Hz. Huzeyfe b. Yeman, Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın ve Müminlerin Emiri Hz. İmam Ali'nin en yakın dostlarından birisidir.
Huzeyfe'nin en önemli özelliği Hz. Peygamber'in sırdaşı olmasıdır. Resûlullah'ın hiçbir sahâbîye vermediği bir kısım bilgileri ona verdiği, bundan dolayı ashap içerisindeki münafıkların adını ve ileride meydana çıkacak fitne hareketlerini ondan ve İmam Ali'den başka kimsenin bilmediği rivayet edilmiştir.
Muhacirlerle Ensar arasındaki kardeşlik antlaşması sırasında Hz. Peygamber Huzeyfe'yi Ammâr b. Yâsir'le kardeş ilân etti. Huzeyfe'nin Resûl-i Ekrem'in zekât işleriyle görevli kâtiplerinden biriydi.
Huzeyfe halife Ömer döneminde Medâin'e vali tayin edildi. Cesur ve kudretli bir yönetici olan Huzeyfe Medâin'i imar etti. Nihâvend Savaşı'nda ordu kumandanı Nu'mân b. Mukarrin öldürülünce kumandayı ele aldı ve düşmanı teslim olmaya mecbur etti. Dînever, Hemedan ve Rey şehirleri de Huzeyfe tarafından fethedilmiştir.
Huzeyfe b. Yemân halife Osman'ın öldürülmesi ve Hz. Ali'ye biat edilmesinden kırk gün sonra Medâin'de vefat etti.
Ölürken oğullarına Hz. Ali'ye itaat etmelerini öğütlemiş, kendisi de Hz. Osman'ın ölümünden hemen sonra Hz. Ali'ye biat etmiştir. Oğullarından Safvân ile Saîd Sıffîn Savaşı'nda Hz. Ali'nin yanında yer almış ve şehit olmuşlardır.
Huzeyfe savaşlarda ve İslâm'ın ilerlemesinde etkin bir role sahipti. Onun Hendek Savaşı'nda düşman ordusu hakkında bilgi toplaması olayı, bilinen bir fedakârlık örneğidir.
Huzeyfe'nin özellik ve faziletlerinden biri münafıkları tanımasıydı. Peygamber (s.a.a) Tebuk Savaşı'ndan döndüğünde münafıklardan bir kısmını ona tanıtmıştır.
Bu olayın özeti şöyledir: Tebuk Savaşı münafıklardan birçoğunun tanınmasına vesile olan bir savaştır. Görünürde Müslüman olan birçok kişi bu savaş meydana geldiğinde savaşa katılmaktan kaçınmışlardır. Diğer bir kısım münafıklar da Dırar Mescidini yapmaya koyulmuşlardır ve üçüncü bir gurup da Tebuk Savaşı dönüşünde Hz. Peygamber'e pusu kurup öldürmeyi planlamışlardır. Tebuk dönüşünde yol üzerinde bir gedik bulunuyordu. Bu yol çok dar ve tehlikeliydi ama dağların arasında derede yer alan yol genişti. Bu bölgeye vardıklarında Hz. Peygamber, ordunun iki dağın arasında bulunan geniş yoldan geçmesini emretmiş ve kendileri ise o dar geçitten yolunu sürdürmüştür. 12 veya 14 kişilik bir gurup olan münafıklar bu durumdan yararlanarak Hz. Peygamber'i öldürmeyi kararlaştırdılar. Bunlar Peygamber'den önce o dar geçide varıp gizlenmeyi ve Peygamber oraya varınca devesini ürküterek onu dereye yuvarlamayı kararlaştırdılar.
Huzeyfe şöyle diyor: Ben ve Ammar Hz. Peygamber'le birlikteydik. O dar geçide vardığımızda Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:
"Cebrail bana indi ve bir grubun bu kayaların arkasına gizlendiklerini ve benim devemi ürkütüp beni öldürmeyi planladıklarını bildirdi. Sen ilerle ve onları buradan uzaklaştır."
