En başta şu itirafı yapalım; İsrail'in 22 aydır yaptığı soykırıma, vahşete İslam dünyasını yönetenlerden ve Müslümanlardan daha çok tepkiyi dünyanın birçok devlet başkanı ve Müslüman olmayanlar gösterdi, gösteriyor.
İki; İsrail bu katliamı tek başına yapmıyor. ABD ile yapıyor. 'Katil Netenyahu' diyenler 'katil Trump' diyemiyor. 'İsrail terör devletidir' diyenler 'ABD terör devletidir' diyemiyor.
Üç: İsrail'i 'demir kubbe' korumuyor. İslam devletlerini yönetenler koruyor. İtirazı olan var mı?
İşte bu yüzden vahşet bitmiyor ve bitmezde. Çünkü İslam dünyası ve ülkemizi yönetenler samimi değil.
En son Kolombiya'nın başkenti Bogota'da bir araya gelen 30 devlet temsilcisi, İsrail'i kınayan ve ortak eylem çağrısı yapan bir bildiri yayınladı.
İlginçtir! Bu toplantıda ülkemiz, Dışişleri Bakan Yardımcısı düzeyinde temsil edildi.
Medyaya, 'İsrail'e karşı 6 maddelik bir eylem planını Türkiye (AKP iktidarı) imzalamadı' haberi düştü.
Dezenformasyon
Dışişleri Bakanlığı anında 'Kolombiya toplantısında hazırlanan ortak bildiriye Türkiye'nin destek vermediği iddialarını "temelsiz ve dezenformasyon' açıklamasını yaptı ve ekledi;
'Türkiye, bildiriye henüz resmi olarak katılmadı. Dışişleri Bakanlığı, bildirideki bazı hükümlerin uluslararası hukuki yükümlülüklerle ilgili kurumlar arası koordinasyon gerektirdiğini ve katılım için 20 Eylül 2025'e kadar süre olduğunu belirtti. Türkiye'nin, bildirideki önlemlerin çoğunu halihazırda uyguladığı vurguladı.'
İmza atılmadığı doğru.
Tartışmalar devam eden Bakanlık ikinci bir yalanlama açıklaması daha yaptı. Özetle, bazı medya organlarında Filistin bildirisine imza atmayan Bakanlık, kamu oyundan gelen tepkiler yüzünden imza attı' şeklindeki haberler yalandı.
Yani imza atmadıklarını tescillediler. Peki, neye imza atmadılar ve neden imza atmadılar?
İşte o 6 madde
Sayın iktidarımızı imza atmadığı Middle East Eye'da (MEE) yer alan habere göre, kabul edilen eylem planındaki maddeler şunlar:
1- İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı ürünlerin tedarikini veya transferini önlemek.
2- Gemilerin, İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı ürünleri taşımak için kullanılma riskinin açıkça bulunduğu tüm durumlarda, herhangi bir limanda transit geçişini, yanaşmasını ve bakımını önlemek.
3- İmzacı ülke bayrağını taşıyan gemilerle, İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı eşyaların taşınmasını önlemek ve bu yasağa uyulmaması halinde bayrakların indirilmesi de dahil olmak üzere tam hesap verebilirliği sağlamak.
4- Kamu kurum ve kuruluşlarının, İsrail'in Filistin topraklarındaki yasadışı işgalini desteklemesini ve yasadışı varlığını pekiştirmesini önlemek için tüm kamu sözleşmelerinin acil olarak gözden geçirilmesini başlatmak.
5- Tüm mağdurlara adalet sağlanması ve gelecekte bu tür suçların önlenmesi için, uluslararası hukukun en ciddi suçlarına ilişkin hesap verebilirliği sağlamak üzere, ulusal veya uluslararası düzeyde sağlam, tarafsız ve bağımsız soruşturma ve kovuşturma yoluyla yükümlülüklerini yerine getirmek.
6- İşgal altındaki Filistin topraklarında işlenen uluslararası suçların mağdurlarına adalet sağlanması için, ulusal yasal çerçeveler ve yargı organlarında uygulanabilir olduğu ölçüde, evrensel yargı yetkilerini desteklemek."
Kim ümmetçi?
Bu maddelere bakınca 'Kolombiya tam bir ümmetçi' fikri geldi.
Öyle ya! Bu ve daha birçok yaptırımın, katliamın başladığı ertesi gün olan 8 Ekim'de kendilerini 'ümmetçi, Filistin davasının sahibi' ilan edenler tarafından alınması gerekmez miydi?
Rusya-Ukrayna-ABD arasında 'barış güvercinliğine' soyunup 22 aydır meydanlarda, 'Gazze nöbetimiz devam ediyor' diyenlerin daha ilk hafta, İslam Devletlerini, Ankara'da, İstanbul'da, Hatay'da toplayıp böyle bir bildiri yayınlamaları hem İslami hem de insani bir görev değil miydi?
