Memleket hümanist doldu.
Yıllarca komünistten çekti memleket.
Sonra feministler çıktı ortaya, en belirgin farkları "erkek düşmanlığı" idi.
Başı ambalajlı bir "Müslüman feministin(!)"; "Erkek egemen bir hayattan nefret ediyorum, her nereye gitsem kocama mı soracağım" sözleri çok manidardı.
Bu sıralar görünmüyor ekranlarda, belki de uzzzuuun bir "re'sen emeklilik" yaşıyordur.
Hz. Muhammed'in (as) haşa- kadınları aşağılayıcı sözlerine çok kızgındı.
Bizim hümanistler, genelde Müslümanların bayramı söz konusu olunca ortaya çıkar. Hele de kurban bayramı yaklaşınca acayip "insancıllaşırlar".
Bayram günleri boğazlanan o hayvanlar yayvanlaştırır gönüllerini.
Dimdik doğrulmak için hamle yapan öküz, onları bir başka çarpar.
Kasabın elindeki bıçak sanki onların böğrüne saplanmıştır.
Koçun boynuzlarını ojeli elleriyle bir okşasa, dünya Jale hanımın olurdu.
Soran olmazdı kendisine; Jale kim getirdi seni bu hale?
Bayramda akan kanlar kaç gece rüyalarını süsler.
Pardon, rüyalarını kabusa çevirir.
Döner durur kuştüyü yastığında bir nefes uyuyabilmek için.
Ama ne mümkün uyumak, kasapların o pala bıyıklısı bir elinde masat, cebinde hasat karşısında dimdik ayaktadır.
Bir başka korkusu, acaba masat ile bahçede park eden Passat'ı çizer mi, çizmez mi?
Zülfü, hani şu, "elbette Zülfü" sloganıyla Türk siyaset tarihine geçen, tutarsa baş tacı olmak için harekete geçen şol sol Zülfü, Rusların Osedya katliamını önce Çeçenlere maletmişti.
Sonra da şairane ve dahiyane(!) bir yorumda bulunmuş ve; "Kurbanda hayvan boğazlayanlar, kurban dışında da böyle insan boğazlar" tarihi tespitinde bulunmuştu.
Zülfü'nün telinden yola çıkarak yapılan bir araştırmaya göre, mesela Irak'ta 200 bin masumun canına kıyan, hayatta kalanların bir kısmının ırzına geçip, diğerlerini sakat bırakan, yakın tarihte eşine rastlanmayan bir vahşet sergileyen ABD'nin askerleri, sırf kurban kesemediği için bu vahşeti yapıyordu!
Çünkü Zülfü öyle diyordu.
Boğazlanan koçun ardında ağıt yakan Zülfü ve arkadaşları Irak'a seyirci kalıyordu, çünkü, Irak adı üstünde ıraktaydı. Ama boğazlanan tosunlar, koçlar ve develer yakındaydı. (Deve hariç)
Allah'tan kurbanın derisi haccın gerisi/Dolarları var.
Müslüman'ın ibadetine dil uzatmaktan haya etmeyenler derisine el uzatmaktan da haya etmiyor.
Şiir gibi mübarek.
Hac ibadeti için de çok şey söyleyecekler, ama milyon dolarlarla ifade edilen bir rant olunca, "hadi olsun, ne yapalım" deniyor.
Allah, Hz. İbrahim'e oğlu İsmail'in yerine kesmek için "azim/yüce" bir kurbanlık gönderişti.
Siz de Allah rızası için keseceğiniz kurbanınızın "azim" olmasına dikkat edin.
Ve şu hadis-i şerifi unutmayın.
"İmkanı olup da kurban kesmeyen namazgahımıza uğramasın."
Resulüllah'ın (as) "namazgahına uğrayamayan", mahşerde de O'nun şefaatini talep edemez.
Son bir not, "hayır yapıyoruz" diye kurbanımızı "meçhule" göndermeyelim.
Dinleri birbirine karıştıranlar, etleri de karıştırabilir, dikkat edelim.
Benden söylemesi!
Aşıkların böyle
halleri vardır...
Bayezid-ı Bestami'yi ölümünden sonra bir dostu rüyasında gördü ve kendisine sordu:
"İlahi huzurda seni nasıl karşıladılar?"
Bestami, "Bana, ne getirdin?" diye sordular.
Ben de 'bir dilenci bir padişahın huzuruna çıkınca ona ne getirdin diye sormazlar, dile bizden ne dilersen' derler dedim.
Sözüme Rabbimin cevabı erişti: "Doğru söylüyor."