Bunun üzerine münafıklar durumu fark edip geriye çekildiler. Peygamber (s.a.a) Huzeyfe'ye "Onları tanıdın mı?" diye buyurdu. O"hava karanlık olduğundan onları tanıyamadım"diye karşılık verdi ve Hz. Peygamber o kişilerin adlarını Huzeyfe'ye söyledi.
Huzeyfe Hz. Peygamber'in ve Hz. Emiru'l-Müminin Ali'nin bildirmesi sonucu birçok münafığı tanımanın yanı sıra gelecekte vuku bulacak birçok olaylardan da haberdardı ve bazen halka bu konuda bilgi veriyordu.
Huzeyfe'nin ve Ali b. Ebi Talib'e Sevgisi...
Huzeyfe Emiru'l-Müminin Ali b. Ebi Talib'in sevgisinde sebat ve direniş gösteriyordu. Hz. Ali'nin fazileti hakkında Peygamber'den birçok hadis rivayet etmiştir.
Zeyd b. Suhan anlatıyor: Basra'da idim. Huzeyfe halka öğüt veriyor ve onları karşılaşacakları fitneler hakkında uyarıyorlardı. Onlar "kurtuluş yolu nedir?" dediler. O şöyle dedi: "İmam Ali'nin bulunduğu topluluğa katılın, onunla birlikte olmak savaşa katılmaktan ve dizleri üzere sürünmekten daha çetin olsa bile. Çünkü Resulullah'tan şöyle duydum:
"Ali iyilerin komutanıdır, kötüleri öldürendir. Kim ona yardım ederse Allah ona yardım eder, kim de onu yalnız bırakırsa Allah onu yalnız bırakır."
Huzeyfe b. Yemani günlerden bir gün; "Ey Allah'ın Rasulu Ali'yi bu kadar sevmenizin sebebi nedir?" şeklinde sorunca, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a.) şöyle buyururlar: "Kıyamette müminlerin amel defterinin ilk cümlesi Ali sevgisidir. Ali'yi sevmek Allah'ın emridir. Benim gibi yaşayıp benim gibi ölmek isteyenler, benden sonra Ali'ye bağlansın."
Ali b. Alkame Eyadi anlatıyor: Hasan b. Ali ve Ammar b. Yasir asker toplamak için Medain'e geldiklerinde Huzeyfe hastalanmış ve ölüm zamanı yaklaşmış olmasına rağmen iki kişinin yardımıyla hareket edip halkın içine geldi ve halkı Hz. Ali'ye yardım etmeye teşvik etti. O, halka İmam'a uymalarını tavsiye ederek şöyle diyordu: "Kendisinden başka gerçek bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki kim gerçek bir Emiru'l-Müminin'e (müminlerin emirine) bakmak isterse Ali b. Ebi Talib'e baksın."
Mübarek kabirleri Medain'de Selman-ı Farisi'nin hemen yanı başındadır. Daha önceleri kabri uzaklarda bir yerlerde olan ve 1931 yılında büyük bir selin gelmesiyle açığa çıkmıştır ve mübarek cesedi ilk günkü gibi hiç bozulmamış bir şekilde Selman-ı Farisi'nin yanına defnedilmiştir. Ziyaret etmek bizlere nasip oldu değerli dostlar. İnşallah hep beraber tekrar ziyaret ederiz... Allah şefaatlerinden ayırmasın...
Huzeyfe'nin en önemli özelliği Hz. Peygamber'in sırdaşı olmasıdır. Resûlullah'ın hiçbir sahâbîye vermediği bir kısım bilgileri ona verdiği, bundan dolayı ashap içerisindeki münafıkların adını ve ileride meydana çıkacak fitne hareketlerini ondan ve İmam Ali'den başka kimsenin bilmediği rivayet edilmiştir.
Muhacirlerle Ensar arasındaki kardeşlik antlaşması sırasında Hz. Peygamber Huzeyfe'yi Ammâr b. Yâsir'le kardeş ilân etti. Huzeyfe'nin Resûl-i Ekrem'in zekât işleriyle görevli kâtiplerinden biriydi.
