logo
18 MAYIS 2025

2. Halife’nin vefatı ve halife tayini

Resulüllah zamanında Beytü’l-Mal’dan herkese eşit pay verilmekteydi. Ebu Bekir de bu uygulamayı devam ettirmişti. Ancak ikinci halife zamanında bu konuda farklı bir uygulamaya gidildi

19.02.2023 20:46:00
2. Halife’nin vefatı ve halife tayini
2. Halife’nin vefatı ve halife tayini
Resulüllah zamanında Beytü'l-Mal'dan herkese eşit pay verilmekteydi. Ebu Bekir de bu uygulamayı devam ettirmişti.

Ancak ikinci halife zamanında bu konuda farklı bir uygulamaya gidildi. Hz. Ömer dağıtım yaparken Taberi'nin ifadesiyle "kabile asabiyetini esas aldı."
Bu uygulamanın sonucu olarak, Arap olmayanlar Araplara karşı kin gütmeye başladılar.

Nekş-i Vuaz der İslam adlı eserin 84. sayfasında şunları yazıyor:

"Benim bazılarını bazılarından üstün tutmaktaki amacım, insanların kalplerine girebilmekten başka bir şey değildir. Eğer yeni yılda yaşarsam, hepinizin arasında eşitliği sağlayacağım, ayrıcalıkları kaldırarak beyaz ve siyahı, Arap ve Acem'i bir tutacağım. Tıpkı Peygamber ve Ebu Bekir gibi..."

Zira Hz. Ömer, halifeliğinin son zamanlarında birçok kişinin aşırı bir servete sahip olduğunu görmüştü.

Ancak bu hatasını düzeltebilecek kadar uzun yaşamadı. Muğire b. Şube'nin kölesi Ebu Lu'lu tarafından öldürüldü. Olay şöyle gelişti:

Firuz-i İrani (Ebu Lu'lu) her gün geçimi için gerekli olan parayı kazanmak zorunda olmakla beraber, efendisi Muğire'ye de her gün 2 dirhem vermekle mükellefti.

Ebu Lu'lu bir gün çarşıda halife Ömer'e rastladı. Ve "Muğire bana çok ağır bir yük yükledi" dedi.

Halife ona, "Hangi işlerden anlarsın?" diye sordu. Ebu Lu'lu şöyle dedi: "Marangozluk, demircilik ve boyacılık."

O zaman halife ona şöyle dedi: "Bu kadar mesleğe sahip olduğun için vermen gereken meblağ çok değil. Ben duydum ki, rüzgârla çalışan bir değirmen yapabilirmişsin? Benim için de böyle bir değirmen yapabilir misin?"

Ebu Lu'lu bu sözlere çok öfkelendi. Ve Halifeye şöyle dedi: "Senin için öyle bir değirmen yaparım ki doğuda da batıda da eşi olmaz."

Bu dolaylı bir ölüm tehdidi idi. Halife, Firuz'un (Ebu Lu'lu) yanındaki şahsa şöyle dedi: "(Bu İranlı) Hizmetçi beni ölümle tehdit etti."

Ömer, Acemlere Medine'de oturma hakkı vermemekteydi. Firuz önceden izin almış olduğu için Medine'de yaşıyordu.

Hz. Ömer'in Acemlere hoşgörüyle bakmadığı ve onlardan hoşlanmadığı da tarihî kaynaklarda geçmektedir.

Neticede Hz. Ömer, Ebu Lu'lu'nun hançeriyle yaralandı ve üç gün sonra da vefat etti.

Halife hasta yatağında son anlarını yaşarken, herkes kendinden sonraki halifeyi seçmesi için ona telkinde bulunuyordu.

Hatta bazıları oğlu Abdullah'ı halife tayin etmesin teklif ettiler. Ancak Ömer oğlunun liyakatsizliğini bildiğinden, "Hattab ailesinden hilafet için bir kişi yeter" diyordu.

