"Dün akşamın (Cuma akşamının) en mutlu insanları kimlerdi?" diye bir soru sorsalarsa ne cevap verirsiniz?
Bana sorsalar; "Kanal 7'ye maddî ve manevî himmetleri dokunanlardı" derim.
Yani o "mübarek kanalın oluşmasında emeği geçenler."
Bol bol İncil ve Hıristiyanlık propagandası dinledik sayelerinde.
Üçlü defans 9.15 metrede sıralanmış,
Hocaefendi'nin kadim dostu Maroviç,
Gençliğini "risale" eğitiminde itmam etmiş Turgay Üçal,
Ve ağzından kırmızı şarap damlayan Kirkor.
Üçü bir arada, "rab İsa", "ilah İsa", "Tanrının oğlu İsa". Bol bol İncilî pasajlar.
Masallar, hikayeler, tiretler...
Karşı safta, Ortadoğu'yu kana bulayan Ariel Şaron'un, sanki tek yumurta ikizi bir adam;
Dr. Yılmaz Benadre.
Bir insan ancak bu kadar benzer dindaşına. Hem sima olarak, hem de hal olarak.
Önce Türk Yahudi'si oldu. Sonra Müslüman Türk Yahudi'si, en son Türk Müslüman Yahudi. Çanakkale'de ezan sesleriyle büyümüş.
Son derece yufka yürekli. Eğer aylardan ramazan olsaydı sunucu yüreğini yufka yaptırırdı.
Tıpa tıp benzeri kıtır kıtır Filistinli keserken, O şunu diyordu: "Biz sinek bile öldüremeyiz". Demek ki, Filistinli sinekten de aşağı bir varlık onlara göre.
Süs kabağı vizyonunda iki ilahiyatçı ne yaptı?
Dinlerinden zerre taviz vermeyen üç Hıristiyan'la, inancı uğruna, tek başına herkese meydan okuyan bir Yahudi'nin arasında olabilecek tatsızlığı tatlıya bağlamak görevini üstlendiler; aman kavga etmeyin, lazım barış, al bir karış, at ile yarış, şaha kalkış, al sana alkış.
Futbolda topla oynama zamanı diye bir tabir var ya, üç papaz ile bir haham % 80, geriye kalan % 20'nin yüzde 10'unu Ahmet Hakan, % 10'unu da iki ilahiyatçı kullandı.
Aytunç beyi istisna tutuyorum, bu konulara vakıf olması yanında bir din bilgini olmadığını açıkça söyledi zaten.
Hz. Muhammet (as) cahillikle suçlandı, eksiklikle itham edildi. Kur'an yalanlandı, ayetler aşağılandı, bütün bunlar yapılırken Ahmet Hakan'ın Kirkor'a söylediği şu söz tarihe geçecek cinsten; "Çok güzel anlatıyorsunuz".
Hatta bu sözü plaket hale getirip Kanal 7'nin ortaklarına dağıtmak lazım.
İki ilahiyatçının hakkını da yememek lazım tabi.
İslam'dan yaklaşık on asır daha eskilere dayanan iki dinin öğretilerine toz kondurulmazken, Yunus Vehbi bey:
"Hadis-i şeriflere Hıristiyanlığın sizmiş olabileceğinin" altını çizdi.
Peki Süleyman Ateş ne yaptı?
Yahudi Hıristiyan'a, Hıristiyan Yahudi'ye: "Siz batılsınız dediği yerde" O kalktı bir ayet okudu(!) ve ne kadar din varsa hepsini hak ilan etti.
"Şüphesiz iman edenler; Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden de Allah'a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzüntü çekmeyeceklerdir." (Bakara, 2/62)
Bekledim ki, devamında da;
"Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. İşte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır." (Nahl Sûresi 67) ayetini de okur, birlikte kafaları çekerler.
Bir tek ayetle Yahudi'yi, Hıristiyan'ı cennetlik yaparsanız, bu ayetle de içki içebilirsiniz.
Sayın Ateş'in okuduğu ayetten başka ayet de var aynı konuda;
"Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde (ayrı ayrı) hükmünü verir. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir. (Hac, 22/17)
İyi bir hafız olduğunu yine Kanal 7 sayesinde öğrendiğimiz Ateş'in bu ayeti bilmemesi mümkün mü?
Diğer yazacaklarımı sonraya bırakıp, şöyle bitireyim;
Bu kanalın kuruluşunda emeği geçenlerin başka bir hayır işlemesine gerek yok.
Bana sorsalar; "Kanal 7'ye maddî ve manevî himmetleri dokunanlardı" derim.
