Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Meclis'te görüşmeleri yarın sona erecek olan 2011 Mali Yılı Bütçesini değerlendirdi. 2011 bütçesinin 2010 bütçesinden hiçbir farkı bulunmadığına işaret eden Prof. Dr. Baş, "Farkı şu misalle ortaya koyabiliriz: 2 tane 3 rakamı düşünün, biri küçük, diğeri ise büyük şekilde yazılmış. Dışarıdan bakıyorsunuz ki, 3'lerden biri çok büyük, diğeri ise küçük üç. Aralarındaki fark bu. Özü aynı" dedi. Hükümet üyelerinin 2011 bütçesinin 2010 bütçesinden 26 milyar TL daha fazla şeklindeki açıklamalarına da yer veren Prof. Dr. Baş, gerçek enflasyon rakamlarını hatırlatarak, şunları söyledi: "26 milyar TL gibi bir fazlalık görünüyorsa da, bu artış gerçek enflasyon rakamının altında kalmaktadır. Resmi rakamları dikkate alsak bile, normalde artış 27 milyar TL olmalıdır. Dolayısıyla bu bütçe 2010 bütçesi kadar bile değildir."
İstese de daha iyi bir bütçe yapamazlar
Hükümetin istese de geçmiş yıllardan daha iyi bir bütçeyi halka sunamayacağına işaret eden Prof. Dr. Baş, "İktidar ülkenin temel gelir kaynaklarını oluşturan kamu iktisadi kuruluşlarını sattı. Türkiye'nin kar getiren bütün kuruluşları devletin elinden çıktı" şeklinde konuştu. 2011 bütçesinde AR-GE'ye (araştırma ve geliştirme) gerekli payın ayrılmadığına işaret eden BTP Genel Başkanı, bu konuda şu eleştirileri getirdi: "Bütçede AR-GE çalışmaları için doğru dürüst kaynak ayrılmamış. Halbuki bu coğrafyada yaşayan bir devlet, AR-GE faaliyetleri için 20 - 30 milyar TL ayırmalıdır. Bu coğrafyada kalmanın bir bedeli var. Bunun bedeli çok çalışmaktır. Çok çalışmak demek gelişigüzel çalışmak demek değildir. Sanayide, ticarette, tarımda, ormancılıkta, hayvancılıkta, madencilikte kısaca hayata dair tüm alanlarda planlı, programlı ve kar getiren bir çalışmadır. Bütçeye bakıyorsun, böyle bir şey yok."
Tarım kesiminin durumu kötüleşecek
İki stratejik sektör olarak değerlendirdiği tarım ve eğitime bütçeden ayrılan payların yetersiz olduğunu belirten Prof. Dr. Baş, önce tarıma değinerek şunları söyledi: "Bütçeden tarıma ayrılan pay 2009'da 5.5 milyar TL, bu sene ise 4.5 milyar TL. Bu sene versinler 3.5 milyar TL. Tarım gittikçe bitecek. Böylece Türkiye'de toprağa bağlı çalışmanın önü kesilmiş oluyor. Türkiye AB'de ısrar ettiği için Avrupa diyor ki, Fransa, İspanya, Hollanda gibi Birliğe üye çok sayıda ziraat ülkesi var. Bunların ürünleri ne olacak? Sen bana ürün ihraç ettiğin zaman, bunların ürünlerine pazar bulunamaz. AB'ye üye olmak istiyorsan, yapman gereken tarımı sıfırlayacaksın. Şimdi buna evet dedik, biz. Tarım kesimi hiçbir şey beklemesin. Heryıl gittikçe kötüleşen bir hayat tarzıyla iç içe olacaklar."Eğitime ayrılan payın da olması gerekenden düşük olduğuna işaret eden Prof. Dr. Baş, "2010 yılına göre 4 - 5 milyar TL'lik bir artış var, enflasyon oranı dikkate alındığında artış yok aslında. Eğitimde ileri gitme imkanını ortaya koyamayan bir millet ve devlet, asla gelecekte iddialı olamaz. Koruma ve kollamada da durum bundan farklı değil. Genel olarak ifade edersek, bütçe yüzümüzü güldürecek, milletin karnını doyuracak, sırtını giydirecek bir bütçe görüntüsünde değildir. Allah milletimize acısın!"