Türkiye'nin dış politikada büyük yanlışlara imza attığını dile getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, siyasilere "Şimdi siz ABD'nin ayağına gidip oradan talimat alıp gelirseniz, bu ülkeye hizmet için hiç bir şey yapamazsınız" diye seslendi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptığı açıklamada dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin dış politikada ortaya koyduğu anlayışın yanlış olduğunu dile getiren BTP Genel Başkanı, siyasilere şöyle seslendi: "Şimdi siz ABD'nin ayağına gidip oradan talimat alıp gelirseniz, bu ülkede hiç bir şey yapamazsınız. Çözümünüz olmadığı için çıkış yolu bulamazsınız. Direksiyon ta orada. Vites kolu uzaklarda değişiyor. Frene ve gaza orada basılıyor. Türk siyasetine düşen görev, basiretiyle Türkiye üzerine oynanan bu oyunları görüp bunların içinden çıkmaktır."
Milli dış politika şartHükümetin dış politikayı ABD'nin talimatları doğrultusunda yönlendirdiğini ifade den Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin dost olarak kabul edebileceği ülkelerde aranması gereken özellikleri açıklayarak, "Eğer bizim değerlerimiz üzerinde komşularımızın bir hesabı varsa, bunun ötesinde coğrafyamız üzerinde bir hesabı varsa, biz asla o milletlerle iç politikayı devam ettiremeyiz. Şimdi size soruyorum. AB devletlerinin Türkiye coğrafyasında hesabı var mı? Var. Sen nasıl bununla ittifak ediyorsun. Adamın gözü senin topraklarında. Lozan Anlaşması müzakerelerinde merhum İnönü, ABD'li murahhas azalarla görüşüyor. ABD'li üyeler, "Biz Türkiye'nin Güneydoğu sınırlarını kabul etmiyoruz" diyor. Bunu kabul edebilmemiz için sizin bize yeraltı kaynaklarınızı vermeniz lazım. Merhum İnönü, 'buna ben karar veremem' diyor. Telgraf çekiyor, merhum Mustafa Kemal telgrafı alıp, okuyor. Sözü şu: Canımızı vererek, kanımızı dökerek kazandığımız bağımsızlığımızı masa başında terk edemeyiz. Telgrafı yırtıp atıyor."
Dostluğun temel kriteriAvrupa ve ABD'den bize dost olmayacağını vurgulayan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 'dost' adresi olarak da bu ülke üzerinde hesabı olmayanları göstererek, şöyle konuştu: "Deniliyor ki, 'Bizim hukukumuz onlarla iyi olması lazım'. Ne yaptı ki iyi olacak? Türkiye'nin hukukunun bir milletle iyi olması için, o milletin Türkiye coğrafyası üzerinde hesabı olmaması gerekir. Bu coğrafyada gözü olmayacak ülke olacak. Bunlar kimlerdir? Uzakdoğu'da, o benim dostum. Bunlar Hindistan, Tayland, Tayvan, Kore, vesairedir... Niye bunları sayıyorum. Bu adamların bizim ülkemiz üzerinde şu ana kadar hesabı olduklarını duymadım. Siz duydunuz mu? Peki Avrupa'yı duydunuz mu? Evet, duydunuz... Hem toplu halde, hem de teker teker hesapları var... Beni iyi sömürsünler; hem milleti, hem vatanı bölsünler diye bu adamların kurduğu Topluluğa gireceğim? Vallahi buna müsaade etmem... Sonra Avrupa kim oluyor. Nedir bunlar? Benim anlamadığım nokta bu... Hangi yönleri bizim üstümüzde."
Sömürüye son verilmeliDünyanın sömürü düzeni ile yürütüldüğünü, Türkiye'nin de sömürülenler arasında olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, "Türkiye, 1938'den bu yana bir sülük gibi okyanusun ötesi tarafından emiliyor. Eğer buna millet 'evet' diyen, yoluna devam etsin. 'Hayır, alnımızın terini, elimizin emeğini kimseye yedirmeyiz' diyorsanız, o zaman Haydar Hoca ile beraber olacaksınız. Var mısınız buna?" dedi.
Avrupa'yı biz Avrupa yaptıkProf. Dr. Baş, programda Almanya'dan bir hatırasını anlatarak, "Avrupa'yı biz Avrupa yaptık" dedi. BTP Genel Başkanı, bir gurbetçi dostu ile arasında geçen diyalogu şu şekilde aktardı: "Hocam, dedi, vallahi billahı, şu Duisburg'da gördüğün fabrikaların en az yüzde 50'sini biz kurduk. Rahmetli babam öldü, cenazesinde bulunamadım. Şimdi üzülüyorum, annem ölürse onun cenazesinde de bulunamayacağım. Yahu, dedi, nedir bize çektirdikleri? Burada (Almanya'da fabrika vesaire) yapıyoruz, orada (Türkiye'de) bize müsaade etmiyorlar. O zaman bana çok dokundu bu. Biz gittik, Avrupa'yı Avrupa yaptık. Köle olduk. Şimdi Avrupa'ya giden siyasiler gurbetçilere diyorlar ki, 'entegre olun bunlara.' Yani örfünü, adetini kabul ederek bunlar gibi olun. Artık o ilk nesil tamamen kayboldu. Yeni neslin Türklüğü, dini, hiç bir şeyi kalmadı. Yaşlılardan kalanlar da, 'bize sahip çıkan yok' diye şikayette bulunuyor."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş yaptığı açıklamada dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin dış politikada ortaya koyduğu anlayışın yanlış olduğunu dile getiren BTP Genel Başkanı, siyasilere şöyle seslendi: "Şimdi siz ABD'nin ayağına gidip oradan talimat alıp gelirseniz, bu ülkede hiç bir şey yapamazsınız. Çözümünüz olmadığı için çıkış yolu bulamazsınız. Direksiyon ta orada. Vites kolu uzaklarda değişiyor. Frene ve gaza orada basılıyor. Türk siyasetine düşen görev, basiretiyle Türkiye üzerine oynanan bu oyunları görüp bunların içinden çıkmaktır."
