Kırşehir Gençler Derneği’nde yaptığı konuşma
Milletimiz teşkilat fikrini henüz zihnine sokmamıştır. Ekseriya bunu hükûmete terk eder. Bu, milletimizin öteden beri itiyat ettiği bir ahlaktır
18.05.2025 00:25:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





24 Kânun-ı Evvel 1335 (24 Aralık 1919)
Milletimiz teşkilat fikrini henüz zihnine sokmamıştır. Ekseriya bunu hükûmete terk eder. Bu, milletimizin öteden beri itiyat ettiği bir ahlaktır.
Büyüklere hürmet iyi bir ahlaktır. Fakat zaman, hadisat ve tecarüb gösterdi ki bizatihi milletin mütehassıs ve mütefekkir olması lazım. Her ne şekil ve vasıfta olursa olsun ahara terletmemek lazımdır, ederse bugünkü netice hâsıl olur.
Nazarımızı tarihe çevirecek olursak, millet derece-i hâkimiyetinden aşağı doğru inmeye başlamıştır. Fakat düşününüz! Milletimizin her ferdi mütefekkir ve mütehassıs bir tarzda yetiştirilmiş olsaydı muhakkak bu hâle gelmeyecekti.
Memleketi ve milletin idaresini deruhte etmiş olanlar, içtihadatımda hata etmiş olur, fakat bütün bu hataların netice-i müellimesinden millet mutazarrır olmuştur.
Mütarekeyi müteakip milletimiz, teessüfle söylenir, mukadderatının müsamahakârı bir hâlde bulunuyor, mevcudiyetimizi imhaya hâhişker olan düşmanlar, acı darbeler indiriyorlar, memleketimiz parçalanmaya namzet bulunuyordu.
Şayan-ı teşekkürdür ki, bazı ahval, haiz-i kıymet olan milletimizi teyakkuz ve intibaha getirdi. Yer yer efrad-ı milletimiz, yekdiğerini aramaya, bulmaya başladı. Bunun neticesi olarak, teşkilat meydana geldi.
Devletimizin istiklalini mahvetmeye çalışan ecanip, milletimizden böyle bir ruhun tecelli edeceğine intizar etmiyorlardı. Burada yaşayan insanları hissiz mahlûkattan ibaret zannediyorlardı. "Böyle bir milletin hakk-ı bekası olamaz!" kararlarını ittihazda bir millet mevcudiyeti nazar-ı dikkate alınmadı, milletimizin hadisat ve darabat neticesi olarak yer yer taazzuv etmesine ehemmiyet vermemişlerdir.
Bu ehemmiyet verilmeyen parçaların müdafaa etmek istedikleri ve verdikleri karar ve bütün milletin kabul ettiği nokta-i esası:
Kuvâ-yı Milliye'nin amil, irade-i milliyenin hâkim olmasıdır.
Ve bu teşkilatın ruhu budur. Bu maksatla teşkilatı teşmile başladığı zaman, ecanip nazar-ı dikkatini Türkiye'ye çevirmeye başladı, mahiyet-i asliyesine inanamadı; muhtelif memurlar, heyetler gönderdiler: bizde bir hiss-i hayat keşif ve onu yakından temas ile tetkike başladılar.
Ve binaenaleyh anladılar ki: miskin bir millet değildir, altı yüz sene ve daha evvelden beri hâkimiyetini ispat etmiş, efendilik yapmış bir millet, onların tasavvur ettiği gibi esir bir millet değildir. Binaenaleyh ecanip tamamen kani olmalıdır ki: Türkiye ve Türkiye'de yaşayan Millet başlı başına bütün cihan milletleri içinde müessir bir mevcudiyete maliktir, bu izale edilemez.
Elhamdülillah devletimiz ve milletimizin istiklali mevzubahis olmaktan çok uzaklaşmıştır. İstiklalimize her suretle hürmet edilmesi tahakkuk etmiştir. Bu bizim için kâfi değildir, bu maksat ve gayemizi temin edemez, maddeten takarrürünü görmek mecburiyetindeyiz, tamamen mutmain olmak, âtîdeki küşayiş ve temeddünü bihakkın temin edebilmek için vatan sahibi olarak görüşmeliyiz.
Müstakil yaşamak için feyizli vatanın teminine muhtacız. Çizdiğimiz bir hudut vardır, bu hududu ecanibin elinde bırakmayacağız, emniyetimiz pek kavidir.
Bu teşkilat henüz bir şekilden ibarettir, bugün yarın buna bir şekl-i hendesi gibi bakamayız, buna ruh verebilmek için de her ferdi milletimizin dimağını inkişaf ettirmek, heyet-i umumiyenin mukadderatına vuku bulacak taarruz ve tecavüzden kendilerini muhafaza edebilmek için teşkilata müttehiden tevessül etmek lazımdır.
Vahdet-i vatana ait fikirlerimiz kısa oluyor, diğer vatandaşımıza vuku bulacak zarardan müteessir oluyoruz. Bütün millet bir vücut gibi bir hâle getirilmelidir. Her millette olduğu gibi bizde de bir işe müteşebbisler başlar, en son ferde ve yukarıya doğru sirayet ettirilir.
Az zamanda matlup veçhile istikamet-i hakikiyyeye sevk edebilmek için münevverler daha çok vazifedardır. Münevverlerin vazifeleri gayet büyüktür. Hiçbir millet yoktur ki ahlak esasatına istinat etmeden tefeyyüz etsin.