Huzeyfe halife Ömer döneminde Medâin'e vali tayin edildi. Cesur ve kudretli bir yönetici olan Huzeyfe Medâin'i imar etti. Nihâvend Savaşı'nda ordu kumandanı Nu'mân b. Mukarrin öldürülünce kumandayı ele aldı ve düşmanı teslim olmaya mecbur etti. Dînever, Hemedan ve Rey şehirleri de Huzeyfe tarafından fethedilmiştir.
Huzeyfe b. Yemân halife Osman'ın öldürülmesi ve Hz. Ali'ye biat edilmesinden kırk gün sonra Medâin'de vefat etti.
Ölürken oğullarına Hz. Ali'ye itaat etmelerini öğütlemiş, kendisi de Hz. Osman'ın ölümünden hemen sonra Hz. Ali'ye biat etmiştir. Oğullarından Safvân ile Saîd Sıffîn Savaşı'nda Hz. Ali'nin yanında yer almış ve şehit olmuşlardır.
Huzeyfe savaşlarda ve İslâm'ın ilerlemesinde etkin bir role sahipti. Onun Hendek Savaşı'nda düşman ordusu hakkında bilgi toplaması olayı, bilinen bir fedakârlık örneğidir.
Huzeyfe'nin özellik ve faziletlerinden biri münafıkları tanımasıydı. Peygamber (s.a.a) Tebuk Savaşı'ndan döndüğünde münafıklardan bir kısmını ona tanıtmıştır.
Bu olayın özeti şöyledir: Tebuk Savaşı münafıklardan birçoğunun tanınmasına vesile olan bir savaştır. Görünürde Müslüman olan birçok kişi bu savaş meydana geldiğinde savaşa katılmaktan kaçınmışlardır. Diğer bir kısım münafıklar da Dırar Mescidini yapmaya koyulmuşlardır ve üçüncü bir gurup da Tebuk Savaşı dönüşünde Hz. Peygamber'e pusu kurup öldürmeyi planlamışlardır. Tebuk dönüşünde yol üzerinde bir gedik bulunuyordu. Bu yol çok dar ve tehlikeliydi ama dağların arasında derede yer alan yol genişti. Bu bölgeye vardıklarında Hz. Peygamber, ordunun iki dağın arasında bulunan geniş yoldan geçmesini emretmiş ve kendileri ise o dar geçitten yolunu sürdürmüştür. 12 veya 14 kişilik bir gurup olan münafıklar bu durumdan yararlanarak Hz. Peygamber'i öldürmeyi kararlaştırdılar. Bunlar Peygamber'den önce o dar geçide varıp gizlenmeyi ve Peygamber oraya varınca devesini ürküterek onu dereye yuvarlamayı kararlaştırdılar.
Huzeyfe şöyle diyor: Ben ve Ammar Hz. Peygamber'le birlikteydik. O dar geçide vardığımızda Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:
"Cebrail bana indi ve bir grubun bu kayaların arkasına gizlendiklerini ve benim devemi ürkütüp beni öldürmeyi planladıklarını bildirdi. Sen ilerle ve onları buradan uzaklaştır."
Bunun üzerine münafıklar durumu fark edip geriye çekildiler. Peygamber (s.a.a) Huzeyfe'ye "Onları tanıdın mı?" diye buyurdu. O"hava karanlık olduğundan onları tanıyamadım"diye karşılık verdi ve Hz. Peygamber o kişilerin adlarını Huzeyfe'ye söyledi.
Huzeyfe Hz. Peygamber'in ve Hz. Emiru'l-Müminin Ali'nin bildirmesi sonucu birçok münafığı tanımanın yanı sıra gelecekte vuku bulacak birçok olaylardan da haberdardı ve bazen halka bu konuda bilgi veriyordu.
Huzeyfe'nin ve Ali b. Ebi Talib'e Sevgisi...
Huzeyfe Emiru'l-Müminin Ali b. Ebi Talib'in sevgisinde sebat ve direniş gösteriyordu. Hz. Ali'nin fazileti hakkında Peygamber'den birçok hadis rivayet etmiştir.
