Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in doğum gününü kutlamak amacıyla Rebiyülevvel ayının 12. Gecesinin miladi takvime göre bu tarihler arasına denk geldiği için 14-20 Nisan arasında Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanacaktır.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin dünyaya teşrifleri bütün âlemler için en önemli bir müjde niteliğindedir. Sebebi varlığımız olan Hz. Muhammed (s.a.v.) için bir gün, bir hafta, bir ömür bile az gelir ancak, böyle gün ve gecelerin kutlanması milletimiz ve geleceğimiz açısından çok önemlidir.
Kutlu Doğum haftasına verdiği destek ve çabalardan dolayı Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmeze teşekkür ederiz. Gerçekten de göreve geldikten sonra gerek yurt içinde gerek yurt dışında ortaya koyduğu çabalar takdire şayandır. Özellikle de bu yılki kutlamalarda, kardeşlik vurgusunun öne çıkartılması Kutlu Doğum Haftasına ayrı bir özellik ve güzellik kazandırmıştır.
Yüce Allah (cc) kullarının dünya ve ahiret saadetine erişmeleri için kitaplar ve resuller göndermiş, son Peygamber Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin vasfını da Kur'an'da şöyle beyan etmiştir;
"Biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya/107)
Ve Onun getirdiği ölçüleri diğer dinlerden üstün kılmıştır;
"Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini, doğruluk rehberi Kuran ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter." (Fetih/28)
Onun Allah'ın elçisi olduğunu da yine Kur'an'da beyan etmiştir,
"Muhammed Allah'ın elçisidir." (Fetih/29)
Ayetle sabit olduğu için, Hazreti Muhammed'in elçiliğinin inkârı küfürdür. İnkâr edenleri(Hıristiyan ve Yahudileri) dost edinmek de sapıklığın, azaba müstahak olmanın gereğidir.
"Ey İnananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez." (Maide/51)
Onu sevmek, Allah'ın rızasına, dolayısıyla günahların affına, merhametine erişerek Cennet yurduna girmeye sebeptir;
"Ey Muhammed! De ki, Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder." (Âl-i İmrân, 3/31).
Onu inciten, Ona düşmanlık edenlerin korkunç akıbeti de şu ayeti kerimede beyan edilmiştir;
"Muhakkak ki, Allah'ı ve Resulünü incitenlere Allah; dünya ve ahirette la'net etmiştir. Ve onlar için, horlayıcı bir azap hazırlamıştır." (Ahzab 033/057).
Bu ayet-i kerimeden sonra hiç olmazsa kutlu doğum haftası dolayısıyla Allah ve Resulünü incitmek ne demek, insanlar ne yaparlarsa Onları incitirler, bunu sorgulamak gerekmez mi?
Elbette ki Allah ve Resulünün hoşlanmadığı şeyleri yapmak, emir ve yasakları tersine çevirmeye ya da nefsimize göre yorumlamaya kalkışmak Onları incitecektir. Yapılması gereken Allah ve Resulünün bizlere sunduğu ölçüleri gene Onların istekleri doğrultusunda anlamaya ve yaşamaya çalışmak olsa gerektir. İşte o zaman maksat hâsıl olacaktır…
Kutlu doğumunu idrak etmeye çalıştığımız bu hafta boyunca en azından Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) efendimiz ile gönül bağımızın boyutlarını, Onun sünnetleri ile olan irtibatımızı, Yoluna olan sadakatimizi muhasebe etmemiz gerekmektedir. Ne mutlu bu muhasebeyi yapabilenlere…
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin dünyaya teşrifleri bütün âlemler için en önemli bir müjde niteliğindedir. Sebebi varlığımız olan Hz. Muhammed (s.a.v.) için bir gün, bir hafta, bir ömür bile az gelir ancak, böyle gün ve gecelerin kutlanması milletimiz ve geleceğimiz açısından çok önemlidir.
Kutlu Doğum haftasına verdiği destek ve çabalardan dolayı Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmeze teşekkür ederiz. Gerçekten de göreve geldikten sonra gerek yurt içinde gerek yurt dışında ortaya koyduğu çabalar takdire şayandır. Özellikle de bu yılki kutlamalarda, kardeşlik vurgusunun öne çıkartılması Kutlu Doğum Haftasına ayrı bir özellik ve güzellik kazandırmıştır.