Sonra İtalya'dan, Fransa'dan insanlar bu zulme dikkat çekmek için gemiler kaldırıyor. Doğudan batıdan yürüyüşler başlatıyor. ABD'deki üniversitelerde gösterilerin ardı arkası kesilmiyor. Yunanlılar, İsrailli turistleri karaya çıkarmıyor…
Ama Mescid-i Aksa, Filistin, Gazze başlıkları ülkemiz iç siyasetinde en çok kullanılan başlıklardan olmasına rağmen laf ötesinde bir duruş yok.
İktidar miting yapmaz gereğini yapar
İsrail son soykırıma 7 Ekim'de başladı, dedik. 29 Ekim, bizim 'Cumhuriyet bayramımız'. AKP iktidarı 28 Ekim'de Atatürk Havalimanında büyük bir miting yaptı.
İsrail için kurulması gereken ne kadar cümle varsa hepsini kurdular.
Tarihler 30 Ekim'di. BTP Lideri Hüseyin Baş, 'iktidar miting yapmaz, gereğini yapar' çıkışıyla bu vahşete siyasi, askeri ve ekonomik olarak nasıl bir duruş ortaya konulması gerektiğini açıkladı.
Ümmetçi, Filistin davasının hamisi Sayın iktidarımız İsrail ile ticarete devam etti. Katledilen Müslüman sayısı 30 bini geçince 'İsrail ile ticareti kestik' dediler. Hülle ticareti ise devam ediyor.
Bir diğer devam eden ise İsrail'e silah tedarik eden firmaların ülkemizdeki silah fuarlarına katılmaya devam ediyor. Protesto eden insanlarımız ise anında tutuklanıyor.
Sizce ne oluyor?
İki; İsrail bu katliamı tek başına yapmıyor. ABD ile yapıyor. 'Katil Netenyahu' diyenler 'katil Trump' diyemiyor. 'İsrail terör devletidir' diyenler 'ABD terör devletidir' diyemiyor.
Üç: İsrail'i 'demir kubbe' korumuyor. İslam devletlerini yönetenler koruyor. İtirazı olan var mı?
İşte bu yüzden vahşet bitmiyor ve bitmezde. Çünkü İslam dünyası ve ülkemizi yönetenler samimi değil.
En son Kolombiya'nın başkenti Bogota'da bir araya gelen 30 devlet temsilcisi, İsrail'i kınayan ve ortak eylem çağrısı yapan bir bildiri yayınladı.
İlginçtir! Bu toplantıda ülkemiz, Dışişleri Bakan Yardımcısı düzeyinde temsil edildi.
Medyaya, 'İsrail'e karşı 6 maddelik bir eylem planını Türkiye (AKP iktidarı) imzalamadı' haberi düştü.
Dezenformasyon
Dışişleri Bakanlığı anında 'Kolombiya toplantısında hazırlanan ortak bildiriye Türkiye'nin destek vermediği iddialarını "temelsiz ve dezenformasyon' açıklamasını yaptı ve ekledi;
'Türkiye, bildiriye henüz resmi olarak katılmadı. Dışişleri Bakanlığı, bildirideki bazı hükümlerin uluslararası hukuki yükümlülüklerle ilgili kurumlar arası koordinasyon gerektirdiğini ve katılım için 20 Eylül 2025'e kadar süre olduğunu belirtti. Türkiye'nin, bildirideki önlemlerin çoğunu halihazırda uyguladığı vurguladı.'
İmza atılmadığı doğru.
Tartışmalar devam eden Bakanlık ikinci bir yalanlama açıklaması daha yaptı. Özetle, bazı medya organlarında Filistin bildirisine imza atmayan Bakanlık, kamu oyundan gelen tepkiler yüzünden imza attı' şeklindeki haberler yalandı.
Yani imza atmadıklarını tescillediler. Peki, neye imza atmadılar ve neden imza atmadılar?
İşte o 6 madde
Sayın iktidarımızı imza atmadığı Middle East Eye'da (MEE) yer alan habere göre, kabul edilen eylem planındaki maddeler şunlar:
1- İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı ürünlerin tedarikini veya transferini önlemek.
2- Gemilerin, İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı ürünleri taşımak için kullanılma riskinin açıkça bulunduğu tüm durumlarda, herhangi bir limanda transit geçişini, yanaşmasını ve bakımını önlemek.
3- İmzacı ülke bayrağını taşıyan gemilerle, İsrail'e silah, mühimmat, askeri yakıt, ilgili askeri teçhizat ve çift kullanımlı eşyaların taşınmasını önlemek ve bu yasağa uyulmaması halinde bayrakların indirilmesi de dahil olmak üzere tam hesap verebilirliği sağlamak.
