logo
20 NİSAN 2024

Bizans oyunları - 1

29.03.2021 00:00:00
'Bizans oyunları - 1' seslendirme dosyası:

Halk arasında insanları birbirine düşürerek kendi çıkarını görmenin veya bir yolunu bularak başkalarını kendi işi için kullanmayı ifade etmek maksadıyla kullanılan bir deyimdir "Bizans oyunu." Tarihte ise Bizans devletinin yürüttü her türlü ahlaki değerden uzak kirli siyasetin ve politik oyunların adıdır.

Bu oyunlar pek tabiidir ki açıktan açığa yapılmaz. Başka kılıflar giydirilir. Dolaylı yollardan ilerler. Başarısız olunca bile asla vazgeçilmez, değişik yöntemlerle tekrar tekrar denenir durur. Ta ki amacına ulaşıncaya kadar...

Bizans devleti, bu anlayışla pek çok defa istediğini elde etmeyi becermiş, bu sayede 330 yılından 1453 yılına kadar, bin yıldan uzun süre ayakta kalmayı başarmıştır. 

İşte size bir örnek.

Yaklaşık yirmi yıl önce, İstanbul'daki Harbiye Müzesi'ni geziyordum. Duvardaki bir tablo dikkatimi çekti. İstanbul Boğazı'ndan yüzerek  karaya çıkan atlı savaşçılar resmedilmiş. Tablonun altında, tabloda anlatılan olayın ne olduğu kısaca anlatılmış. Sonradan kendim de araştırdım. Bu resimde boğazı yüzerek geçen savaşçılar bizim Peçenekler.

Peçenekler, Oğuz boylarından birisi. Göçebe bir topluluk. Peçenek kelimesi, çalışkan, gayretli, yılmayan anlamlarına geliyor.

6. yüzyılda Issık Gölü ile Balkaş Gölü arasında yaşarlarken, 791-812 yıllarında Uygurlar Karlukları yenip batıya doğru itince, Karluklar diğer Oğuz boylarını, onlar da Peçenekleri batıya doğru sıkıştırıyor. Önce Seyhun nehri boylarına ve Aral bozkırlarına, sonra daha batıya doğru ilerleyip Yayık ve İdil nehirleri civarına yerleşiyorlar. Bazıları Oğuz ve Hazar ülkelerinde kalsa da, diğer Peçenekler batıya doğru yurt arayışına devam edip Prut, Don ve Dinyeper nehirleri arasındaki Beserabya ve Moldova topraklarında yaşamakta olan Macarları, Tuna nehri boyunca Karpat ve Pannonya havzasına sürerler. Zamanla Karadeniz'in kuzeyine yayılmakla kalmayıp; Karadeniz'in doğusundan Kafkaslara, batısından Balkanlara kadar el atarlar. Bizans topraklarına akınlar düzenlemeye başlarlar.