Yüce Allah (cc) kullarının dünya ve ahiret saadetine erişmeleri için kitaplar ve resuller göndermiş, son Peygamber Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimizin vasfını da Kur'an'da şöyle beyan etmiştir;
"Biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya/107)
Ve Onun getirdiği ölçüleri diğer dinlerden üstün kılmıştır;
"Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini, doğruluk rehberi Kuran ve hak din ile gönderen O'dur. Şahit olarak Allah yeter." (Fetih/28)
Onun Allah'ın elçisi olduğunu da yine Kur'an'da beyan etmiştir,
"Muhammed Allah'ın elçisidir." (Fetih/29)
Ayetle sabit olduğu için, Hazreti Muhammed'in elçiliğinin inkârı küfürdür. İnkâr edenleri(Hıristiyan ve Yahudileri) dost edinmek de sapıklığın, azaba müstahak olmanın gereğidir.
"Ey İnananlar! Yahudileri ve Hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez." (Maide/51)
Onu sevmek, Allah'ın rızasına, dolayısıyla günahların affına, merhametine erişerek Cennet yurduna girmeye sebeptir;
"Ey Muhammed! De ki, Allah'ı seviyorsanız bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah affeder ve merhamet eder." (Âl-i İmrân, 3/31).
Onu inciten, Ona düşmanlık edenlerin korkunç akıbeti de şu ayeti kerimede beyan edilmiştir;
"Muhakkak ki, Allah'ı ve Resulünü incitenlere Allah; dünya ve ahirette la'net etmiştir. Ve onlar için, horlayıcı bir azap hazırlamıştır." (Ahzab 033/057).
Bu ayet-i kerimeden sonra hiç olmazsa kutlu doğum haftası dolayısıyla Allah ve Resulünü incitmek ne demek, insanlar ne yaparlarsa Onları incitirler, bunu sorgulamak gerekmez mi?
Elbette ki Allah ve Resulünün hoşlanmadığı şeyleri yapmak, emir ve yasakları tersine çevirmeye ya da nefsimize göre yorumlamaya kalkışmak Onları incitecektir. Yapılması gereken Allah ve Resulünün bizlere sunduğu ölçüleri gene Onların istekleri doğrultusunda anlamaya ve yaşamaya çalışmak olsa gerektir. İşte o zaman maksat hâsıl olacaktır…
Kutlu doğumunu idrak etmeye çalıştığımız bu hafta boyunca en azından Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) efendimiz ile gönül bağımızın boyutlarını, Onun sünnetleri ile olan irtibatımızı, Yoluna olan sadakatimizi muhasebe etmemiz gerekmektedir. Ne mutlu bu muhasebeyi yapabilenlere…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Ev Hanımlarına Maaş’ fikri Haydar Baş’a aittir / 25.05.2025
- Kur’an Furkan’dır anlayana! / 24.05.2025
- Gazze’de çocuklar açken tok yatan insanlık / 23.05.2025
- Şüphelilerden kaçınan dinini ve kendini korur / 22.05.2025
- Atatürk’ü anmak ve anlamak hepimizin vazifesi olmalıdır / 21.05.2025
- Yalan yere "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin / 20.05.2025
- Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ruha o kadar muhtacız ki… / 19.05.2025
- Kürt kardeşlerim oyuna gelmeyin! / 18.05.2025
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Kur’an Furkan’dır anlayana! / 24.05.2025
- Gazze’de çocuklar açken tok yatan insanlık / 23.05.2025
- Şüphelilerden kaçınan dinini ve kendini korur / 22.05.2025
- Atatürk’ü anmak ve anlamak hepimizin vazifesi olmalıdır / 21.05.2025
- Yalan yere "Bu helaldir, şu da haramdır" demeyin / 20.05.2025
- Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ruha o kadar muhtacız ki… / 19.05.2025
- Kürt kardeşlerim oyuna gelmeyin! / 18.05.2025
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025