Daha sonra şunları söyledi: "... Hilafet için kararı şu adamlar versin: Ali, Osman, Abdurrahman, Sa'd, Zübeyr ve Talha. Bunlar içlerinden birini halife olarak seçsinler. Siz de seçilen kimseye en güzel şekilde yardımcı ve destek olun."

Daha sonra Muhammed b. Mesleme'yi çağırdı ve ona şöyle dedi:

"Benim defin merasimimden döndükten sonra elli silahlı adamla birlikte, bu altı kişiyi bir evde topla ve bir kişiyi halife seçinceye kadar askerlerle birlikte o evin etrafında bekle.

Eğer beşi aynı görüşte olur da biri muhalefet ederse o tek kişinin boynunu vur.

Eğer dört kişi bir olur da iki kişi muhalefet ederse iki muhalifi öldür. Ancak bu altı kişi üçer üçer ayrılırlarsa aralarında Abdurrahman'ın olduğu grup haktır. O zaman diğer üç kişiyi de ona uymaya çağır.

Bu davete uymazlarsa onları yok et. Eğer bu altı kişi üç gün boyunca bir karar alamazsa hepsini idam et ve Müslümanları kendi rehberlerini seçmekte serbest bırak."

Bu arada Ensar'ın ileri gelenlerinin de seçim işini izlemek üzere hazır bulunmalarını emretti. Ancak onların seçim işinde bir yetkileri olmayacaktı.

Bu noktada akla gelen soru şudur:

Ömer gibi Gadr-i Hum'a birebir şahit olan ve Hz. Peygamberin Hz. Ali'yi kendinden sonraki halife olarak tayin ettiğini duymuş biri olarak hilafeti direkt olarak Hz. Ali'ye bırakmaktan neden uzak durmaktadır? Ki Gadr-i Hum günü Hz. Ali'yi ilk tebrik edenlerin başında Hz. Ömer gelmekteydi.

Bunun cevabını Taberi'nin, Tarihi'nde Ömer ile İbn Abbas'ın aralarında geçen konuşmalarda bulabiliriz.

Ömer, İbn Abbas'a hitaben, "Allah'a yemin ederim ki senin arkadaşın (Ali) Resulüllah'tan sonra bu işe en layık kimseydi. Ancak biz iki şeyden dolayı O'nun halife olmasından korktuk."

İbn Abbas: "Hangi şeylerden dolayı?"

Ömer: "Yaşının genç olmasından ve Abdülmuttaliboğullar'na olan sevgisinden korktuk."

Yine bir toplantıda Ömer, İbn Abbas'a şöyle der: "Ey İbn Abbas! İnsanların size halifeliği vermelerine neyin engel olduğunu biliyor musun?"

İbn Abbas, "Hayır, ey mü'minlerin emiri" dedi.

Ömer, "Fakat ben biliyorum" dedi.

İbn Abbas, "Nedir?" diye sordu.

Bunun üzerine Hz. Ömer şu karşılığı verir: "Kureyş, peygamberliğin ve halifeliğin sizde birleşmesini iste-medi. Çünkü o zaman bütün iyilikleri ve meziyetleri kendinizde toplayarak insanlara üstünlük taslardınız. Bu yüzden Kureyş, duruma baktı ve bir seçim yaptı, başardı ve isabet etti."

İbn Abbas ona şu karşılığı verir: "Mü'minlerin emiri öfkesini tutabilecek mi?"

Ömer ona kızmayacağına dair güvence verir ve "istediğini söyle" der.

İbn Abbas şunları söyler: "Senin Kureyş istemedi sözüne gelince... Yüce Allah bir kavim hakkında şöyle buyurmuştur: "Onlar Allah'ın indirdiğini istemediler. Böylece amelleri boşa gitti."

"Bütün iyilik ve meziyetleri kendinizde toplardınız" sözüne gelince. Eğer biz halifelikle üstünlük taslayacak olsaydık, Hz. Peygamber'in akrabası olmakla üstünlük taslardık. Fakat biz öyle bir topluluğuz ki, Resulüllah'ın ahlakına sahibiz.

