AB bünyesindeki tartışmalarda, genişleyen AB'nin enerji stoklarının yetersizliği ve enerji tüketiminin artışı üzerinde duran gazetecilerin sorularını yanıtlayan De Palacio, 1986'da yaşanan Çernobil felaketinden sonra Avrupa'da sürekli puan kaybeden nükleer enerji sektörünün, yakın gelecekte tekrar "cazip ve vazgeçilmez" görüleceğini savundu. Nükleer enerji konusuna sakin ve tarafsız bir yaklaşım gerektiğinisöyleyen De Palacio, "Bu konuda bulanıklık ve suskunluk yolu seçiliyor. İnsanlar, kendilerinden bir şeyler saklandığını düşünüyorlar" diyerek, hükümetlerin ve üretici firmaların net olmayantavırları ve suskunlukları yüzünden, sadece çevrecilerin seslerinin duyulur olduğunu ifade etti.
"Sorarsanız, insanların çoğunluğu nükleer enerjiye karşı olduğunusöyler. Ben, nükleer enerjiden vazgeçmek isteyen çevrecilere ve hükümetlere sormak istiyorum: Bunu yaparsanız, küresel gaz atık oranını düşürme yükümlülüklerinizi nasıl yerine getireceksiniz? Enerjimizi eski Sovyet bloku ülkelerinin nükleer santrallarından mı ithal edeceğiz? Bu sorulara yanıt verilmiyor. Bu ikiyüzlü tavır ciddi değildir ve hiçbir temel analize dayanmamaktadır."