Emekli Orgeneral Çevik Bir, Türkiye'yi yönetenlerin, ülkeyi savaştan uzak tutacak her türlü tedbiri alması gerektiğini belirterek, "Türkiye, bu savaşın dışında tutulmak mecburiyetindedir" dedi.
Bir, Türk Kalp Vakfı'nca, vakfın Şişli'deki Sağlık Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, "ABD'ye yapılan terör saldırısı üzerine, Afganistan'daki Taliban güçlerine karşı girişilen savaşın stratejik konumu"nu ele alan konferans verdi.
ABD'deki 11 Eylül terörist saldırılarının, aynı zamanda yeni dünya düzeni içinde yeni savaşın başlangıcı olduğunu kaydeden Bir, bu savaşın hedefi ve sınırlarının bulunmadığını söyledi.
AB terörün tanımını yapamaz
Bir, terörün mutlaka ortak bir tanımının yapılması ve bu tanımın hür dünya ülkelerinin büyük bir kısmının da kabul etmesi gerektiğini vurgulayarak, bu tanımı da ancak Birleşmiş Milletler'in (BM) yapabileceğine dikkati çekti.
BM'nin müeyyide koyan ve müeyyideyi uygulayan uluslararası kuruluş olduğunu belirten Bir, "AB terörün tanımını yapamaz. AB'nin yapacağı terör tanımı, Türkiye'yi arkadan vurur. AB müeyyide uygulayamayacağı için terörün de tarifini yapamaz" dedi.
Körfez Savaşı'nda sıkıntılar çektik
Emekli Orgeneral Bir, Türkiye'nin bundan önce Körfez harekatında çok sıkıntılar çektiğini de belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi yönetenlerin, ülkemizi savaştan uzak tutacak her türlü tedbiri alması öncelikli sorundur. Türkiye, bu savaşın dışında tutulmak mecburiyetindedir. Biz, Körfez Savaşı'nda ekonomik açıdan, güvenlik açısından pek çok şey kaybettik.
Hiçbir Avrupa ülkesi, NATO'nun 5. maddesine işlerlik kazandırılmasına rağmen, şu ana kadar 'şu kadar kişi gönderilecek' diye bir şey demiyor. Türkiye benzeri politika uygulamalı. Türkiye hava sahasını açmıştır. İstihbarat destek sağlamıştır. Bilgi aktarımı yapıyor, ama bunun yanına asker gönderilmesi dahil edildiği zaman, yanlış olacaktır."
Bazı basın yayın organları ve ülkeler tarafından Irak'ın ısrarla gündeme çekilmeye çalışıldığına dikkati çeken Bir, şunları kaydetti:
"Irak'ın gündeme getirilmesi bir yerde, Türkiye'nin geleceğinin önüne engel konması anlamı taşır. Bugün Irak'ın hedef olarak alınması, Türkiye'ye getireceği ekonomik zararın yanında, PKK'nın tekrar gündeme gelmesi, PKK'nın silahlarının gündeme gelmesi, PKK terörünün yeniden başlaması ve Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü konusunu yeniden gündeme getirecektir."
Batıda insana değer veriliyor
Çevik Bir, Türkiye'nin Afganistan'a savaş sonrası asker göndermesinin de kaçınılmaz olduğunu belirterek, Türk askerlerinin, burada özellikle altyapı, lojistik destek, sağlık hizmetleri verecek birliklerle bu birlikleri koruyacak muharip unsurları taşıması gerektiğini kaydetti.
Salonda bulunanların sorularını da cevaplayan Bir, "Kara savaşı olacak mı?" sorusu üzerine, bölgede kara harekatı yapılacak kadar biryığınağın bulunmadığını söyledi.
"Daha önce Somali'ye gönderilen birliğin başında görev yaptınız. Somali tecrübelerinizi bizimle paylaşır mısınız?" sorusu üzerine de Bir, Somali'de edindiği en büyük tecrübenin, özellikle Batılı ülkelerin insan hayatına verdiği önemi görmek olduğunu söyledi.
Bir, "Bizim insanımız da batılı insanı kadar kıymetli. İnsan hayatı hiçbir şekilde ölçülemez. Birlikte hareket ediliyorsa, ben, benimle birlikte hareket eden ülkelerin davranışlarını görmek isterim. Ondan sonra da ben sonuncu olmak isterim" diye konuştu.