4- Kamu kurum ve kuruluşlarının, İsrail'in Filistin topraklarındaki yasadışı işgalini desteklemesini ve yasadışı varlığını pekiştirmesini önlemek için tüm kamu sözleşmelerinin acil olarak gözden geçirilmesini başlatmak.
5- Tüm mağdurlara adalet sağlanması ve gelecekte bu tür suçların önlenmesi için, uluslararası hukukun en ciddi suçlarına ilişkin hesap verebilirliği sağlamak üzere, ulusal veya uluslararası düzeyde sağlam, tarafsız ve bağımsız soruşturma ve kovuşturma yoluyla yükümlülüklerini yerine getirmek.
6- İşgal altındaki Filistin topraklarında işlenen uluslararası suçların mağdurlarına adalet sağlanması için, ulusal yasal çerçeveler ve yargı organlarında uygulanabilir olduğu ölçüde, evrensel yargı yetkilerini desteklemek."
Kim ümmetçi?
Bu maddelere bakınca 'Kolombiya tam bir ümmetçi' fikri geldi.
Öyle ya! Bu ve daha birçok yaptırımın, katliamın başladığı ertesi gün olan 8 Ekim'de kendilerini 'ümmetçi, Filistin davasının sahibi' ilan edenler tarafından alınması gerekmez miydi?
Rusya-Ukrayna-ABD arasında 'barış güvercinliğine' soyunup 22 aydır meydanlarda, 'Gazze nöbetimiz devam ediyor' diyenlerin daha ilk hafta, İslam Devletlerini, Ankara'da, İstanbul'da, Hatay'da toplayıp böyle bir bildiri yayınlamaları hem İslami hem de insani bir görev değil miydi?
Sonra İtalya'dan, Fransa'dan insanlar bu zulme dikkat çekmek için gemiler kaldırıyor. Doğudan batıdan yürüyüşler başlatıyor. ABD'deki üniversitelerde gösterilerin ardı arkası kesilmiyor. Yunanlılar, İsrailli turistleri karaya çıkarmıyor…
Ama Mescid-i Aksa, Filistin, Gazze başlıkları ülkemiz iç siyasetinde en çok kullanılan başlıklardan olmasına rağmen laf ötesinde bir duruş yok.
İktidar miting yapmaz gereğini yapar
İsrail son soykırıma 7 Ekim'de başladı, dedik. 29 Ekim, bizim 'Cumhuriyet bayramımız'. AKP iktidarı 28 Ekim'de Atatürk Havalimanında büyük bir miting yaptı.
İsrail için kurulması gereken ne kadar cümle varsa hepsini kurdular.
Tarihler 30 Ekim'di. BTP Lideri Hüseyin Baş, 'iktidar miting yapmaz, gereğini yapar' çıkışıyla bu vahşete siyasi, askeri ve ekonomik olarak nasıl bir duruş ortaya konulması gerektiğini açıkladı.
Ümmetçi, Filistin davasının hamisi Sayın iktidarımız İsrail ile ticarete devam etti. Katledilen Müslüman sayısı 30 bini geçince 'İsrail ile ticareti kestik' dediler. Hülle ticareti ise devam ediyor.
Bir diğer devam eden ise İsrail'e silah tedarik eden firmaların ülkemizdeki silah fuarlarına katılmaya devam ediyor. Protesto eden insanlarımız ise anında tutuklanıyor.
Sizce ne oluyor?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Her şey ABD’nin rızası için mi? / 27.09.2025
- Trump’a haddini bildirecek bir dünya lideri aranıyor / 26.09.2025
- 25 yıl önce verilen ‘bağımsızlık ve insan gibi yaşama’ sözü hala geçerli / 25.09.2025
- Müslümanın canı mı Kudüs’ün çakıl taşı mı? / 23.09.2025
- Mevzu Boeing mi? / 22.09.2025
- Erdoğan kılıcı bıraktı ABD’ye gidiyor / 21.09.2025
- İsrail, ABD ve Bartholomeos / 20.09.2025
- Gözümüzün içine baka baka devlet kuruyorlar / 19.09.2025
- İslam dünyasının son iman testi Gazze’de / 18.09.2025
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025
- Trump’a haddini bildirecek bir dünya lideri aranıyor / 26.09.2025
- 25 yıl önce verilen ‘bağımsızlık ve insan gibi yaşama’ sözü hala geçerli / 25.09.2025
- Müslümanın canı mı Kudüs’ün çakıl taşı mı? / 23.09.2025
- Mevzu Boeing mi? / 22.09.2025
- Erdoğan kılıcı bıraktı ABD’ye gidiyor / 21.09.2025
- İsrail, ABD ve Bartholomeos / 20.09.2025
- Gözümüzün içine baka baka devlet kuruyorlar / 19.09.2025
- İslam dünyasının son iman testi Gazze’de / 18.09.2025
- Adalet yoksa yolsuzluk vardır / 17.09.2025