AB'den Patrikhane'ye 'ekümenik' desteği
07.08.2007 00:00:00
Olli Rehn, "Ekümenik Patriklik'in karşı karşıya olduğu durum dahil, Türkiye'de dini özgürlükle ilgili konulardaki gelişmeleri izlemeye" devam edeceklerini belirtti.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Fener Rum Patrikhanesi'nden "Ekümenik Patriklik" olarak söz ederek, bu çerçevede Patriklik'in karşı karşıya olduğu durum dahil dini özgürlükle ilgili konulardaki gelişmeleri izlemeye devam edeceklerini bildirdi. Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekillerinden Nikolaos Sifunakis, AP Başkanlığı'na Avrupa Komisyonu'nun cevaplaması talebiyle yazılı bir soru önergesi verdi. Yargıtay Dördüncü Dairesi'nin verdiği son kararlardan birinde "İstanbul Ekümenik Patrikliği'nin ekümenik boyutunun" ve yasal varlığının geçersiz olduğunun ispatlanmaya çalışıldığını öne süren Sifunakis, "Bu karar pratik anlamda Ekümenik Patrikliğin, Türkiye dışındaki Ortodoks cemaati üzerindeki yetkilerini etkileyemese de, Ekümenik Patriklik kurumuna yavaş yavaş zarar verecek ve onu sorgulayan şiddetli bir seferberliğin bir parçasını oluşturacaktır" dedi. Türk hükümetinin Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması için izin vermeyi reddettiğini "Ekümenik Patriklik"in mülk edinme haklarını kullanmasını engellediğini belirten Sifinakis, önergesinde şöyle dedi: "Geçtiğimiz günlerde Ekümenik Patriklik Türk Hükümeti'ne, Patrikliğin mal varlığının ve tüzel kişiliğinin tanınması için başvuruda bulunmuştur. Diğer Müslüman olmayan dini cemaatler de kendi dini inançlarını uygulamada, Türk Anayasası'nın dini inançla ilgili ifade özgürlüğünü garanti altına almasına karşın, benzer problemlerle karşılaşmaktadır. Onların tüzel kişilikleri, yoktur, sınırlı mülkiyet hakları vardır, kurumlarına müdahale vardır ve kendi din adamlarını yetiştirmelerine izin verilmemektedir." Yunanlı vekil AB Komisyonu'nun, Türkiye'yi AB kararlarına, Kopenhag siyasi Kriterleri'ne ve Birlik müktesebatına saygı duymaya ikna etmek için ne gibi acil önlemler alacağını sordu. Sifunakis, AB Komisyonu'nun dini özgürlükler konusundaki gelişmeleri yakından izlemeyi, Türk yetkilileri, dini özgürlüklerin uygulanması çerçevesinde yasama düzeyinde önlemler alma ve uygulama garantisi vermek için cesaretlendirmeyi sürdürüp sürdürmeyeceğini sordu. Rehn: İzlemedeyiz AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise cevabında, Komisyon'un Ekümenik Patrikliğin Türk hukuk sistemi içindeki statüsüne ilişkin yargı analizlerinden haberdar olduğunu bildirdi. Komisyonun Müslüman olmayan dini cemaatlerin karşılaştığı sorunları da bildiğini kaydeden Rehn, din özgürlüğüyle ilgili konuların yıllık Komisyon İlerleme Raporları'nda belirtilmiş olduğunu kaydetti. Bu konuların halen katılım müzakereleri içindeki 23'üncü fasılda, Adli ve Temel Haklar bölümünün bir parçasını oluşturduğunu belirten Rehn şöyle dedi: "Bu konular Türk yetkililerle, tüm uygun zeminlerde düzenli diyaloglar çerçevesinde sistematik bir şekilde ele alınmaktadır. Komisyon izlemesini sürdürmüştür ve Ekümenik Patriklik'in karşı karşıya olduğu durum dahil, dini özgürlükle ilgili konulardaki gelişmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından garanti edilen özgürlükler ve haklara tam saygı gösterilmesi çözümüne ulaşmaya yönelik bakış açısıyla izlemeye devam edecektir."
