Türkiye'nin Avrupa Birliğine giriş yolunda (daha doğrusu girişe giriş yolunda) pek çok yol haritası var ve bu yol haritalarında ilerlemek için yapacağı dünya kadar ev ödevi. Sık periyotlarla bu ödevler sık sık kontrol ediliyor. Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verhaugen geçen hafta yaptığı Türkiye ziyaretinde AB nin olmazsa olmazları fermanını iletip gitti. Ancak Türkiye'nin de 'olmazsa olmazları' olduğunu kimse söyle(ye)medi. Hatta bu sözler karşısında 'Kısa vadeli hedeflerin süresi 19 Mart'ta doluyor. Bu zamana kadar ya gerekenler yapılacak ya da Avrupa treni kaçacak' diyerek AB trenini kaçırmamak için bir an önce tüm talepleri yerine getirmemiz gerektiğini söyleyen iktidar ortağı siyasilerimiz oldu. Hatta sayın Yılmaz terör örgütünün siyasallaşması çabasından öte başka bir anlam taşımayan Kürtçe eğitimin dahi yapılabileceğini söyledi. Kıbrıs konusunda AB nin ve Rumların istekleri doğrultusunda gerekenin bir an önce yapılması hususunda mesajlar yollandı.
Bütün bunlar Türkiye'nin bu güne kadar direndiği ve kabul edilemez olarak deklare ettiği tüm konularda vazgeçtiğini, vazgeçebileceğini göstermektedir.
Bunları yazmak, söylemek ise komploculukla hatta casuslukla suçlanmak için yeterli. Oysa egemenliğin devrini bile TBMM nin önüne oylamaya sunmak üzere getirenlerin bu politikalarını nereye kadar götüreceklerini düşünmek işten bile değil.
Her biri bir yazı konusu bütün bu hatırlatmalardan sonra konumuza dönecek olursak Ayasofya'nın kiliseye çevrilmesi yönünde önemli bir adım atılmış ve Türkiye'ye bu konuda önemli bir fırsat(!) verilmiştir. Tabii inanç turizmi adı altında bizzat Turizm Bakanlığı tarafından "Türkiye Tanıtma Vakfı bütçesinden, Vatikan'ın da desteğiyle, Hz. İsa'nın 2000'inci doğum yıldönümü nedeniyle "Kutsal Ülke 2000 (Holyland 2000) haritalar yayınlayan bir zihniyetten neler beklenebilir bilemiyoruz. İnanç turizmi adı altında yayınlanan haritada Türkiye'nin adı dahi yazılması lüzumu görülmezken, bu ülke toprakları kime sunuluyor acaba? Tüm bunlar Sevgi Erenerol'un belirttiği gibi " Son zamanlarda İstanbul'a governör yönetimi, şehrin üçe bölünmesi (Üsküdar yakası, Sur içi, Trakya yakası) Boğazlara özerklik gibi konuların gündeme gelmesi aynı nedenledir. Ayrıca Anadolu'da 3000'e yakın kilisenin bulunduğu söylenmektedir. Kilise dendi mi sadece kilise binası söz konusu değildir, bina ile birlikte etrafındaki arazileri de içine alır; yani Anadolu topraklarının tamamı.
Şimdi birileri çıkmış, bu insanlara davetiye çıkarıyor gelin diye! Evet biz burada yaşıyoruz ama buraların Hıristiyan toprakları olduğunu kabul ediyoruz dercesine. Bu topraklar Türkler tarafından fethedilmiştir, yani bedeli kanlacanla ödenmiştir. Kimse bu toprakların Türk'ten başkasına ait olduğunu iddiaedemez."
Yetkililerimizin bunun farkında olması gerekmez mi? Türkiye'nin ekonomik krizini bu yolla aşacağını düşünmek mümkün müdür? Bu amaçla Ayasofya da Avrupalı dostlarımızın tavsiyesiyle kiliseye dönüşebilir mi? Daha sırada değerlendirilmesi gereken pek çok fırsat içinde Ayasofya da sırasını mı beklemektedir?
