Hac ve Umre görevini yenine getirmek için Kutsal mekanları ziyaret eden, hemen herkesin yüreğini derinden yaralayan Medine'deki Ravza-ı Mutahhara, Cenneti Baki ve Mekke'deki Cenneti Muaalla kabristanındaki uygulamalardır. Burada bir çok büyük sahabenin yattığı ve Osmanlı zamanında ihtişamlı türbeler halinde bulunan kabirlerin şimdi sadece birer toprak yığını, birkaç küçük taş parçası halinde olduğu, kadınların asla ziyarete alınmadığı, kabirlerin yanında dua edilmesine, Kur'an okunmasına müsaade edilmediğine şahit olursunuz. Kabirlerin yanında kısa süreli bir duruş ve tefekkür etmeye kalkışsanız bile görevlilerden azar işitirsiniz, kovulursunuz. Birde orada bulunan görevlilerin kabir ziyareti hakkında kendi inançlarını ziyaretçilere kabullendirmek için azarlar vaziyette farklı dilden nasihatler yaptıklarına da şahit olursunuz.
Bu uygulamanın temelinde yatan gerçekleri Prof. Dr. Haydar Baş'ın Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı eserindeki Kabir Tahribatı bölümünden aktaralım;
"Bu noktada şu hakikati ifade etmek yerinde olacaktır. İngilizler kendi emelleri doğrultusunda yönlendirdikleri Muhammed Abdulvehhab ve onun kurduğu Vehhabilik mezhebi aracılığı ile toplumda İslam adına mevcut olan motifleri çökertmek ve yerine İslamî olmayan ve İslam'ın özünde bulunmayanları koyma hedeflerini gerçekleştirdiler. Kabir ve türbe ziyaretlerini şirk kabul eden Vehhabiliği resmi mezhepleri olarak benimsemiş bulunan Suud Hükümetinin, İslam büyüklerinin ve sahabelerin kebirlerini tahrif ederek, belirsizleştirmeleri bu hakikatin açık bir misalidir. Zira Müslümanların mukaddes türbeleri ziyaretten hangi şekilde olursa olsun alıkonulması düşüncesi bizzat Sömürgeler Bakanlığı'nın misyoner-ajanlarına dağıttıkları kitaplarda "Müslümanları güçlendiren faktörleri yok etmek için tavsiyeler" bölümünde yer almaktadır. 16. Madde; "Sorunlardan biri de Müslümanların mübarek ve mukaddes türbeleri ziyaret etmeleridir. Bu tür türbelere önem vermenin ve süslemenin bidat ve şeriata aykırı olduğunu, Peygamber döneminde bu teşrifatın bulunmadığını, ölülere ibadet yapılmadığını delilleri ile ispat etmeliyiz. Yavaş yavaş binaların yıkılmasıyla ve bu türbelerin izlerini ortadan kaldırmakla halk bu ziyaretlerden vazgeçirilmelidir?(Hatırat-ı Hampher/s;55) / Dini Ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler/s; 154/Prof. Dr. Haydar Baş)
Yüce Peygamberimizin kabri ziyaret edilirken dahi görevliler tarafından ziyaretçilere çok sert davranılmaktadır. Şunu peşinen söylemek gerekirse Ravza-i Mutahharayı ziyaret ederken huzurla ve içtenlikle selam verememenin yürekten gelen bir sevda ile gözyaşı dökememenin ızdırabı bizleri yürekten yaralamaktadır. Gizlice ve sütun arkasından tefekkür edip göz yaşı dökmeye çalışan Peygamber sevdalılarının bile görevliler tarafından dışarı çıkarılmaya çalışılması beni ayrıca üzüntüye gark etmiştir. İslam'a empoze edilen bu yanlış kabir anlayışının altında yatan; vesile ve şefaat anlayışını temelden yok etmek ve O yüce insanlarla, hatıralarıyla, düşünceleriyle irtibatı yok etmektir. Her ne tür yanlış ve saygısız davranışlarda bulunulursa bulunulsun; Güneş balçıkla sıvanmaz. Peygamber sevdalıları, Allah aşıkları yollarında ve seferindedirler? Vesselam..!
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan gençlere mesaj / 29.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024