Annapolis, ABD'nin Maryland eyaletinin başkenti. Bu şehir adını dün başlayan konferansla dünyaya bir kez daha duydu. Annapolis Konferansı'yla dört yıldan beri kapalı duran Ortadoğu barış görüşmelerinin kapısı tekrar açılacağı için çok önem verildi. Toplantıya katılacak olan ülkelerin hangileri olduğu son haftaya kadar hep gizli tutuldu. "Golan'ı görüşmedikten sonra oraya gitmemizin bir anlamı yok" diyen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad da ABD garantisi verilerek ikna edildi ve son anda Suriye'nin de konferansa katılması sağlandı. Annapolis Konferansına aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 49 ülke ve kuruluş davet edildi. ABD ve İsrail, söz konusu konferansa Arap ülkelerinden mümkün olan en geniş katılımı sağlamayı başardılar.İran ve Hamas hariç neredeyse bölgenin bütün ülkelerinin katıldığı konferans ilk mesajını İran'a bu şekilde vermiş oldu. İran'a tek başına olduğu mesajının verilmesi ABD ve İsrail tarafının bu konferanstan elde ettikleri ilk meyve oldu.Dün başlayan toplantının gündeminin ne olacağı tam olarak açıklanmamıştı. Bildiğimiz kadarıyla Ekim ayından bu yana Abbaslı Filistin yönetimiyle İsrail tarafı, ortak bir bildiri hazırlamaya çalışıyor. Bu hazırlanan ortak bildiriyle Annapolis Konferansına katılmayı düşünüyorlar. ABD ve İsrail tarafı bu ortak bildirinin hazırlanmasına nedense çok önem veriyor.Bu konferansta ABD Başkanı Bush'un 2002'de iki devletli çözümü öngören "yol haritası" ve İsrail'in Golan'dan çekilmesi karşılığında, Arap Birliği'ne üye tüm ülkelerin İsrail'i tanımasını öngören "Barış Planı" temel alınacak. Yani Bush'un önerisi merkezli ve İsrail'in tanınmasını amaçlayan bir toplantı gerçekleşecek Annapolis'te.Hatırlarsanız bir süre önce Filistin'i temsil ettiği söylenen ama Filistin'de İsrail'in temsilcisiymiş gibi davranan Mahmut Abbas ile İsrail Devlet başkanı Şimon Peres TBMM çatısı altında bir araya gelmişlerdi. Abbas'ın TBMM'de yaptığı konuşmada pek mesaj verdiği söylenemez. Ama Peres TBMM'de Annapolis Konferansından bahisle, "Bu siyasi ufuk, İsrail devletinin yanı sıra bir Filistin devletinin kurulmasına yol açacaktır" demişti. Peres'in bu sözlerinden de anlaşılacağı gibi İsrail, Bush'un 2002 yılında önerdiği iki devletli çözümü kabul etmiş gözükmektedir. Çünkü bu İsrail'in de işine gelmektedir.Konferansa davet edilmeyen ama Filistin halkının büyük çoğunluğu tarafından desteklenen Hamas'tan gelen açıklama da bu konferansta alınan kararları tanımayacağı yönünde. Hamas lideri İsmail Hanya, "Bu konferans ölü doğdu. Filistin halkının siyasi taleplerinden hiç birini sağlamayacak ve ellerinden alınan hakları da geri vermeyecek" açıklamasında bulundu. Ortadoğu ve özellikle Filistin barışı için yapıldığı söylenen bu toplantıdan Filistinlilerin lehine bir şey çıkacağına inanmıyorum. Çünkü bu konferansı organize eden ABD ve İsrail'in Filistin sorununun bugünlere kadar kangrenleşerek gelmesinin müsebbibi olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla bu toplantıdan Filistin ya da Ortadoğu için bir barışın çıkmasını beklemek abes olacaktır. ABD ve İsrail'in konferansa ortak belge ile gelinmesini istemesinin sebebi de İsrail'in Abbas'a kabul ettirdiği bir metin üzerinde Filistinlileri anlaşmaya zorlamak amacı gütmektedir.Önceden yapılan açıklamaya göre konferansta sınırlar, güvenlik, yerleşimciler, Kudüs'ün statüsü ve Filistinli mültecilerin durumu gibi kilit konular görüşülmeyecek. Taraflar toplantıya önceden mutabık kalınmış bir metinle katılacaksa ve kilit önemde olan ve barışın önünü tıkayan asıl konular hiç görüşülmeyecekse, o zaman ABD ve İsrail'in geniş tutmaya çalıştığı bu toplantı niçin yapılmaktadır? Filistin ve Ortadoğu barışı, bence göstermelik bir gerekçe. Bölge ülkelerini bu konferansa çekebilmek için Filistin bir yem olarak kullanılıyor. Bu yemi yutarak konferansa katılan ülkelerden İran konusunda İsrail ve ABD politikalarına kayıtsız şartsız tam destek istenecek. Bazı ülkeler şimdiden ABD ve İsrail'e bu aradıkları desteği çoktan vermiş gözüküyorlar.Bu konferans kim ne derse desin, Büyük Ortadoğu Projesi'nin bir gereğidir. Olası bir İran saldırısında ABD'nin karşısında olması muhtemel olan ülkelere gerekli olan gözdağı da bu konferansta verilecektir. Hatta BOP projesine ayak direyen ülkelere, ABD ve İsrail projelerine şimdiden ram olmuş bölge ülkelerinin baskı yapması sağlanacak. Asıl hedef olan İran'a karşı bir blok oluşturarak bu konferans tamamlanmaya çalışılacak.Bu konferans'ta Vatikan'ın da gözlemci bulundurmasına önce bir anlam verememiştim. Ama BOP'un bir Haçlı seferi olduğu akla getirilince Vatikan'ın niçin bu toplantıya ilgili olduğu da hemen anlaşılıyor. Bir Haçlı seferi düzenlenirken Vatikan'ın işin içinde olmaması düşünülemeyeceği için Vatikan da bu konferansta yerini aldı. Dolayısıyla bu konferans BOP projesinde çok önemli bir dönüm noktası konumunda. Bu toplantıdan ABD ve İsrail'in beklediği sonuç çıkarsa -ki bu beklenti İran'a yapılacak saldırıda bölge ülkelerinin tam desteğinin sağlanmasıdır- ABD İran'a düzenlemeyi planladığı büyük hava saldırısının tarihini öne alabilecektir. Bush ta görev süresini bitirmeden İran'a saldırma hayalini bu şekilde gerçekleştirmiş olacaktır. Yani bu toplantı ismine konulan, "Ortadoğu barış konferansı" kelimeleri sizi yanıltmasın, düpedüz bu konferansta İran'a savaşın altyapısının son rötuşları yapılacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024