Dün gece Ceviz Kabuğu programına katılan St. Antuan Kilisesi Cemaati Sözcüsü Konstantine Çedolini'ye "Rahmet ve Merhamet nazarıyla bakmak" aklınızdan geçti mi?
Hani "Hoacefendi" demişti ya:
"Kelimeyi tevhidin ikinci kısmını, yani "Muhammedün resulüllah" kısmını söylemeyene de rahmet ve merhamet nazarıyla bakmak lazım."
Dün gece sayın Çedolini, tam bir açık yüreklilik örneği sergiledi ve ne İslam Dini diye bir dini kabul etti, ne de Hz. Muhammet isimli bir peygamberin peygamberliğini.
Buna karşılık bol bol, Rab İsa'dan ilah İsa'dan bahsetti.
Yüreğini biraz daha açtı ve şu ana kadar hiçbir Hıristiyan'ın varamadığı yere vardı ve dedi ki;
"Size daha da ilerisini söyleyeyim mi? Rab İsa daha Meryem'in rahmine düşmeden Tanrı ile beraber dünya hayatındaydı."
Vay be!
Tanrı daha sonra O'nu Meryem isimli bir bakirenin rahmine yerleştirdi ve insan görünümlü olarak aramıza kattı.
Sonra da bizim için ölümü seçti.
Bizim kurtulmamız için.
Çedolini konuşmasında bol bol "Tanrı'nın oğlu" ifadesini de kullanmaktan sakınmadı.
Rab ve ilah İsa aynı zamanda Tanrının da oğluymuş.
Programın ana konuğu ünlü teolog ve aynı zamanda "çıplak uyarıcının kötü mukallidi" Bayraklı bey, Meryem Sûresi'nin 88-91 ayetlerini okudu:
"Rahman çocuk edindi, dediler. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir! Rahman'a çocuk isnadında bulunmalarından" (Meryem; 19/88-91)
Halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülkenin bir televizyonuna çıkan papaz efendi, Allah'ın ayetleriyle dalga geçmekten de kaçınmadı ve en ehven tabirle şu düzeysiz kelimeleri kullandı:
"Biz bu Allah'a çocuk isnat etme işini kaç asırdır yapıyoruz ama, şu ana kadar dağlar da yıkılmadı."
Şunu da eklemeyi ihmal etmedi Papaz Çedolini:
"Muhammet'i peygamber, İslam'ı da din kabul ettim mi, o zaman olurum Müslüman. Böyle bir mecburiyetim mi var?"
İnşallah Perşembe günü kendisiyle yaptığım sohbette bana: "Ne sakınca var Hıristiyanlarla dost olmakta, arkadaş olmakta? Onlar da bir Allah'a inanıyor, o Allah'tan korkuyor" diyen Adnan bey Çedolini'yi dinlemiştir.
Dükkanına Parthelemeos'un sözünü asan Kemal bey ile yukarıdaki sözlerin sahibi olan Adnan beyin en ortak özellikleri birer Zaman okuru olmaları.
Çedolini o akşam bol bol "Diyalog" hikayeleri okumaktan da geri durmadı.
Programın ana konusunu Zaman gurubunun çıkarttığı Aksiyon dergisinin "İnsanlık İsa'yı bekliyor" kapak konulu sayısı oluşturuyordu.
Bekledim ki, dergi yetkilileri programa katılır da cevap verir.
Boşuna bekledim.
Çünkü o kapak bir "hikmete binaen yapıldığı(!)" için diyecek bir şeyleri yoktu.
Hulki Cevizoğlu'nun; "Niye insanlık Hz. İsa'yı beklesin? Hz. Muhammed'i (as) niye beklemesin?" sözü anlamlıydı.
Bu güzel bayram günü sizi fazla yormadan, son olarak şu cümleyle bitireyim:
Ben Muhammet'in peygamberliğini kabul etmiyorum, diyen St. Antuan Kilisesi Cemaati Sözcüsü Konstantine Çedolini ile, yaklaşık dört saatlik konuşmasında; Hz. Muhammet'in (as) hüküm koyma yetkisinden bir kelime bahsetmeyen, hadisin dindeki yerine hiç değinmeyen ve sünnet-i seniyyeyi hiç ama hiç dile getirmeyen -aksine dil uzatan- ve de konuşmasının bir yerinde açıkça, ibadeti sadece Allah belirler deyip, üstü kapalı o yüce peygamberi (mukallidi çıplak uyarıcı gibi) "postacı" konumuna koyan M.Ü. İlahiyat sözcüsü sayın prof. Dr. Bayraktar Bayraklı arasındaki fark ne kadardı?
Her konuşmasına ayeti referans getiren Bayraktar beye bir ayet-i kerimeyi hatırlatmakta fayda var:
"...Allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan...la savaşın" (Tövbe; 9/29)
Bayraktar beyin, Kur'an ayetlerini, roman okur gibi okumasına ve diğer konulara bayramdan sonra değinmek üzere hepinize hayırlı bayramlar dilerim.