Yıllarca komünistten çekti memleket.
Sonra feministler çıktı ortaya, en belirgin farkları "erkek düşmanlığı" idi.
Başı ambalajlı bir "Müslüman feministin(!)"; "Erkek egemen bir hayattan nefret ediyorum, her nereye gitsem kocama mı soracağım" sözleri çok manidardı.
Bu sıralar görünmüyor ekranlarda, belki de uzzzuuun bir "re'sen emeklilik" yaşıyordur.
Hz. Muhammed'in (as) haşa- kadınları aşağılayıcı sözlerine çok kızgındı.
Bizim hümanistler, genelde Müslümanların bayramı söz konusu olunca ortaya çıkar. Hele de kurban bayramı yaklaşınca acayip "insancıllaşırlar".
Bayram günleri boğazlanan o hayvanlar yayvanlaştırır gönüllerini.
Dimdik doğrulmak için hamle yapan öküz, onları bir başka çarpar.
Kasabın elindeki bıçak sanki onların böğrüne saplanmıştır.
Koçun boynuzlarını ojeli elleriyle bir okşasa, dünya Jale hanımın olurdu.
Soran olmazdı kendisine; Jale kim getirdi seni bu hale?
Bayramda akan kanlar kaç gece rüyalarını süsler.
Pardon, rüyalarını kabusa çevirir.
Döner durur kuştüyü yastığında bir nefes uyuyabilmek için.
Ama ne mümkün uyumak, kasapların o pala bıyıklısı bir elinde masat, cebinde hasat karşısında dimdik ayaktadır.
Bir başka korkusu, acaba masat ile bahçede park eden Passat'ı çizer mi, çizmez mi?
Zülfü, hani şu, "elbette Zülfü" sloganıyla Türk siyaset tarihine geçen, tutarsa baş tacı olmak için harekete geçen şol sol Zülfü, Rusların Osedya katliamını önce Çeçenlere maletmişti.
Sonra da şairane ve dahiyane(!) bir yorumda bulunmuş ve; "Kurbanda hayvan boğazlayanlar, kurban dışında da böyle insan boğazlar" tarihi tespitinde bulunmuştu.
Zülfü'nün telinden yola çıkarak yapılan bir araştırmaya göre, mesela Irak'ta 200 bin masumun canına kıyan, hayatta kalanların bir kısmının ırzına geçip, diğerlerini sakat bırakan, yakın tarihte eşine rastlanmayan bir vahşet sergileyen ABD'nin askerleri, sırf kurban kesemediği için bu vahşeti yapıyordu!
Çünkü Zülfü öyle diyordu.
Boğazlanan koçun ardında ağıt yakan Zülfü ve arkadaşları Irak'a seyirci kalıyordu, çünkü, Irak adı üstünde ıraktaydı. Ama boğazlanan tosunlar, koçlar ve develer yakındaydı. (Deve hariç)
Allah'tan kurbanın derisi haccın gerisi/Dolarları var.
Müslüman'ın ibadetine dil uzatmaktan haya etmeyenler derisine el uzatmaktan da haya etmiyor.
Şiir gibi mübarek.
Hac ibadeti için de çok şey söyleyecekler, ama milyon dolarlarla ifade edilen bir rant olunca, "hadi olsun, ne yapalım" deniyor.
Allah, Hz. İbrahim'e oğlu İsmail'in yerine kesmek için "azim/yüce" bir kurbanlık gönderişti.
Siz de Allah rızası için keseceğiniz kurbanınızın "azim" olmasına dikkat edin.
Ve şu hadis-i şerifi unutmayın.
"İmkanı olup da kurban kesmeyen namazgahımıza uğramasın."
Resulüllah'ın (as) "namazgahına uğrayamayan", mahşerde de O'nun şefaatini talep edemez.
Son bir not, "hayır yapıyoruz" diye kurbanımızı "meçhule" göndermeyelim.
Dinleri birbirine karıştıranlar, etleri de karıştırabilir, dikkat edelim.
Benden söylemesi!
Aşıkların böyle
halleri vardır...
Bayezid-ı Bestami'yi ölümünden sonra bir dostu rüyasında gördü ve kendisine sordu:
"İlahi huzurda seni nasıl karşıladılar?"
Bestami, "Bana, ne getirdin?" diye sordular.
Ben de 'bir dilenci bir padişahın huzuruna çıkınca ona ne getirdin diye sormazlar, dile bizden ne dilersen' derler dedim.
Sözüme Rabbimin cevabı erişti: "Doğru söylüyor."
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024