Vaktin faidesiz, boşa geçmesi en büyük mûsibettir.

Cenab-ı Hakk, En'am Sûresi otuzbirinci âyetinde buyuruyor ki; "Eyvah bize (bize yazıklar olsun). Dünyada kusur yaparak, vaktimizi boşa harcadık".

Peygamber (sav) de buyuruyor ki: "İşlerinizi yarına bırakmayınız. Sonra yok olursunuz..."

Mevlâna (ks) da: "Yarın yaparım deme. Nice yarınlar geçti. Ekin zamanı tamamıyla geçmesin agâh ol!" diyor.

Yüce Allah, kullarına 24 ayar altın değerinde, 24 saat bağışlamıştır.

Her gün bir dakikalıktır, bir daha geri gelmez... "Vakitler, yakutlar kadar kıymetlidir."

Hz. Ebû Bekir (ra) buyuruyor ki:

"Fırsatlar, bulut gibi geçer gider".

Bir İslâm büyüğü: "Bilseniz ki, gayret ne kadar kıymetlidir, bir dakika boş durmazdınız" diyor.

Eş-Şeyh Fahrettin diyor ki:

"Allah'a kasem olsun, yemek saatinde ilimle iştigali kaçırdığım için çok üzülürüm. Zira zaman çok kıymetlidir".

Zamanımızı öldüren alışkanlıklardan en yakın zamanda kurtulmalıyız. Bilmeliyiz ki zaman bize verilmiş en büyük fırsattır. Geçen anların geri dönüşü yoktur. Bize faydalı olan yaşadığımız andır. O da kaçarsa bundan büyük kayıp yoktur.

Zamanı kullanmak hususunda çok titiz olmak gereklidir. Bakın bir şâir ne diyor:

"Başarıya ulaşmak, çalışmak ve yine çalışmak saniyeleri kıymetlendirmekle mümkün olur".

Günde 24.000 defa nefes alıp vermekteyiz. Tükettiğimiz bu nefeslerin âhiretteki hesabı çok ince ve çetindir.

"Vakit nakittir."

Hattâ vakit, paradan da önemlidir...

Zamanımızın en ufak bir cüz'ünü bile boşa geçirmeyelim! Aklı olan, hayatının hiçbir anını boşa geçirmez. Vaktimiz, Allah (cc)'ın bir lûtfudur. İyi değerlendirelim. Hayatımızın saniyeleri, dakikaları üzerine titremeliyiz.

Boş geçen zamanlarımıza ağlayalım. Ve ağlamamak için de zamanımızı en iyi şekilde değerlendirelim.

Mehmet KARDEŞ