Tüm bunlardan sonra komploculukla itham edilebiliriz. Ancak bütün bu olgular, kıymetli Mehmet Emin Koç'un deyimiyle 'komplo gerçekler' Tüm parçaları peş peşe dizdiğinizde bütünü ortaya çıkartıyor ve o bütünün manzarası beni ve tüm milletimizi ürkütecek boyutta.
Bütün bunlar Türkiye'nin bu güne kadar direndiği ve kabul edilemez olarak deklare ettiği tüm konularda vazgeçtiğini, vazgeçebileceğini göstermektedir.
Bunları yazmak, söylemek ise komploculukla hatta casuslukla suçlanmak için yeterli. Oysa egemenliğin devrini bile TBMM nin önüne oylamaya sunmak üzere getirenlerin bu politikalarını nereye kadar götüreceklerini düşünmek işten bile değil.
Her biri bir yazı konusu bütün bu hatırlatmalardan sonra konumuza dönecek olursak Ayasofya'nın kiliseye çevrilmesi yönünde önemli bir adım atılmış ve Türkiye'ye bu konuda önemli bir fırsat(!) verilmiştir. Tabii inanç turizmi adı altında bizzat Turizm Bakanlığı tarafından "Türkiye Tanıtma Vakfı bütçesinden, Vatikan'ın da desteğiyle, Hz. İsa'nın 2000'inci doğum yıldönümü nedeniyle "Kutsal Ülke 2000 (Holyland 2000) haritalar yayınlayan bir zihniyetten neler beklenebilir bilemiyoruz. İnanç turizmi adı altında yayınlanan haritada Türkiye'nin adı dahi yazılması lüzumu görülmezken, bu ülke toprakları kime sunuluyor acaba? Tüm bunlar Sevgi Erenerol'un belirttiği gibi " Son zamanlarda İstanbul'a governör yönetimi, şehrin üçe bölünmesi (Üsküdar yakası, Sur içi, Trakya yakası) Boğazlara özerklik gibi konuların gündeme gelmesi aynı nedenledir. Ayrıca Anadolu'da 3000'e yakın kilisenin bulunduğu söylenmektedir. Kilise dendi mi sadece kilise binası söz konusu değildir, bina ile birlikte etrafındaki arazileri de içine alır; yani Anadolu topraklarının tamamı.
Şimdi birileri çıkmış, bu insanlara davetiye çıkarıyor gelin diye! Evet biz burada yaşıyoruz ama buraların Hıristiyan toprakları olduğunu kabul ediyoruz dercesine. Bu topraklar Türkler tarafından fethedilmiştir, yani bedeli kanlacanla ödenmiştir. Kimse bu toprakların Türk'ten başkasına ait olduğunu iddiaedemez."
Yetkililerimizin bunun farkında olması gerekmez mi? Türkiye'nin ekonomik krizini bu yolla aşacağını düşünmek mümkün müdür? Bu amaçla Ayasofya da Avrupalı dostlarımızın tavsiyesiyle kiliseye dönüşebilir mi? Daha sırada değerlendirilmesi gereken pek çok fırsat içinde Ayasofya da sırasını mı beklemektedir?
Tüm bunlardan sonra komploculukla itham edilebiliriz. Ancak bütün bu olgular, kıymetli Mehmet Emin Koç'un deyimiyle 'komplo gerçekler' Tüm parçaları peş peşe dizdiğinizde bütünü ortaya çıkartıyor ve o bütünün manzarası beni ve tüm milletimizi ürkütecek boyutta.
Mustafa Çiçek / diğer yazıları
- Birlik çağrısı / 27.10.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014
- Yol ayrımı / 15.08.2014
- Ey cumhur, kimi seçmek istersin?.. / 26.07.2014
- Yazmadan önce okumayı öğrenmek / 24.07.2014
- Ya Büyük İsrail, Ya Büyük Türkiye!.. / 22.07.2014
- Özgürleşme ve İslam Dünyası / 18.07.2014
- Cumhurbaşkanı ne iş yapar? / 16.07.2014
- Ramazanın çağrıştırdıkları... / 08.07.2014
- Geleceğin inşası / 19.06.2014
- Soma faciası ve madenlerde yaşam odası zorunluluğu... / 23.05.2014