Biz boşuna yıllarca "Çok gezen mi, yoksa çok okuyan mı bilir?" konulu münazaralarda kafa yormuşuz. Oysa ne gezen çok bilirmiş, ne de okuyan. Bu ülkede en iyi bilen en çok konuşanmış meğer. Ne gezmenize gerek var, ne de okumanıza. Bol bol konuşun, konuştukça konuşun. Tutarlı tutarsız, yutarlı yutarsız, konuşun, ama mutlaka konuşun. Mutlaka sizi can kulağıyla dinleyenler olacaktır. Bu millet konuşmaktan, bir şey yapmadan konuşmaktan, sadece konuşmaktan bu denli etkilenmeseydi, hiç muhteşem Süleyman'ın gidiş gelişi bu kadar çok olur muydu?
Şimdilerde bu salt konuşmayı medya üstlendi. Yılların tecrübesiyle habire konuşuyor. Başta medya mensupları, TV'lerin yontulmamış kimi sapları, tutmasa da hesapları, bozuk olsa de ensapları, habire konuşuyorlar. Bir saat önce bir TV'de konuşan uzmanı, bir başka TV'deki uzman yalanlıyor. Yok böyle bir şey diyor diğer uzman. Ve ekliyor; sayın arkadaşımızı dinlerken utandım. Ben de hepsini dinlerken utanıyorum. Terör konusunda ABD'den uzmanız, doğru. Çünkü biz yıllardır onunla yattık kalktık. Sevgili Coni bey ilk karşılaşıyor onunla. Şu ana kadar hep ağlayan anaları gördü bizim Sam amcamız. Sıra kendi anasının ağlamasına gelince, derin şoka girdi.
Bizim insan tarifimiz; sevgili Yunus'un dediği gibi: "Yaratılanı severiz yaradandan ötürü" şeklindedir. Hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun. Çünkü bizim her işimizin başı olan "Besmele", "Rahman" ve "Rahim" okunarak biter. "Rahman"; dünya da mümin kafir ayırt etmeden, herkesin ihtiyacını karşılayan, "Rahim" de öte alemde mümine mükafat, kafire de ceza veren demektir. Bu manadan olarak ABD'deki saldırıyı tasvip etmek mümkün değildir. Allah'ın bakıp beslediği insan ölüyor. Ama Körfez Savaş'ı sonrası başta ABD olmak üzere, diğer Batılı ülkelerin uyguladığı gıda, evet sadece gıda ambargosu yüzünden, hani o "Rahman" Allah'ın mümin-kafir ayrımı yapmadan her insana verdiği gıdayı kestikleri için takriben 150 bin çocuğun yetersiz beslenme yüzünden ölümüne seyirci kalan "humanist" gürühun bugün iyi bir nefis muhasebesi yapması gerekmez mi? Başa dönersek, güzide medyamız, ABD'ye yapılan dünyanın en büyük terör saldırısı sonrası aradan bir kaç dakika geçmeden olayı çözüverdi. Yılların tecrübesi var ne de olsa.
Medya, daha henüz çözmüştü bir olayı, Garih cinayetini. Henüz kalemler cebe, kameralar çantaya, gözlükler kılıfa konmadan bu tarihi olay vuku buldu. Medya hazır. Kaç olay çözdü şu ana kadar. Bu ne ki? Hemen suçlular tespit edilidi. İslamcı teröristler. Arkasından da nokta tespiti yaıldı. Usame bin Laden. Uzun yaşasın deden Yaşamasa da eben. Hatta senaryo bile hazır. Şurdan şöyle oldu, burdan böyle oldu, ABD Dışişleri Bakanı Mr. Kolon bir gazetecinin sorusu üzerine; "saldırının kaynağına henüz inemedik" diyor. İnemezsin, çünkü sen Türk medyasına kulak vermiyorsun. FBI, CİA bu konuda bütünlemeye kalmış, görüyorsun. Hala ne diye onlara soruyorsun?
Ayıp ediyorsun. Arasana Reha'yı. İşkembe stratejileri uzmanını. Eski tüfek militanı Ali'ye niye sorumuyorsun? "Siyaset danışmanı" Kurdeşen Tamtakırkurubakır'ı niye çağırmıyorsun ABD'ye, görüşlerine başvurmak için. O sana bu saldırının, itikadi, ameli, ahlaki, afaki analizini yapsın. Sen de rahat bir nefes al. Diyimi ama Mr. Kolon'ciğim. Bu kadar kaprise ne gerek var? Hatta, insan bir de ABD ve Ortadoğu uzmanı Cengiz Havyar beyi arar, sorar, sizin gençliğinizde bu işler nasıl yapılırdı? Bütün bunlardan sonuç alamadın diyelim.
