Gelin yakın bir tarihe doğru yola çıkalım.
Fazla gerilere değil, yakın tarihe.
Fazla geri gidersek yüzümüz kızarabilir.
İyisi mi ne koksun, ne bulaşsın.
Kısa adı MGD, upuzun adı Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreni yapılıyor.
Bana göre iyi bir sanatçıdır, hali ahvali her ne olursa olsun.
Hem sonra ölüleri hayırla yad etmek lazım.
Ahmet Kaya konuşuyor.
"Yakın bir gelecekte Kürtçe bir şarkı yazacağım, ona bir de klip çekeceğim."
İşte tam burada içleri vatan sevdasıyla dolu,
Kimi kaportadan,
Kimi şaseden,
Kimi tampondan,
Kimi yürüyen aksamdan,
Kimi ön takımdan,
Kimi fardan sıfır görünümlü eski model sanatçı taifesi ayakta.
Yuuuuhhhhh!
Tüüüüühhhhh!
Tanrı, henry, kahr, bela...
Müthiş bir tepki, içinde her türlü sanatsal dize mevcut.
Meste hıyariyan,
Güfte ankudî...
Bütün bunlara rağmen yine hız kesmiyor protestolar,
Devreye girer hoşaflar ve kompostolar.
Her biri yerli yerinden musikî eğitimli sanatçılarımız hemencecik, orada bir koro oluşturuyor.
Başka zaman olsa, sahne almak için 20 bin dolar ve bir çuval yular isteyen bu vatan sevdalıları, ülkenin bölünmez bütünlüğünü hedef seçmiş bu küstah(!), bir o kadar da 'ah yavrum ah' eylem karşısında, hiçbir ücret talep -hep bir ağızdan- etmeden okumaya başlıyorlar.
Daağbaşınıııı dumaaan almııış gümüüüşdere durmaz akaaaar.
Buradaki dağın hangi dağ olduğunu nereden bilsinler?
Ahmet Kaya ise bütün döneklere inat, inandığı şeyden zerre taviz vermeden, yüzüne fırlatılan her çeşidinden zerzevata kah kolunu, kah mikrofonu, fırsat buldukça da masadaki tabakları siper ve son cümle olarak da; "bakacağım hangi babayiğit bunu engelleyecek" diyerek salondan ayrıldı.
Benim Ahmet Kaya hakkındaki tek ama uzun cümle, 22 kelimelik yorumum şuydu; "Üç kuruşa bütün ideallerinden bir anda vazgeçen bunca vatanperverin(!) bolca olduğu bir ülkede, varsın bir tane de "vatan haini" Ahmet Kaya olsun."
O olayı da o zaman şöyle yorumlamıştım;
Bu bir piyasa yorumu olabilir. Rant kavgasına benziyor.
Bana göre ben haklı idim.
Ahmet Kaya yurtdışına kaçtı ve kimine göre hala yaşıyor.
En son kasetini mezarda yapmadıysa tabi.
Ben oldum olası,
Cebi dolası,
Abuzittin'in halası,
Kazığın dikalası sloganı sevmem.
Slogan yerine soğan,
Karga yerine alacadoğan,
Tek batında ikiz doğan benim için daha makbuldur.
Peki, o her biri değişik bölgelerinden rektefe, sekmak ve motor yenileme operasyonu geçiren "hassas güruh" şimdi nerdeler?
Bir ellerinde kırmızı karanfil,
Diğer ellerinde ponfil, Ahmet Kaya'nın kabrine çelenk koymayı düşünüyorlar mı?
"Affet bizi büyük insan, biz sana büyük haksızlık yaptık. Kürtçe klip artık özel kanallarda değil, devletin resmi, Türkiye'nin ilk kanalında yayınlanıyor.
Bağışla bizi.
Soktuk böğrümüze çuvaldızı,
kaybettik kayın ile baldızı,
ülkede hainler dizi,
reyting rekorları kırıyor Kurtlar Vadisi isimli dizi" demeleri gerekmez mi?
