Gerçek dindarlık
Kitapta, Atatürk'ün dine bakışı ve dini konulardaki tutumu, Milli Mücadelede öncü din adamları, laiklik ve laikliğe bağlı gelişmelerin bilimsel bir anlayışla incelendiği belirtilen açıklamada, "Atatürk, ne dini toplumsal hayattan çıkarmak istemiş, ne de dinin özüne dokunmuştur. Onun mücadele ettiği din adına ortaya çıkan zihniyettir. Atatürk gerçekçi, akılcı, ileriyi gören, toplumunu ve dünyayı iyi okuyan, ne yaptığı bilen bir devlet adamıdır. Dine, dini değerlere değil, hurafeciliğe ve din istismarına karşıdır. Bu da din düşmanlığı değildir, gerçek dindarlıktır. Bu sebeble laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi Atatürk de dinsiz değildir. Bu bağlamda, Türkiye koşullarında gerçek dindarlık Atatürkçülüğün bir boyutudur" denildi.
Din bir vicdan meselesi
Atatürk'ün din ve toplum hayatı ile ilgili konuların yeraldığı kitapta, laiklikle ilgili konulara ise şöyle değinildi: "Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi fakat bina, uzun yıllardır ihmale uğramış. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı sağlamlaştırmak lüzumu duyulmamış. Aksine bir çok yabancı unsur -yorumlar, hurafeler- binayı daha fazla hırpalanmış... Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının sesine uymakta serbesttir. Biz dine sayğı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerine, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor; kaste ve fiile dayanan bağnazca hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz".