Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan, Türkiye'nin sınırında nükleer silahlara sahip bir komşudan hoşlanmayacağını belirterek, İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun ikna yoluyla çözülmesi taraftarı olduklarını söyledi. Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri İgor İvanov'un davetlisi olarak Moskova'ya 3 günlük resmi ziyarette bulunan Alpogan, Türkiye'ye dönmeden önce Türk basın mensuplarının temaslarıyla ilgili sorularını cevapladı. Nükleer enerji İran'ın doğal hakkı ama...İvanov ile yaklaşık 5 saat süren görüşmesinde İran konusunun da ayrıntılı şekilde ele alındığını söyleyen Alpogan, şunları belirtti: "Rusya, İran konusunda çok gayret sarf eden ve çalışan ülke. Öncelikle nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanmak her ülkenin doğal hakkıdır. Dolayısıyla bu çerçevede İran'ın da hakkıdır. Dolayısıyla kimsenin İran'a (niye barışçıl amaçlarla nükleer enerji kullanıyorsun) demesi söz konusu değil. Sorun teşkil eden yön, bunun barışçıl amaçlar dışında kullanıyor olabilme endişesidir. Bunun olmaması gerektiği önemli bir husustur. Bu konuda da aşağı yukarı hemen hemen herkes mutabık." Rusya ile Türkiye aynı frekanstaİran'ın nükleer silah kapasitesine sahip olmaması konusunda Rusya ve Türkiye'nin aynı görüşte olduğunu kaydeden Alpogan, "Ortak gayretlerimizin ve diplomatik çabalarımızın da sonuçları bu" diye konuştu. Alpogan, Türkiye olarak İran'ın nükleer silah kapasitesine sahip olmasından rahatsızlık duyacaklarını belirterek, şunları söyledi: "Bu konuyu Amerika ziyaretimde Amerikalı muhataplarımıza da ifade etmiştim. Bu bize rahatsızlık verir. Açıkçası nükleer silahlara sahip bir komşudan hoşlanmayız. Bunun dünya barışı, bölgesel istikrar açısından da yararlı olacağını düşünmeyiz. Türkiye'nin başı hep kendisiyle doğrudan ilgili olmayan sorunlar yüzünden derde giriyor. Birinci Irak savaşında (1991) hiçbir dahlimiz yoktu. Orada Türkiye durduğu yerde 50 milyar dolar kaybetti. Bir de biliyorsunuz 450 bin insan hudutlarımızın içine akın etti. Aylarca biz bunlara baktık. Çadır kentler kurduk. Burada bir bedel ödedik. Şimdi ikinci Irak savaşı oldu. Burada da en ufak bir dahlimiz yoktu. Tek bulaştığımız nokta maalesef hep komşularımız olduğu içindi. Türkiye buradan ne kadar zararlı çıktı şeklinde bir bilanço henüz tamamlanmadı. Ama şu anitibariyle zarar var ortada. O da PKK geldi kuzey Irak'ta konuşlandı ve güvenliğimizi tehdit etmeye başladı. Bir devlet otoritesi olmadığı için de bir muhatap yok. Yine iş Türkiye'nin başına düştü ve kendi kendimize çözüm bulmaya çalışıyoruz." En büyük zarar Türkiye'ye Irak olayının üzerine bir de İran'a yönelik bir müdahale olması halinde Türkiye'nin dahli olmamasına rağmen en büyük zararı görecek ülkelerden biri olacağını ifade eden Alpogan, "Böyle bir durum olmasın diye elimizden gelen gayreti göstermemiz de doğaldır. O çerçevede biz gayret ediyoruz. Rus tarafının da daha başka istişare mekanizmaları var. Onlara bu görüşümüzü anlattık" dedi. Büyükelçi Alpogan, İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini belirterek, "Bizim görüşümüz, İran'ı ikna. Madem ki etrafımızdaki çatışmalar bize bu kadar zarar veriyor; o vakit görüşme, diyalog yolunu ve diplomasi yolunu tercih etmemiz son derece doğal. Başka bir çare yok" diye konuştu. İran'ın reddettiği tez İran'ın nükleer tesisleri için gerekli zenginleştirilmiş uranyum üretimini Türkiye'de bir tesiste yapması yolundaki konunun görüşmede gündeme gelip gelmediği yolundaki bir soru üzerine Alpogan, şunları söyledi: "İran bunu reddediyor. Ülke mühim değil onlar için. İran gördüğümüz kadarıyla bu konuda (ben kimseye güvenmiyorum) diyor. Bir kere İran (ben bu nükleer alana girmek zorundayım) diyor. (Çünkü enerji kaynaklarım sonsuz değil ve bir gün gelecek tükenecek. Ondan önce ben tedbirlerimi almalıyım. O halde ben bu sanayiye girmeliyim) diyor. Peki nükleer enerjiye gireceksin. Bu işin yakıtı nasıl olacak? (Yakıtımı da ben kendim yapacağım) diyor. Bütün mesele bunda." ABD İran'a 2006'da müdahale etmeyecekMilli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreteri Büyükelçi Yiğit Alpogan'ın Moskova'daki temasları sırasında Rus tarafına, Türkiye, İran'a yönelik muhtemel ABD müdahalesi konusundaki tahminlerini de iletti. Türk tarafı, ABD'de Kasım ayında Temsilciler Meclisi seçimi olduğunu, bunun kampanyasının eylül ayında başlayacağını belirterek, seçim sürecinin Noel nedeniyle yıl sonuna kadar sarkacağını, dolayısıyla bu süreye kadar askeri müdahale ummadıklarını dile getirdi. ABD'de yapılan kamuoyu araştırmalarının Amerikan halkının yüzde 48'inin İran'a yönelik askeri müdahaleye karşı olduğunu ve bu yüzden seçime giden bir yönetimin bu koşullarda İran'a askeri müdahale riskini göze almayacağını kaydeden Türk tarafının, İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun bu süre zarfında ikna yoluyla çözülmesini dilediği öğrenildi. Türkiye, İran'ın nükleer programıyla ilgili diplomatik girişimlerin 2006 yılı sonuna kadar süreceğine inandığını, İran'ın da bu sürede AB'nin hazırladığı son öneriye olumlu cevap vermesini umduğunu vurguladı.