Ankara'da "Küresel Terör ve Uluslararası İşbirliği" konusu, Genelkurmay Başkanlığı'nın ev sahipliğinde düzenlenen bir sempozyumda tartışılıyor. Ve biz çeşitli ülkelerin üst düzey yetkililerinin "iman tazeleme"den öte bir anlamı olmayan konuşmalarını izliyoruz.Çünkü "konuşan herkesin teröre karşı olduğu" doğru, ama aynı kişilerin sadece "kendisini rahatsız eden teröre karşı olduğu" da o doğru kadar doğru.Bunu sadece Ankara'daki sempozyuma katılanlar için değil, öteden beri yapılmış terörle mücadele konulu tüm toplantılara katılanların hepsini kastederek söylüyoruz. Aksi söz konusu olsa, terörle mücadele amacıyla yapılmış birçok uluslararası sözleşme işe yarar, ülkeler işbirliği yapar ve terör evrensel barışı tehdit eden bir tehlike olmaktan çıkardı.ABD'nin o zamanki Başkanı Bill Clinton'ın yanılmıyorsak 1999'da tüm dünya liderlerini Mısır'ın Şarm El Şeyh limanında alelacele bir toplantıya çağırıp, "Bundan böyle terörle mücadele için var gücümüzle çalışmaya ve işbirliği yapmaya söz veriyoruz" diye kararlar aldırdığını unuttuk mu?Eğer katılanlar samimi olsa ve birbiriyle işbirliği yapsaydı, 11 Eylül 2001 terör eylemi New York'u vuramazdı.Nitekim Ankara'daki toplantıya katılan ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace'in, gazetecilerin PKK'yı yıllar önce "terör örgütü" olarak ilan eden ABD'nin bu konuda ne yaptığına ilişkin sorusuna, verdiği yanıt da iyi niyetten yoksunluğun kanıtı gibi... General Pace'in, -çeşitli gazetelerde farklı cümlelerle aktarılmasına rağmen- özü itibarıyla "Acele etmeyin. Zamanı gelince PKK temizlenecektir" dediği anlaşılıyor.Zaten mesele, söz konusu zamanın ne zaman geleceği...Eğer ABD, "Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurulması işini tamamlayalım, ondan sonra PKK'ya sıra gelir" demek istiyorsa, bu yanıt doğrudur. Çünkü o zaman PKK'yı Mesut Barzani de kendi topraklarından kovar. Bizim de ABD'den destek istememize sebep kalmaz. Ne var ki böyle bir durum, "teröre karşı mücadele" gerekçesiyle dünyanın başına bin türlü sorun çıkartan George Bush yönetiminin terörle mücadele konusunda zerre kadar dürüst olmadığını bir kere daha ortaya koyar.Hoş... Bush yönetiminin samimiyetsizliğinin örneği o kadar çok ki..."İran, Suriye, Kuzey Kore terörist devlettir" diye ilan eden ABD değil miydi?Terörist devletin elinde nükleer silah olmaması için İran'a baskı yapan ABD, aynı listedeki Kuzey Kore'ye neden ses çıkartmıyor? Eğer nükleer silah tehlikeliyse Kuzey Kore "Biz ürettik bile" diye ilan etti. Ama gördüğünüz gibi o esip savurmalar çoktaan unutuldu.Nükleer silah barış için tehdit ise İran'ın elindeki ne kadar tehlike oluşturursa İsrail'inki de o kadar tehlike oluşturur... Eğer öyle ise, ABD ona neden ses çıkarmaz?Ötekileri bırakınız, geçenlerde Hindistan'a giden Bush'un, "İran'a yasakladıklarını oraya kendi eliyle verdiğini" nasıl unutalım? Oktay EKŞİ