Münevverlerimiz vatan ve millet fikirlerini vermekle beraber rakip milletlere karşı muhafaza-i mevcudiyet için lazım olan hususatı temin ederlerse vazifelerini daha vâsi surette ifa etmiş olurlar." (Atatürk söylem ve demeçler eserinden)
Milletimiz teşkilat fikrini henüz zihnine sokmamıştır. Ekseriya bunu hükûmete terk eder. Bu, milletimizin öteden beri itiyat ettiği bir ahlaktır.
Büyüklere hürmet iyi bir ahlaktır. Fakat zaman, hadisat ve tecarüb gösterdi ki bizatihi milletin mütehassıs ve mütefekkir olması lazım. Her ne şekil ve vasıfta olursa olsun ahara terletmemek lazımdır, ederse bugünkü netice hâsıl olur.
Nazarımızı tarihe çevirecek olursak, millet derece-i hâkimiyetinden aşağı doğru inmeye başlamıştır. Fakat düşününüz! Milletimizin her ferdi mütefekkir ve mütehassıs bir tarzda yetiştirilmiş olsaydı muhakkak bu hâle gelmeyecekti.
Memleketi ve milletin idaresini deruhte etmiş olanlar, içtihadatımda hata etmiş olur, fakat bütün bu hataların netice-i müellimesinden millet mutazarrır olmuştur.
Mütarekeyi müteakip milletimiz, teessüfle söylenir, mukadderatının müsamahakârı bir hâlde bulunuyor, mevcudiyetimizi imhaya hâhişker olan düşmanlar, acı darbeler indiriyorlar, memleketimiz parçalanmaya namzet bulunuyordu.
Şayan-ı teşekkürdür ki, bazı ahval, haiz-i kıymet olan milletimizi teyakkuz ve intibaha getirdi. Yer yer efrad-ı milletimiz, yekdiğerini aramaya, bulmaya başladı. Bunun neticesi olarak, teşkilat meydana geldi.
Devletimizin istiklalini mahvetmeye çalışan ecanip, milletimizden böyle bir ruhun tecelli edeceğine intizar etmiyorlardı. Burada yaşayan insanları hissiz mahlûkattan ibaret zannediyorlardı. "Böyle bir milletin hakk-ı bekası olamaz!" kararlarını ittihazda bir millet mevcudiyeti nazar-ı dikkate alınmadı, milletimizin hadisat ve darabat neticesi olarak yer yer taazzuv etmesine ehemmiyet vermemişlerdir.
Bu ehemmiyet verilmeyen parçaların müdafaa etmek istedikleri ve verdikleri karar ve bütün milletin kabul ettiği nokta-i esası:
Kuvâ-yı Milliye'nin amil, irade-i milliyenin hâkim olmasıdır.
Ve bu teşkilatın ruhu budur. Bu maksatla teşkilatı teşmile başladığı zaman, ecanip nazar-ı dikkatini Türkiye'ye çevirmeye başladı, mahiyet-i asliyesine inanamadı; muhtelif memurlar, heyetler gönderdiler: bizde bir hiss-i hayat keşif ve onu yakından temas ile tetkike başladılar.
Ve binaenaleyh anladılar ki: miskin bir millet değildir, altı yüz sene ve daha evvelden beri hâkimiyetini ispat etmiş, efendilik yapmış bir millet, onların tasavvur ettiği gibi esir bir millet değildir. Binaenaleyh ecanip tamamen kani olmalıdır ki: Türkiye ve Türkiye'de yaşayan Millet başlı başına bütün cihan milletleri içinde müessir bir mevcudiyete maliktir, bu izale edilemez.
Elhamdülillah devletimiz ve milletimizin istiklali mevzubahis olmaktan çok uzaklaşmıştır. İstiklalimize her suretle hürmet edilmesi tahakkuk etmiştir. Bu bizim için kâfi değildir, bu maksat ve gayemizi temin edemez, maddeten takarrürünü görmek mecburiyetindeyiz, tamamen mutmain olmak, âtîdeki küşayiş ve temeddünü bihakkın temin edebilmek için vatan sahibi olarak görüşmeliyiz.
Müstakil yaşamak için feyizli vatanın teminine muhtacız. Çizdiğimiz bir hudut vardır, bu hududu ecanibin elinde bırakmayacağız, emniyetimiz pek kavidir.
Bu teşkilat henüz bir şekilden ibarettir, bugün yarın buna bir şekl-i hendesi gibi bakamayız, buna ruh verebilmek için de her ferdi milletimizin dimağını inkişaf ettirmek, heyet-i umumiyenin mukadderatına vuku bulacak taarruz ve tecavüzden kendilerini muhafaza edebilmek için teşkilata müttehiden tevessül etmek lazımdır.
Vahdet-i vatana ait fikirlerimiz kısa oluyor, diğer vatandaşımıza vuku bulacak zarardan müteessir oluyoruz. Bütün millet bir vücut gibi bir hâle getirilmelidir. Her millette olduğu gibi bizde de bir işe müteşebbisler başlar, en son ferde ve yukarıya doğru sirayet ettirilir.
Az zamanda matlup veçhile istikamet-i hakikiyyeye sevk edebilmek için münevverler daha çok vazifedardır. Münevverlerin vazifeleri gayet büyüktür. Hiçbir millet yoktur ki ahlak esasatına istinat etmeden tefeyyüz etsin.
Münevverlerimiz vatan ve millet fikirlerini vermekle beraber rakip milletlere karşı muhafaza-i mevcudiyet için lazım olan hususatı temin ederlerse vazifelerini daha vâsi surette ifa etmiş olurlar." (Atatürk söylem ve demeçler eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.