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Fener Rum Patrikhanesi'nden "Ekümenik Patriklik" olarak söz ederek, bu çerçevede Patriklik'in karşı karşıya olduğu durum dahil dini özgürlükle ilgili konulardaki gelişmeleri izlemeye devam edeceklerini bildirdi. Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekillerinden Nikolaos Sifunakis, AP Başkanlığı'na Avrupa Komisyonu'nun cevaplaması talebiyle yazılı bir soru önergesi verdi. Yargıtay Dördüncü Dairesi'nin verdiği son kararlardan birinde "İstanbul Ekümenik Patrikliği'nin ekümenik boyutunun" ve yasal varlığının geçersiz olduğunun ispatlanmaya çalışıldığını öne süren Sifunakis, "Bu karar pratik anlamda Ekümenik Patrikliğin, Türkiye dışındaki Ortodoks cemaati üzerindeki yetkilerini etkileyemese de, Ekümenik Patriklik kurumuna yavaş yavaş zarar verecek ve onu sorgulayan şiddetli bir seferberliğin bir parçasını oluşturacaktır" dedi. Türk hükümetinin Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açılması için izin vermeyi reddettiğini "Ekümenik Patriklik"in mülk edinme haklarını kullanmasını engellediğini belirten Sifinakis, önergesinde şöyle dedi: "Geçtiğimiz günlerde Ekümenik Patriklik Türk Hükümeti'ne, Patrikliğin mal varlığının ve tüzel kişiliğinin tanınması için başvuruda bulunmuştur. Diğer Müslüman olmayan dini cemaatler de kendi dini inançlarını uygulamada, Türk Anayasası'nın dini inançla ilgili ifade özgürlüğünü garanti altına almasına karşın, benzer problemlerle karşılaşmaktadır. Onların tüzel kişilikleri, yoktur, sınırlı mülkiyet hakları vardır, kurumlarına müdahale vardır ve kendi din adamlarını yetiştirmelerine izin verilmemektedir." Yunanlı vekil AB Komisyonu'nun, Türkiye'yi AB kararlarına, Kopenhag siyasi Kriterleri'ne ve Birlik müktesebatına saygı duymaya ikna etmek için ne gibi acil önlemler alacağını sordu. Sifunakis, AB Komisyonu'nun dini özgürlükler konusundaki gelişmeleri yakından izlemeyi, Türk yetkilileri, dini özgürlüklerin uygulanması çerçevesinde yasama düzeyinde önlemler alma ve uygulama garantisi vermek için cesaretlendirmeyi sürdürüp sürdürmeyeceğini sordu. Rehn: İzlemedeyiz AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ise cevabında, Komisyon'un Ekümenik Patrikliğin Türk hukuk sistemi içindeki statüsüne ilişkin yargı analizlerinden haberdar olduğunu bildirdi. Komisyonun Müslüman olmayan dini cemaatlerin karşılaştığı sorunları da bildiğini kaydeden Rehn, din özgürlüğüyle ilgili konuların yıllık Komisyon İlerleme Raporları'nda belirtilmiş olduğunu kaydetti. Bu konuların halen katılım müzakereleri içindeki 23'üncü fasılda, Adli ve Temel Haklar bölümünün bir parçasını oluşturduğunu belirten Rehn şöyle dedi: "Bu konular Türk yetkililerle, tüm uygun zeminlerde düzenli diyaloglar çerçevesinde sistematik bir şekilde ele alınmaktadır. Komisyon izlemesini sürdürmüştür ve Ekümenik Patriklik'in karşı karşıya olduğu durum dahil, dini özgürlükle ilgili konulardaki gelişmeleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından garanti edilen özgürlükler ve haklara tam saygı gösterilmesi çözümüne ulaşmaya yönelik bakış açısıyla izlemeye devam edecektir."