Zeyd b. Suhan anlatıyor: Basra'da idim. Huzeyfe halka öğüt veriyor ve onları karşılaşacakları fitneler hakkında uyarıyorlardı. Onlar "kurtuluş yolu nedir?" dediler. O şöyle dedi: "İmam Ali'nin bulunduğu topluluğa katılın, onunla birlikte olmak savaşa katılmaktan ve dizleri üzere sürünmekten daha çetin olsa bile. Çünkü Resulullah'tan şöyle duydum:
"Ali iyilerin komutanıdır, kötüleri öldürendir. Kim ona yardım ederse Allah ona yardım eder, kim de onu yalnız bırakırsa Allah onu yalnız bırakır."
Huzeyfe b. Yemani günlerden bir gün; "Ey Allah'ın Rasulu Ali'yi bu kadar sevmenizin sebebi nedir?" şeklinde sorunca, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a.) şöyle buyururlar: "Kıyamette müminlerin amel defterinin ilk cümlesi Ali sevgisidir. Ali'yi sevmek Allah'ın emridir. Benim gibi yaşayıp benim gibi ölmek isteyenler, benden sonra Ali'ye bağlansın."
Ali b. Alkame Eyadi anlatıyor: Hasan b. Ali ve Ammar b. Yasir asker toplamak için Medain'e geldiklerinde Huzeyfe hastalanmış ve ölüm zamanı yaklaşmış olmasına rağmen iki kişinin yardımıyla hareket edip halkın içine geldi ve halkı Hz. Ali'ye yardım etmeye teşvik etti. O, halka İmam'a uymalarını tavsiye ederek şöyle diyordu: "Kendisinden başka gerçek bir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki kim gerçek bir Emiru'l-Müminin'e (müminlerin emirine) bakmak isterse Ali b. Ebi Talib'e baksın."
Mübarek kabirleri Medain'de Selman-ı Farisi'nin hemen yanı başındadır. Daha önceleri kabri uzaklarda bir yerlerde olan ve 1931 yılında büyük bir selin gelmesiyle açığa çıkmıştır ve mübarek cesedi ilk günkü gibi hiç bozulmamış bir şekilde Selman-ı Farisi'nin yanına defnedilmiştir. Ziyaret etmek bizlere nasip oldu değerli dostlar. İnşallah hep beraber tekrar ziyaret ederiz... Allah şefaatlerinden ayırmasın...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Resûlullah’ın sırdaşı, Ali’nin sadık dostu: Hz. Huzeyfe b. Yemân / 05.12.2025
- Hür b. Yezid er-Riyâhî: Kerbelâ’da vicdanın ve iman yolunun şehidi / 02.12.2025
- Muhammed Fuzûlî - aşkın şairi / 14.11.2025
- Kerbelâ’nın aslanı: Celal Abbas / 13.11.2025
- ‘Kan ve Keder Toprağı: Kerbelâ’ / 11.11.2025
- İmam Ali’nin huzurunda / 09.11.2025
- Lain Hakem bin Ebi'l As / 25.07.2025
- Büreyde b. Husayb el-Eslemi / 18.07.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025
- Hür b. Yezid er-Riyâhî: Kerbelâ’da vicdanın ve iman yolunun şehidi / 02.12.2025
- Muhammed Fuzûlî - aşkın şairi / 14.11.2025
- Kerbelâ’nın aslanı: Celal Abbas / 13.11.2025
- ‘Kan ve Keder Toprağı: Kerbelâ’ / 11.11.2025
- İmam Ali’nin huzurunda / 09.11.2025
- Lain Hakem bin Ebi'l As / 25.07.2025
- Büreyde b. Husayb el-Eslemi / 18.07.2025
- Hz. Fatıma’nın gerdanlığı / 13.07.2025
- Adil İmam / 25.06.2025



















































