Bakalım daha neler görüp yaşayacağız?
Bekarken daha ne kadar karı boşayacağız?
Ne hakaretler döşeyeceğiz?
Arabam yok nasıl olsa
Her çeşit hilenin bini bir para olduğu ülkemde, değerli dostum Nevzat Bakırcı'dan "pompacı hileleri" konusunda son derece bilimsel bir e-mail geldi.
Bilimsel diyorum, çünkü e-mailde yapılış şekli bir bir anlatılan hileleri, bu konuda eğitim almamış(!) her babayiğit yapamaz.
"Akaryakıt istasyonu sahiplerinin de kabul ettiği pompacı hilelerine ilişkin,
"Şikayetvar.com" isimli siteye şikayetini yazan bir vatandaş, Tekirdağ yakınlarında bir benzin istasyonundan 20 milyonluk benzin aldığını, fakat henüz 5 kilometre gitmeden benzin göstergesinin ışığının yandığını belirtiyor. Göstergede arıza olduğunu zannedip yola devam ettiğini dile getiren vatandaş, "Ama az sonra yolda kalınca bize benzin verilmediğini anladık" diyor.
İstanbul'daki bir benzin istasyonuyla ilgili şikayetini ileten bir başka araç sahibi ise "Aracımın deposunda çeyrek depodan daha fazla benzin olduğu halde benzin almak için istasyona girdim.
İlk pompanın önünde durdum. Görevli pompayı depoya takıp başka bir aracın yanına gitti.
Ancak gösterge çalışmadı. O sırada başka bir görevli geldi ve pompanın takılmış olduğunu ve 10 milyon liralık benzin dolduğunu pompayı sıfırlayıp tekrar dolduracağını söyledi. Ben itiraz ettim ama buna rağmen, 53 milyon liralık benzine 63 milyon lira aldılar" diyor."
Fazla gerilere değil, yakın tarihe.
Fazla geri gidersek yüzümüz kızarabilir.
İyisi mi ne koksun, ne bulaşsın.
Kısa adı MGD, upuzun adı Magazin Gazetecileri Derneği ödül töreni yapılıyor.
Bana göre iyi bir sanatçıdır, hali ahvali her ne olursa olsun.
Hem sonra ölüleri hayırla yad etmek lazım.
Ahmet Kaya konuşuyor.
"Yakın bir gelecekte Kürtçe bir şarkı yazacağım, ona bir de klip çekeceğim."
İşte tam burada içleri vatan sevdasıyla dolu,
Kimi kaportadan,
Kimi şaseden,
Kimi tampondan,
Kimi yürüyen aksamdan,
Kimi ön takımdan,
Kimi fardan sıfır görünümlü eski model sanatçı taifesi ayakta.
Yuuuuhhhhh!
Tüüüüühhhhh!
Tanrı, henry, kahr, bela...
Müthiş bir tepki, içinde her türlü sanatsal dize mevcut.
Meste hıyariyan,
Güfte ankudî...
Bütün bunlara rağmen yine hız kesmiyor protestolar,
Devreye girer hoşaflar ve kompostolar.
Her biri yerli yerinden musikî eğitimli sanatçılarımız hemencecik, orada bir koro oluşturuyor.
Başka zaman olsa, sahne almak için 20 bin dolar ve bir çuval yular isteyen bu vatan sevdalıları, ülkenin bölünmez bütünlüğünü hedef seçmiş bu küstah(!), bir o kadar da 'ah yavrum ah' eylem karşısında, hiçbir ücret talep -hep bir ağızdan- etmeden okumaya başlıyorlar.
Daağbaşınıııı dumaaan almııış gümüüüşdere durmaz akaaaar.
Buradaki dağın hangi dağ olduğunu nereden bilsinler?