Allah, O'nun hakkında şöyle buyurmuştur:

"Şüphesiz Sen büyük bir ahlak üzeresin."

"Sana tâbi olan müminlere (alçak gönüllülükle) kanadını indir"

"Kureyş bir seçim yaptı" sözüne gelince... Yüce Allah şöyle buyuruyor:

"Rabbin dilediğini yaratır ve seçer, onların seçme hakkı yoktur."

Sen de biliyorsun ki, ey mü'minlerin emiri, Allah, kullarından seçtiğini seçmiştir. Eğer Kureyş, Allah'ın baktığına baksaydı, o zaman başarılı olur ve isabet etmiş olurdu.

Ömer bir süre düşünür (Bu sözler canını sıkmıştır) ve şöyle der:

"Yavaş ol, siz Haşimoğulları'nın kalbi, Kureyş'in işlerini karıştırmaktan başka bir şey düşünmüyor. İçiniz de Kureyş'e yönelik yok olması mümkün olmayan bir kin vardır."

İbn Abbas şöyle cevap verir:

"Haşimoğulları'nın kalplerini karıştırıcılıkla suçlama. Onların kalpleri Allah tarafından arındırılmış ve temizlenmiş Hz. Peygamberin kalbindendir. Onlar, Allah'ın kendileri hakkında şöyle buyurduğu Ehl-i Beyt'tendirler:

"Allah ancak siz Ehl-i Beyt'ten kötülükleri gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister."

İbn Abbas ardından şöyle devam eder:

"Kine gelince... Kendisine ait bir şey gasp edilmiş olan ve bu şeyin başkasının elinde olduğunu gören insan kin tutmaz mı?"

Ömer kızar ve bağırır ve şöyle der, "Duydum ki sen her yerde, 'Bize ait olan hilafet kıskançlık ve zulümle elimizden alındı' diyormuşsun."

İbni Abbas gerilemeden ve duruşunu bozmadan şöyle dedi:

"Evet, kıskançlıktan elimizden alındı. Nitekim İblis de, Adem'i kıskandı, onun cennetten çıkarılmasına neden oldu.

Evet, zulümle alındı. Ey mü'minlerin emiri! Sen hak sahibinin Acemlere karşı, Resulüllah'tan dolayı Arapları haklı görmedin mi? Ve sen diğer Araplara karşı Resulüllah'tan dolayı Kureyş'i haklı görmedin mi?

Biz de diğer Kureşyliler'den ve başkalarından daha fazla Resulüllah'a yakınız ve O'nunla ilgili bir şeyde daha fazla söz sahibiyiz."

Ömer şöyle der: "Benden uzaklaş ey İbn Abbas."

Ömer, onun kalkıp gitmek istediğini görünce bir kötülük etmesinden korkarak nazikçe şunları söyler:

"Ey çekip giden adam! Ben senden gelen bütün olumsuzluklara rağmen senin hakkını gözetirim."

İbni Abbas ona dönüp şöyle der: "Benim, senin ve diğer bütün Müslümanların üzerinde Resulüllah'tan dolayı bir hakkım var. Kim bu hakkı korursa, kendi hakkını korumuş olur. Kim bu hakkı zâyi ederse, kendi hakkını zâyi etmiş olur."

Konuya geri dönersek, hasta yatan halifenin yanından ayrılan Hz. Ali, kendisinin hilafetten uzaklaştırılması amacına yönelik bir plan hazırlandığını anlamış ve çok üzülmüştü.

Yolda amcası Abbas'la karşılaştı. Ona, "Ey amca! Hilafet yine bizden uzaklaştırıldı" dedi. Abbas, "Bunu nereden biliyorsun?" diye sorunca, Hz. Ali şu cevabı verdi:

"Osman, Benimle bir tutuldu. Ayrıca Ömer 'Çoğunlukla beraber olun. Eğer iki kişi birini, iki kişi de birini desteklerse, Abdur-rahman b. Avf'ın yer aldığı yeri destekleyin' dedi.