Son çare olarak, Dolunay Yağdanlık da aranabilir. Çizer sana Pentagon'un ve Ticaret Merkezleri'nin krokisni, tek tek anlatır, nasıl girdi, nasıl çıktı, ne hızla vurdu, hangi hızla vuramadı? Sonra da bulur sana Harlem'in arka sokaklarından iki üç tane tinerci, kokocu, eroinci, sen de işte teröristler bunlardır dersin. Yutan olursa ne ala, yutan olmazsa şansına. İşte olay böyle çözülür Mr Kolon. Medyamız tutacağını bilse bu saldırı ile Garih cinayeti arasında bile bir bağ kurar. Tutar mı dersiniz?
Şimdilerde bu salt konuşmayı medya üstlendi. Yılların tecrübesiyle habire konuşuyor. Başta medya mensupları, TV'lerin yontulmamış kimi sapları, tutmasa da hesapları, bozuk olsa de ensapları, habire konuşuyorlar. Bir saat önce bir TV'de konuşan uzmanı, bir başka TV'deki uzman yalanlıyor. Yok böyle bir şey diyor diğer uzman. Ve ekliyor; sayın arkadaşımızı dinlerken utandım. Ben de hepsini dinlerken utanıyorum. Terör konusunda ABD'den uzmanız, doğru. Çünkü biz yıllardır onunla yattık kalktık. Sevgili Coni bey ilk karşılaşıyor onunla. Şu ana kadar hep ağlayan anaları gördü bizim Sam amcamız. Sıra kendi anasının ağlamasına gelince, derin şoka girdi.
Bizim insan tarifimiz; sevgili Yunus'un dediği gibi: "Yaratılanı severiz yaradandan ötürü" şeklindedir. Hangi ırktan, hangi milletten olursa olsun. Çünkü bizim her işimizin başı olan "Besmele", "Rahman" ve "Rahim" okunarak biter. "Rahman"; dünya da mümin kafir ayırt etmeden, herkesin ihtiyacını karşılayan, "Rahim" de öte alemde mümine mükafat, kafire de ceza veren demektir. Bu manadan olarak ABD'deki saldırıyı tasvip etmek mümkün değildir. Allah'ın bakıp beslediği insan ölüyor. Ama Körfez Savaş'ı sonrası başta ABD olmak üzere, diğer Batılı ülkelerin uyguladığı gıda, evet sadece gıda ambargosu yüzünden, hani o "Rahman" Allah'ın mümin-kafir ayrımı yapmadan her insana verdiği gıdayı kestikleri için takriben 150 bin çocuğun yetersiz beslenme yüzünden ölümüne seyirci kalan "humanist" gürühun bugün iyi bir nefis muhasebesi yapması gerekmez mi? Başa dönersek, güzide medyamız, ABD'ye yapılan dünyanın en büyük terör saldırısı sonrası aradan bir kaç dakika geçmeden olayı çözüverdi. Yılların tecrübesi var ne de olsa.
Medya, daha henüz çözmüştü bir olayı, Garih cinayetini. Henüz kalemler cebe, kameralar çantaya, gözlükler kılıfa konmadan bu tarihi olay vuku buldu. Medya hazır. Kaç olay çözdü şu ana kadar. Bu ne ki? Hemen suçlular tespit edilidi. İslamcı teröristler. Arkasından da nokta tespiti yaıldı. Usame bin Laden. Uzun yaşasın deden Yaşamasa da eben. Hatta senaryo bile hazır. Şurdan şöyle oldu, burdan böyle oldu, ABD Dışişleri Bakanı Mr. Kolon bir gazetecinin sorusu üzerine; "saldırının kaynağına henüz inemedik" diyor. İnemezsin, çünkü sen Türk medyasına kulak vermiyorsun. FBI, CİA bu konuda bütünlemeye kalmış, görüyorsun. Hala ne diye onlara soruyorsun?
Ayıp ediyorsun. Arasana Reha'yı. İşkembe stratejileri uzmanını. Eski tüfek militanı Ali'ye niye sorumuyorsun? "Siyaset danışmanı" Kurdeşen Tamtakırkurubakır'ı niye çağırmıyorsun ABD'ye, görüşlerine başvurmak için. O sana bu saldırının, itikadi, ameli, ahlaki, afaki analizini yapsın. Sen de rahat bir nefes al. Diyimi ama Mr. Kolon'ciğim. Bu kadar kaprise ne gerek var? Hatta, insan bir de ABD ve Ortadoğu uzmanı Cengiz Havyar beyi arar, sorar, sizin gençliğinizde bu işler nasıl yapılırdı? Bütün bunlardan sonuç alamadın diyelim.
Son çare olarak, Dolunay Yağdanlık da aranabilir. Çizer sana Pentagon'un ve Ticaret Merkezleri'nin krokisni, tek tek anlatır, nasıl girdi, nasıl çıktı, ne hızla vurdu, hangi hızla vuramadı? Sonra da bulur sana Harlem'in arka sokaklarından iki üç tane tinerci, kokocu, eroinci, sen de işte teröristler bunlardır dersin. Yutan olursa ne ala, yutan olmazsa şansına. İşte olay böyle çözülür Mr Kolon. Medyamız tutacağını bilse bu saldırı ile Garih cinayeti arasında bile bir bağ kurar. Tutar mı dersiniz?
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024