Gazetecilik yaşamında her dakika her şeyle yüz yüze geliriz. Çok şaşırdığımız anlar olur. Bazılarına inanmayız, inanmak istemeyiz. İstanbul'dan bir okuyucum tarafından birkaç gün önce gönderilen faks, bunlardan biriydi. İsminin açıklanmasını istemeyen okuyucum aynen şunları yazıyordu: "21 Mart günü arabamı Kadıköy tarafında cadde üzerine park ettim. Yarım saatlik bir işim vardı, oraya gidecektim. Arabamın sağ arka koltuğuna az önce önünden geçtiğim marketten aldığım üç ekmeği bırakmıştım. Ekmekler naylon poşet içerisinde duruyordu. Camlarım renkli değil. Yani dışarıdan bakınca arabanın içini görüyorsunuz. Biraz sonra geldim ve arabamın kapısını açtım. Ben fark etmemiştim, tam o sırada genç bir hanım gösterdi: 'Beyefendi, arabanızın arka camını kırmışlar.'Hemen arkaya dolandım, gerçekten de sağ arka cam kırılmıştı...Ve sağ arka koltukta bulunan üç ekmek çalınmıştı. Arabamda zaten başka bir şey yoktu ve dolayısıyla radyo-teyp falan gibi çalınan başka bir şey de olmamıştı.Nereden nereye geldiğimizin bundan daha iyi bir örneği olamaz. İnsanlar ana caddede bile o riske giriyor ve camı patlatıp ekmek çalıyor. Çevredekilere sordum, olayı gören ve duyan yoktu. Polise falan gitmedim; çünkü boşuna zaman kaybı olacaktı. Kamu görevlisiyim, lütfen adımı zorunlu olmadıkça açıklamayın."Okuyucum telefon numaralarını yazmıştı. Faksı alır almaz aradım... Çünkü olanlara inanmamıştım. Kamu kesiminde üst düzey bir yönetici olan okuyucum aynen doğruladı ve şöyle dedi:"Polise gitmediğime şimdi pişmanım. Bu olayı, yani artık ekmek bile çalındığını keşke devletin arşivine geçirseydim." Bana da, ilk kez duyduğum bu acı olayı size olduğu gibi yansıtmak kaldı. Yine birkaç gün önce üç Cumhuriyet Savcısı ile konuşuyorduk. Aynen şöyle dediler: "Her konuda işlenen suçlarda çok büyük artış var. Polis ve biz başedemiyoruz. İşin acı tarafı, şimdi önümüze gelen şikáyetleri işleme koyarken insan olarak da utanıyoruz. Semt pazarlarında özellikle alışveriş sonrasında evine giden yaşlı insanların elinden sebze-meyve torbasını kapıp kaçıyorlar. Ya da yardım amaçlı taşıma bahanesiyle aynı şeyi yapıyorlar." Dondum kaldım.Emin Çölaşan
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.