Yani o "mübarek kanalın oluşmasında emeği geçenler."
Bol bol İncil ve Hıristiyanlık propagandası dinledik sayelerinde.
Üçlü defans 9.15 metrede sıralanmış,
Hocaefendi'nin kadim dostu Maroviç,
Gençliğini "risale" eğitiminde itmam etmiş Turgay Üçal,
Ve ağzından kırmızı şarap damlayan Kirkor.
Üçü bir arada, "rab İsa", "ilah İsa", "Tanrının oğlu İsa". Bol bol İncilî pasajlar.
Masallar, hikayeler, tiretler...
Karşı safta, Ortadoğu'yu kana bulayan Ariel Şaron'un, sanki tek yumurta ikizi bir adam;
Dr. Yılmaz Benadre.
Bir insan ancak bu kadar benzer dindaşına. Hem sima olarak, hem de hal olarak.
Önce Türk Yahudi'si oldu. Sonra Müslüman Türk Yahudi'si, en son Türk Müslüman Yahudi. Çanakkale'de ezan sesleriyle büyümüş.
Son derece yufka yürekli. Eğer aylardan ramazan olsaydı sunucu yüreğini yufka yaptırırdı.
Tıpa tıp benzeri kıtır kıtır Filistinli keserken, O şunu diyordu: "Biz sinek bile öldüremeyiz". Demek ki, Filistinli sinekten de aşağı bir varlık onlara göre.
Süs kabağı vizyonunda iki ilahiyatçı ne yaptı?
Dinlerinden zerre taviz vermeyen üç Hıristiyan'la, inancı uğruna, tek başına herkese meydan okuyan bir Yahudi'nin arasında olabilecek tatsızlığı tatlıya bağlamak görevini üstlendiler; aman kavga etmeyin, lazım barış, al bir karış, at ile yarış, şaha kalkış, al sana alkış.
Futbolda topla oynama zamanı diye bir tabir var ya, üç papaz ile bir haham % 80, geriye kalan % 20'nin yüzde 10'unu Ahmet Hakan, % 10'unu da iki ilahiyatçı kullandı.
Aytunç beyi istisna tutuyorum, bu konulara vakıf olması yanında bir din bilgini olmadığını açıkça söyledi zaten.
Hz. Muhammet (as) cahillikle suçlandı, eksiklikle itham edildi. Kur'an yalanlandı, ayetler aşağılandı, bütün bunlar yapılırken Ahmet Hakan'ın Kirkor'a söylediği şu söz tarihe geçecek cinsten; "Çok güzel anlatıyorsunuz".
Hatta bu sözü plaket hale getirip Kanal 7'nin ortaklarına dağıtmak lazım.
İki ilahiyatçının hakkını da yememek lazım tabi.
İslam'dan yaklaşık on asır daha eskilere dayanan iki dinin öğretilerine toz kondurulmazken, Yunus Vehbi bey:
"Hadis-i şeriflere Hıristiyanlığın sizmiş olabileceğinin" altını çizdi.
Peki Süleyman Ateş ne yaptı?
Yahudi Hıristiyan'a, Hıristiyan Yahudi'ye: "Siz batılsınız dediği yerde" O kalktı bir ayet okudu(!) ve ne kadar din varsa hepsini hak ilan etti.
"Şüphesiz iman edenler; Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sâbiîlerden de Allah'a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzüntü çekmeyeceklerdir." (Bakara, 2/62)
Bekledim ki, devamında da;
"Hurma ve üzüm gibi meyvelerden hem içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz. İşte bunlarda da aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır." (Nahl Sûresi 67) ayetini de okur, birlikte kafaları çekerler.
Bir tek ayetle Yahudi'yi, Hıristiyan'ı cennetlik yaparsanız, bu ayetle de içki içebilirsiniz.
Sayın Ateş'in okuduğu ayetten başka ayet de var aynı konuda;
"Mümin olanlar, yahudi olanlar, sâbiîler, hıristiyanlar, mecûsîler ve müşrik olanlara gelince, muhakkak ki Allah, bunlar arasında kıyamet gününde (ayrı ayrı) hükmünü verir. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir. (Hac, 22/17)
İyi bir hafız olduğunu yine Kanal 7 sayesinde öğrendiğimiz Ateş'in bu ayeti bilmemesi mümkün mü?
Diğer yazacaklarımı sonraya bırakıp, şöyle bitireyim;
Bu kanalın kuruluşunda emeği geçenlerin başka bir hayır işlemesine gerek yok.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024