Bir, Türk Kalp Vakfı'nca, vakfın Şişli'deki Sağlık Merkezi'nde düzenlenen toplantıda, "ABD'ye yapılan terör saldırısı üzerine, Afganistan'daki Taliban güçlerine karşı girişilen savaşın stratejik konumu"nu ele alan konferans verdi.
ABD'deki 11 Eylül terörist saldırılarının, aynı zamanda yeni dünya düzeni içinde yeni savaşın başlangıcı olduğunu kaydeden Bir, bu savaşın hedefi ve sınırlarının bulunmadığını söyledi.
AB terörün tanımını yapamaz
Bir, terörün mutlaka ortak bir tanımının yapılması ve bu tanımın hür dünya ülkelerinin büyük bir kısmının da kabul etmesi gerektiğini vurgulayarak, bu tanımı da ancak Birleşmiş Milletler'in (BM) yapabileceğine dikkati çekti.
BM'nin müeyyide koyan ve müeyyideyi uygulayan uluslararası kuruluş olduğunu belirten Bir, "AB terörün tanımını yapamaz. AB'nin yapacağı terör tanımı, Türkiye'yi arkadan vurur. AB müeyyide uygulayamayacağı için terörün de tarifini yapamaz" dedi.
Körfez Savaşı'nda sıkıntılar çektik
Emekli Orgeneral Bir, Türkiye'nin bundan önce Körfez harekatında çok sıkıntılar çektiğini de belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi yönetenlerin, ülkemizi savaştan uzak tutacak her türlü tedbiri alması öncelikli sorundur. Türkiye, bu savaşın dışında tutulmak mecburiyetindedir. Biz, Körfez Savaşı'nda ekonomik açıdan, güvenlik açısından pek çok şey kaybettik.
Hiçbir Avrupa ülkesi, NATO'nun 5. maddesine işlerlik kazandırılmasına rağmen, şu ana kadar 'şu kadar kişi gönderilecek' diye bir şey demiyor. Türkiye benzeri politika uygulamalı. Türkiye hava sahasını açmıştır. İstihbarat destek sağlamıştır. Bilgi aktarımı yapıyor, ama bunun yanına asker gönderilmesi dahil edildiği zaman, yanlış olacaktır."
Bazı basın yayın organları ve ülkeler tarafından Irak'ın ısrarla gündeme çekilmeye çalışıldığına dikkati çeken Bir, şunları kaydetti:
"Irak'ın gündeme getirilmesi bir yerde, Türkiye'nin geleceğinin önüne engel konması anlamı taşır. Bugün Irak'ın hedef olarak alınması, Türkiye'ye getireceği ekonomik zararın yanında, PKK'nın tekrar gündeme gelmesi, PKK'nın silahlarının gündeme gelmesi, PKK terörünün yeniden başlaması ve Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü konusunu yeniden gündeme getirecektir."
Batıda insana değer veriliyor
Çevik Bir, Türkiye'nin Afganistan'a savaş sonrası asker göndermesinin de kaçınılmaz olduğunu belirterek, Türk askerlerinin, burada özellikle altyapı, lojistik destek, sağlık hizmetleri verecek birliklerle bu birlikleri koruyacak muharip unsurları taşıması gerektiğini kaydetti.
Salonda bulunanların sorularını da cevaplayan Bir, "Kara savaşı olacak mı?" sorusu üzerine, bölgede kara harekatı yapılacak kadar biryığınağın bulunmadığını söyledi.
"Daha önce Somali'ye gönderilen birliğin başında görev yaptınız. Somali tecrübelerinizi bizimle paylaşır mısınız?" sorusu üzerine de Bir, Somali'de edindiği en büyük tecrübenin, özellikle Batılı ülkelerin insan hayatına verdiği önemi görmek olduğunu söyledi.
Bir, "Bizim insanımız da batılı insanı kadar kıymetli. İnsan hayatı hiçbir şekilde ölçülemez. Birlikte hareket ediliyorsa, ben, benimle birlikte hareket eden ülkelerin davranışlarını görmek isterim. Ondan sonra da ben sonuncu olmak isterim" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.