04.2025
- ‘Ben ve Ali bir nurdan yaratıldık’ / 09.04.2025
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025