Milli dış politika şartHükümetin dış politikayı ABD'nin talimatları doğrultusunda yönlendirdiğini ifade den Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin dost olarak kabul edebileceği ülkelerde aranması gereken özellikleri açıklayarak, "Eğer bizim değerlerimiz üzerinde komşularımızın bir hesabı varsa, bunun ötesinde coğrafyamız üzerinde bir hesabı varsa, biz asla o milletlerle iç politikayı devam ettiremeyiz. Şimdi size soruyorum. AB devletlerinin Türkiye coğrafyasında hesabı var mı? Var. Sen nasıl bununla ittifak ediyorsun. Adamın gözü senin topraklarında. Lozan Anlaşması müzakerelerinde merhum İnönü, ABD'li murahhas azalarla görüşüyor. ABD'li üyeler, "Biz Türkiye'nin Güneydoğu sınırlarını kabul etmiyoruz" diyor. Bunu kabul edebilmemiz için sizin bize yeraltı kaynaklarınızı vermeniz lazım. Merhum İnönü, 'buna ben karar veremem' diyor. Telgraf çekiyor, merhum Mustafa Kemal telgrafı alıp, okuyor. Sözü şu: Canımızı vererek, kanımızı dökerek kazandığımız bağımsızlığımızı masa başında terk edemeyiz. Telgrafı yırtıp atıyor."
Dostluğun temel kriteriAvrupa ve ABD'den bize dost olmayacağını vurgulayan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 'dost' adresi olarak da bu ülke üzerinde hesabı olmayanları göstererek, şöyle konuştu: "Deniliyor ki, 'Bizim hukukumuz onlarla iyi olması lazım'. Ne yaptı ki iyi olacak? Türkiye'nin hukukunun bir milletle iyi olması için, o milletin Türkiye coğrafyası üzerinde hesabı olmaması gerekir. Bu coğrafyada gözü olmayacak ülke olacak. Bunlar kimlerdir? Uzakdoğu'da, o benim dostum. Bunlar Hindistan, Tayland, Tayvan, Kore, vesairedir... Niye bunları sayıyorum. Bu adamların bizim ülkemiz üzerinde şu ana kadar hesabı olduklarını duymadım. Siz duydunuz mu? Peki Avrupa'yı duydunuz mu? Evet, duydunuz... Hem toplu halde, hem de teker teker hesapları var... Beni iyi sömürsünler; hem milleti, hem vatanı bölsünler diye bu adamların kurduğu Topluluğa gireceğim? Vallahi buna müsaade etmem... Sonra Avrupa kim oluyor. Nedir bunlar? Benim anlamadığım nokta bu... Hangi yönleri bizim üstümüzde."
Sömürüye son verilmeliDünyanın sömürü düzeni ile yürütüldüğünü, Türkiye'nin de sömürülenler arasında olduğunu dile getiren Prof. Dr. Baş, "Türkiye, 1938'den bu yana bir sülük gibi okyanusun ötesi tarafından emiliyor. Eğer buna millet 'evet' diyen, yoluna devam etsin. 'Hayır, alnımızın terini, elimizin emeğini kimseye yedirmeyiz' diyorsanız, o zaman Haydar Hoca ile beraber olacaksınız. Var mısınız buna?" dedi.
Avrupa'yı biz Avrupa yaptıkProf. Dr. Baş, programda Almanya'dan bir hatırasını anlatarak, "Avrupa'yı biz Avrupa yaptık" dedi. BTP Genel Başkanı, bir gurbetçi dostu ile arasında geçen diyalogu şu şekilde aktardı: "Hocam, dedi, vallahi billahı, şu Duisburg'da gördüğün fabrikaların en az yüzde 50'sini biz kurduk. Rahmetli babam öldü, cenazesinde bulunamadım. Şimdi üzülüyorum, annem ölürse onun cenazesinde de bulunamayacağım. Yahu, dedi, nedir bize çektirdikleri? Burada (Almanya'da fabrika vesaire) yapıyoruz, orada (Türkiye'de) bize müsaade etmiyorlar. O zaman bana çok dokundu bu. Biz gittik, Avrupa'yı Avrupa yaptık. Köle olduk. Şimdi Avrupa'ya giden siyasiler gurbetçilere diyorlar ki, 'entegre olun bunlara.' Yani örfünü, adetini kabul ederek bunlar gibi olun. Artık o ilk nesil tamamen kayboldu. Yeni neslin Türklüğü, dini, hiç bir şeyi kalmadı. Yaşlılardan kalanlar da, 'bize sahip çıkan yok' diye şikayette bulunuyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.