Sa'd amcasının oğlu Abdurrahman'a muhalefet etmez, Abdurrahman, Osman'ın dünürüdür. Bunlar ihtilaf etmezler. Ya Abdurrahman Osman'ı ya da Osman Abdurrahman'ı halife yapar. Diğer ikisi Benimle beraber olsalar da, bunun Bana bir faydası olmaz."

Hz. Ali, Ömer'in teşkil ettiği bu şûra hakkında Şıkşıkıye hutbesinde şunları söylüyor:

"Aman Allah'ım, o ne şûra! Birbirlerine benzer kişilerle bir tutulur oldum." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Kahramanmaraş'ta 4 büyüklüğünde deprem
Bolu'daki faciaya ilişkin 32 şüpheli hakkında dava açıldı
Davada hiç bir siyasi yok
Nekbe günü anıldı
İsveç'te İsrail protesto edildi
Gürer: 'Niğde’de misket elma da sizlere ömür'
"Bahçelerde tespitler bitmedi, çiftçi bitti”
Guterres: Gazze'de abluka derhal sona erdirilmeli
"İnsani kriz tarif edilemeyecek kadar kötü"
O sözlerine 2 yıl istendi
Celal Şengör hakkında iddianame düzenlendi
Fesih ve silah bırakma mesajı
Tiran dönüşü önemli açıklamalar
Gazze yanıyor
İsrail kalıcı işgal amacıyla yoğun saldırı başlattı
En mutlu gününde şoku yaşadı
Disko topunun gelinin üstüne düştüğü anlar kamerada
Cumhurbaşkanı kararı ile kritik atamalar
Resmi Gazete'de yayımlandı
3 yeni Bölge İdare Mahkemesi kurulacak
Karar Resmi Gazete'de
1 ile turuncu, 18 ile sarı uyarı
İçişleri Bakanlığı uyardı
İsrail, Gazze'de 'kalıcı işgal" saldırılarını başlattı
İsrail kabinesi planı onaylamıştı
'Önümüzü göremiyoruz'
İş dünyası dert küpü
Üstelik sayıları da azalıyor
Her 10 gençten 6'sının işi yok
Kahramanmaraş'ta 4 büyüklüğünde deprem
Bolu'daki faciaya ilişkin 32 şüpheli hakkında dava açıldı
Davada hiç bir siyasi yok
Nekbe günü anıldı
İsveç'te İsrail protesto edildi
Gürer: 'Niğde’de misket elma da sizlere ömür'
"Bahçelerde tespitler bitmedi, çiftçi bitti”
Guterres: Gazze'de abluka derhal sona erdirilmeli
"İnsani kriz tarif edilemeyecek kadar kötü"
O sözlerine 2 yıl istendi
Celal Şengör hakkında iddianame düzenlendi
Fesih ve silah bırakma mesajı
Tiran dönüşü önemli açıklamalar
Gazze yanıyor
İsrail kalıcı işgal amacıyla yoğun saldırı başlattı
En mutlu gününde şoku yaşadı
Disko topunun gelinin üstüne düştüğü anlar kamerada
Cumhurbaşkanı kararı ile kritik atamalar
Resmi Gazete'de yayımlandı
3 yeni Bölge İdare Mahkemesi kurulacak
Karar Resmi Gazete'de
1 ile turuncu, 18 ile sarı uyarı
İçişleri Bakanlığı uyardı
İsrail, Gazze'de 'kalıcı işgal" saldırılarını başlattı
İsrail kabinesi planı onaylamıştı
'Önümüzü göremiyoruz'
İş dünyası dert küpü
Üstelik sayıları da azalıyor
Her 10 gençten 6'sının işi yok
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.