200 bin kişi balıkçılıkla geçiniyor
Türkiye'de yaklaşık 200 bin kişi su ve su ürünlerinden geçimini sağlıyor. Ancak balık avlama sezonunun giderek daralması mesleğe ilgiyi azaltıyor.
09.09.2016 00:00:00
AHMET SAFA TERZİ / İSTANBUL
Balıkçılık bu topraklarda insanoğlu kadar eski. Divanü Lügati't Türk ve Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde dahi balıklardan, balıkçılıktan sıkça bahsediliyor, Ülkemizde yaklaşık 200 bin kişi su ve su ürünlerinden geçimini sağlıyor. Kısacası Edirne nüfusundan daha fazla insan evine denizden ekmek götürüyor. Buna rağmen balıkçıların haklarını düzenleyen yasalar ve onları korumak üzere kurulan dernekler bir elin parmaklarını geçmiyor. Balık boyundan, balıkçılık türlerine kadar ayrıntıları düzenleyen 2008 tarihli tebliğin ardından, 8 yıldır yeni bir düzenleme gelmedi. Bu durum giderek azalan balık çeşitliliğimiz ve bilinçsiz avlanmanın önüne geçmemizde elimizi zayıflatıyor.
İstavrit ve hamsi denizlerimizin hakimi
Balık çeşitliliği Türkiye standartlarına göre azalsa da, sularımızda halen 120'den fazla balık çeşidi bulunuyor. Bunların yüzde 40'ı tatlı, yüzde 60'ı ise tuzlu su balığı? Türkiye'de en çok çıkan balıkların başında hamsi ve istavrit geliyor. Bunları barbun, çipura, kefal ve kolyoz takip ediyor. İsmine pek aşina olmadığımız kupes balığının hemen arkasından levrek geliyor. Lüfer ve mezgit ile ilk 10 kapanıyor. Palamut, sardalya, uskumru, kalkan ve tekirin yeri ise ikinci onda yer alıyor. Tatlı sularda ise alabalık ve sazan hazinesine sahibiz. Bunların dışında bir de çiftlik balıklarımız var.
Çiftlik balıkçılığı tartışması
Çiftlik balıkçılığı hem gıda sektöründe profesyonel olarak hem de hobi ve dekoratif amaçlı olarak yapılıyor. Doğal ortamlardan alınan yumurtalar, burada kontrollü bir şekilde çoğaltılıyor, balıklar yemlenerek büyütülüyor. Çiftlik balıkları, deniz balıklarına nazaran daha bütçe dostu ve artan ihtiyaç bu üretimle karşılanıyor. Ancak çiftlik balıkçılığı ile ilgili, GDO içerikli yem kullanıldığına ve balık çiftliklerinden kaçan balıkların denizin doğal ekosistemini bozduğuna dair iddialar gündemdeki yerini koruyor. En iyisi, balıklarımızı güvendiğimiz çiftliklerden tercih etmek gibi görünüyor.
Peki, balık fiyatları neden düşmüyor? Balıkları karnında yumurtalarıyla bilinçsizce avlama, yurt içi üretimin azalması, yurt dışından gelen balıkların fazlalaşması ve artan maliyetler bunun başlıca nedenleri. Bunların tümü birbirine bağlı: Bilinçsiz avlanma yurtiçi üretimi düşürüyor, talebi karşılamak için tezgâhlara ithal balık seriliyor, bunlar da fiyatları yükseltiyor.
Balıkçılık bu topraklarda insanoğlu kadar eski. Divanü Lügati't Türk ve Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde dahi balıklardan, balıkçılıktan sıkça bahsediliyor, Ülkemizde yaklaşık 200 bin kişi su ve su ürünlerinden geçimini sağlıyor. Kısacası Edirne nüfusundan daha fazla insan evine denizden ekmek götürüyor. Buna rağmen balıkçıların haklarını düzenleyen yasalar ve onları korumak üzere kurulan dernekler bir elin parmaklarını geçmiyor. Balık boyundan, balıkçılık türlerine kadar ayrıntıları düzenleyen 2008 tarihli tebliğin ardından, 8 yıldır yeni bir düzenleme gelmedi. Bu durum giderek azalan balık çeşitliliğimiz ve bilinçsiz avlanmanın önüne geçmemizde elimizi zayıflatıyor.
İstavrit ve hamsi denizlerimizin hakimi
Balık çeşitliliği Türkiye standartlarına göre azalsa da, sularımızda halen 120'den fazla balık çeşidi bulunuyor. Bunların yüzde 40'ı tatlı, yüzde 60'ı ise tuzlu su balığı? Türkiye'de en çok çıkan balıkların başında hamsi ve istavrit geliyor. Bunları barbun, çipura, kefal ve kolyoz takip ediyor. İsmine pek aşina olmadığımız kupes balığının hemen arkasından levrek geliyor. Lüfer ve mezgit ile ilk 10 kapanıyor. Palamut, sardalya, uskumru, kalkan ve tekirin yeri ise ikinci onda yer alıyor. Tatlı sularda ise alabalık ve sazan hazinesine sahibiz. Bunların dışında bir de çiftlik balıklarımız var.
Çiftlik balıkçılığı tartışması
Çiftlik balıkçılığı hem gıda sektöründe profesyonel olarak hem de hobi ve dekoratif amaçlı olarak yapılıyor. Doğal ortamlardan alınan yumurtalar, burada kontrollü bir şekilde çoğaltılıyor, balıklar yemlenerek büyütülüyor. Çiftlik balıkları, deniz balıklarına nazaran daha bütçe dostu ve artan ihtiyaç bu üretimle karşılanıyor. Ancak çiftlik balıkçılığı ile ilgili, GDO içerikli yem kullanıldığına ve balık çiftliklerinden kaçan balıkların denizin doğal ekosistemini bozduğuna dair iddialar gündemdeki yerini koruyor. En iyisi, balıklarımızı güvendiğimiz çiftliklerden tercih etmek gibi görünüyor.
Peki, balık fiyatları neden düşmüyor? Balıkları karnında yumurtalarıyla bilinçsizce avlama, yurt içi üretimin azalması, yurt dışından gelen balıkların fazlalaşması ve artan maliyetler bunun başlıca nedenleri. Bunların tümü birbirine bağlı: Bilinçsiz avlanma yurtiçi üretimi düşürüyor, talebi karşılamak için tezgâhlara ithal balık seriliyor, bunlar da fiyatları yükseltiyor.