Derken, Peçenekler arasında iç çekişmeler başlar. 1048 yılında İlter oğlu Turak, Balçar oğlu Kegen'e üstünlük sağlayınca; Kegen yirmi bin askeriyle Bizans'a sığınır. Bizans, aradığı fırsatı bulmuştur. Kegen'i Hıristiyan olması şartıyla himayesine alır. Vaftiz edilen Kegen'e John adı verilir. Tuna boylarında, Silistre civarında kale ve araziler bahşedilir. Zorla yerleşik hayata geçirilirler. Böylece Tuna boylarındaki Peçeneklere karşı, Hıristiyan yapıp kendi tarafına çektiği diğer Peçenekleri kullanmayı planlar Bizans. Plan iyi işler. Kegen, düşmanı saydığı Turak'ın bölgesine akınlar yapar. Turak da boş durmaz. 1048 yılının kışında, Tuna donunca nehri geçip Kegen'e saldırır. Bizans ve Kegen'in savaşçılarının yıpratıcı saldırılarına mevsim şartları ve salgın hastalıklar da eklenince Turak teslim olur. Tabii ki Kegen'e değil Bizans'a. Kegen onları cezalandırmak istese de Bizans buna izin vermez. Turak ve beraberindeki 140 bey Konstantinopolis'e götürülüp imparatorun önüne çıkarılırlar. Elbette ki hemen Hıristiyan yapılırlar. Rütbe ve makamlar verilerek Bizans hizmetine alınırlar. Turak'a bağlı Peçenekler de silahlarından arındırılıp Kuzey Makedonya'ya, Sofya ve Niş arasındaki bölgeye yerleştirilir. Bunlar da zorla yerleşik hayata geçirilir. Dikkat ediniz değerli okuyucular, ikiye bölünmüş Peçeneklerin önce bir parçası Bizans tarafına çekilerek diğerine karşı kışkırtıldı. Onunla bir olup diğer parça önce yıpratıldı, sonra mağlup edildi ama yok edilmedi. Taraflar arasında savaş sona erdirilirken her iki tarafa da dinlerini değiştirmeleri şartıyla hayatlarını devam ettirme şansı ve yeni yurtlar verildi. İki Peçenek grubu arasındaki sorunlar kasıtlı olarak çözülmeyip, istenildiği zaman tekrar alevlendirilmek üzere hazırda bekletildi. Bu arada Bizans, her iki tarafa da güya iyilik yapmış oldu. Onları barıştıran, yaşatan, yurt veren saygıdeğer büyükleri oluverdi. Ayrıca göçebe hayattan yerleşik hayata geçirerek sözüm ona Peçenekleri medenileştirdi. Dünya ve ahiretlerini kurtaracak(!) bir din de öğretti. Zorla da olsa, değil mi ki onların iyiliği için, varsın olsun. Daha ne istiyorlar?

Aradan çok kısa bir süre geçmişti ki, Bizans Peçenekleri kullanmak istedi. 1049 yılında on beş bin kadar atlı Peçenek savaşçısını gemilerle Anadolu yakasına taşıyıp Üsküdar'a çıkardı. Onlara verdiği görev, Selçukluların ilerleyişini durdurmaktı. Türk'ü Türk'e kırdırmak... Peçeneklerin rahatsızlığını gördükleri için de, askerleri karaya çıkarır çıkarmaz gemileri geri döndürdüler.

Peçenek savaşçılarının başındaki Sulçe, Selte, Karaman ve Katalım isimli beyler kendi aralarında istişare ettiler. Katalım, diğerlerini ikna etti. Kendilerinden olan Selçuklularla savaşmak yerine geri dönmeye, Bizansın Anadolu'da vaat ettiği yeni topraklar yerine Balkanlara dönmeye karar verdiler. Ama ufacık bir sorun var. Gemiler olmayınca boğaz nasıl geçilecek? Adı ne bu yiğitlerin, Peçenek... Hiç gözü yılar mı zorluktan, imkânsızlıktan. Biraz içeri doğru yol alıp peşlerindeki casusları kandırıyorlar. Sonra dönüyorlar kuzeye. Boğazın kıyısına gelip atlarıyla, silahlarıyla suya giriyorlar. Yüzerek karşıya geçip Büyükdere (Sarıyer ilçesinde bir yerdir) kıyılarından karaya çıkıyorlar.

Sonra ne mi olur? Balkanlar'da Bizans tarafından zorla yerleşik hayata geçirilen çok sayıda Peçenek ile birleşip Şumnu yakınlarına yerleşirler. Bizans ile mücadelelerine akınlarla, savaşlarla devam ederler. Zaman zaman galip, zaman zaman mağlup olsalar da boyun eğmezler. Bizans Peçeneklere vergi vermeyi kabul eder. 1053 yılında 30 yıllık barış yapsalar da çabuk bozulur. Bu arada Kuman-Kıpçak ilerleyişi Uzları Balkanlara kadar sürmüştür. Peçenekler, Uzlar ve Bizans arasında sıkışır. Bazen Bizans ile anlaşıp Macarlara saldırırlar, bazen Macarlarla anlaşıp onları Almanlardan korurlar, bazen de Bulgarlar ile anlaşıp Uzlarla savaşırlar.

 
Hüseyin Kuloğlu / diğer yazıları
Son saniye penaltısıyla yıkıldı
İstanbulspor küme düştü
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
Son saniye penaltısıyla yıkıldı
İstanbulspor küme düştü
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.