Ahmet Kaya ise bütün döneklere inat, inandığı şeyden zerre taviz vermeden, yüzüne fırlatılan her çeşidinden zerzevata kah kolunu, kah mikrofonu, fırsat buldukça da masadaki tabakları siper ve son cümle olarak da; "bakacağım hangi babayiğit bunu engelleyecek" diyerek salondan ayrıldı.
Benim Ahmet Kaya hakkındaki tek ama uzun cümle, 22 kelimelik yorumum şuydu; "Üç kuruşa bütün ideallerinden bir anda vazgeçen bunca vatanperverin(!) bolca olduğu bir ülkede, varsın bir tane de "vatan haini" Ahmet Kaya olsun."
O olayı da o zaman şöyle yorumlamıştım;
Bu bir piyasa yorumu olabilir. Rant kavgasına benziyor.
Bana göre ben haklı idim.
Ahmet Kaya yurtdışına kaçtı ve kimine göre hala yaşıyor.
En son kasetini mezarda yapmadıysa tabi.
Ben oldum olası,
Cebi dolası,
Abuzittin'in halası,
Kazığın dikalası sloganı sevmem.
Slogan yerine soğan,
Karga yerine alacadoğan,
Tek batında ikiz doğan benim için daha makbuldur.
Peki, o her biri değişik bölgelerinden rektefe, sekmak ve motor yenileme operasyonu geçiren "hassas güruh" şimdi nerdeler?
Bir ellerinde kırmızı karanfil,
Diğer ellerinde ponfil, Ahmet Kaya'nın kabrine çelenk koymayı düşünüyorlar mı?
"Affet bizi büyük insan, biz sana büyük haksızlık yaptık. Kürtçe klip artık özel kanallarda değil, devletin resmi, Türkiye'nin ilk kanalında yayınlanıyor.
Bağışla bizi.
Soktuk böğrümüze çuvaldızı,
kaybettik kayın ile baldızı,
ülkede hainler dizi,
reyting rekorları kırıyor Kurtlar Vadisi isimli dizi" demeleri gerekmez mi?
Bakalım daha neler görüp yaşayacağız?
Bekarken daha ne kadar karı boşayacağız?
Ne hakaretler döşeyeceğiz?
Arabam yok nasıl olsa
Her çeşit hilenin bini bir para olduğu ülkemde, değerli dostum Nevzat Bakırcı'dan "pompacı hileleri" konusunda son derece bilimsel bir e-mail geldi.
Bilimsel diyorum, çünkü e-mailde yapılış şekli bir bir anlatılan hileleri, bu konuda eğitim almamış(!) her babayiğit yapamaz.
"Akaryakıt istasyonu sahiplerinin de kabul ettiği pompacı hilelerine ilişkin,
"Şikayetvar.com" isimli siteye şikayetini yazan bir vatandaş, Tekirdağ yakınlarında bir benzin istasyonundan 20 milyonluk benzin aldığını, fakat henüz 5 kilometre gitmeden benzin göstergesinin ışığının yandığını belirtiyor. Göstergede arıza olduğunu zannedip yola devam ettiğini dile getiren vatandaş, "Ama az sonra yolda kalınca bize benzin verilmediğini anladık" diyor.
İstanbul'daki bir benzin istasyonuyla ilgili şikayetini ileten bir başka araç sahibi ise "Aracımın deposunda çeyrek depodan daha fazla benzin olduğu halde benzin almak için istasyona girdim.
İlk pompanın önünde durdum. Görevli pompayı depoya takıp başka bir aracın yanına gitti.
Ancak gösterge çalışmadı. O sırada başka bir görevli geldi ve pompanın takılmış olduğunu ve 10 milyon liralık benzin dolduğunu pompayı sıfırlayıp tekrar dolduracağını söyledi. Ben itiraz ettim ama buna rağmen, 53 milyon liralık benzine 63 milyon lira aldılar" diyor."
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024