Yerel seçimler öncesi hükümet her kanattan meydanlara indi. Meydanlarda söylenen sözlerle yaptıklarını kıyas edip, "ya hükümet bunlar değildi ya da bunlar ne yaptıklarını da hatırlamıyor" demek zorunda kalıyor insan.Fındık fiyatları açıklandığında Karadeniz'deydim. Milletin hükümete ettiği sözleri duyunca buraya bir daha bir hükümet yetkilisi de gelemez demiştim. Fiskobirlik rakamlarına göre bu yıl dünyada fındık üretimi 1.065.000 ton ve Türkiye üretimi 825.000 ton. Yani dünya fındıkta Türk çiftçisine muhtaç durumdadır. Fiskobirlik ise bu yıl 4 TL'ye alım yapıyor, o da sınırlı miktarda. Fındığın çoğu yok pahasına tüccara gidiyor.Bütün bunlar olurken Bakan Hilmi Güler memleketi Ordu'ya gidiyor ve saz çalanlara eşlik edip Ordu'nun derelerini söylüyor. Bir başka bakan Mehmet Ali Şahin ise "hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara'dan geçiremiyor. O nedenle, halkıyla, hükümetiyle, devletiyle barışık mahalli yöneticiler işbaşında olursa bizim sorunlarımız daha çok çözülür" diyerek milleti açık şekilde tehdit ediyor. Başkasını seçme, seçersen ona iş yaptırmayız diyor.Ama en güzelini Sayın Başbakan söylüyor. "Eğer işsizliğe bir çaren varsa açıkla, o çareyi eğer yerine getirmeyen bir Tayyip Erdoğan varsa, ben siyaseti bırakmaya hazırım."O zaman şarkı söyleyen ile milleti tehdit edeni bırakalım da Sayın Başbakan'a dönelim. Sayın Başbakan, elimizdeki Milli Ekonomi Modeli işsizliğe çözüm bulduğu gibi bütün bir ülkede fakirliğin suç sayılacağı bir geleceğin matematiğini ortaya koyuyor.Şimdi bizler sözünün arkasında duran bir başbakanın ne yapacağını göreceğiz. Şayet Sayın Başbakan bu sözü yerine getirmez ise milletimizin sandıkta bu sözü ona hatırlatması gerekir. Zira milletimizin önünde ona nazire yapıp şarkı söyleyenden tutun da tehdit edene kadar her cevher mevcut. Milletimiz şimdi karar verecek. Bedavaya fındık satıp satmamaya, verdiği sözü tutup tutmayanlarla yürüyüp yürümemeye ve elinde projesi olup olmayanla yola devam edip etmemeye karar verecek.Son olarak Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in sözleriyle bağlayayım;"Bunu bir devlet politikası haline getiren siyasilere eğer biz sandıkta bir daha destek verirsek, yeminle konuşuyorum Allah belamızı tam verir. O zaman gidecek yer de bulamazsınız. Şehre gitsek orda ne yapacağız. Hangi işte çalışacağız? Sanayi mi var? Ticaret mi var? Pazarlama mı var? Ne var? Aç susuz kalacağız. IMF'ye kafasını takıp, AB'yi gönlünde padişah yapanların işi değil bu hizmet. Bu iş Haydar Baş'ın işi, sizin işiniz. El ele vereceğiz ve bu işi yapacağız."
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009