Hani "Hoacefendi" demişti ya:
"Kelimeyi tevhidin ikinci kısmını, yani "Muhammedün resulüllah" kısmını söylemeyene de rahmet ve merhamet nazarıyla bakmak lazım."
Dün gece sayın Çedolini, tam bir açık yüreklilik örneği sergiledi ve ne İslam Dini diye bir dini kabul etti, ne de Hz. Muhammet isimli bir peygamberin peygamberliğini.
Buna karşılık bol bol, Rab İsa'dan ilah İsa'dan bahsetti.
Yüreğini biraz daha açtı ve şu ana kadar hiçbir Hıristiyan'ın varamadığı yere vardı ve dedi ki;
"Size daha da ilerisini söyleyeyim mi? Rab İsa daha Meryem'in rahmine düşmeden Tanrı ile beraber dünya hayatındaydı."
Vay be!
Tanrı daha sonra O'nu Meryem isimli bir bakirenin rahmine yerleştirdi ve insan görünümlü olarak aramıza kattı.
Sonra da bizim için ölümü seçti.
Bizim kurtulmamız için.
Çedolini konuşmasında bol bol "Tanrı'nın oğlu" ifadesini de kullanmaktan sakınmadı.
Rab ve ilah İsa aynı zamanda Tanrının da oğluymuş.
Programın ana konuğu ünlü teolog ve aynı zamanda "çıplak uyarıcının kötü mukallidi" Bayraklı bey, Meryem Sûresi'nin 88-91 ayetlerini okudu:
"Rahman çocuk edindi, dediler. Hakikaten siz, pek çirkin bir şey ortaya attınız. Bundan dolayı, neredeyse gökler çatlayacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp düşecektir! Rahman'a çocuk isnadında bulunmalarından" (Meryem; 19/88-91)
Halkının yüzde doksan dokuzu Müslüman bir ülkenin bir televizyonuna çıkan papaz efendi, Allah'ın ayetleriyle dalga geçmekten de kaçınmadı ve en ehven tabirle şu düzeysiz kelimeleri kullandı:
"Biz bu Allah'a çocuk isnat etme işini kaç asırdır yapıyoruz ama, şu ana kadar dağlar da yıkılmadı."
Şunu da eklemeyi ihmal etmedi Papaz Çedolini:
"Muhammet'i peygamber, İslam'ı da din kabul ettim mi, o zaman olurum Müslüman. Böyle bir mecburiyetim mi var?"
İnşallah Perşembe günü kendisiyle yaptığım sohbette bana: "Ne sakınca var Hıristiyanlarla dost olmakta, arkadaş olmakta? Onlar da bir Allah'a inanıyor, o Allah'tan korkuyor" diyen Adnan bey Çedolini'yi dinlemiştir.
Dükkanına Parthelemeos'un sözünü asan Kemal bey ile yukarıdaki sözlerin sahibi olan Adnan beyin en ortak özellikleri birer Zaman okuru olmaları.
Çedolini o akşam bol bol "Diyalog" hikayeleri okumaktan da geri durmadı.
Programın ana konusunu Zaman gurubunun çıkarttığı Aksiyon dergisinin "İnsanlık İsa'yı bekliyor" kapak konulu sayısı oluşturuyordu.
Bekledim ki, dergi yetkilileri programa katılır da cevap verir.
Boşuna bekledim.
Çünkü o kapak bir "hikmete binaen yapıldığı(!)" için diyecek bir şeyleri yoktu.
Hulki Cevizoğlu'nun; "Niye insanlık Hz. İsa'yı beklesin? Hz. Muhammed'i (as) niye beklemesin?" sözü anlamlıydı.
Bu güzel bayram günü sizi fazla yormadan, son olarak şu cümleyle bitireyim:
Ben Muhammet'in peygamberliğini kabul etmiyorum, diyen St. Antuan Kilisesi Cemaati Sözcüsü Konstantine Çedolini ile, yaklaşık dört saatlik konuşmasında; Hz. Muhammet'in (as) hüküm koyma yetkisinden bir kelime bahsetmeyen, hadisin dindeki yerine hiç değinmeyen ve sünnet-i seniyyeyi hiç ama hiç dile getirmeyen -aksine dil uzatan- ve de konuşmasının bir yerinde açıkça, ibadeti sadece Allah belirler deyip, üstü kapalı o yüce peygamberi (mukallidi çıplak uyarıcı gibi) "postacı" konumuna koyan M.Ü. İlahiyat sözcüsü sayın prof. Dr. Bayraktar Bayraklı arasındaki fark ne kadardı?
Her konuşmasına ayeti referans getiren Bayraktar beye bir ayet-i kerimeyi hatırlatmakta fayda var:
"...Allah ve resulünün haram kıldığını haram saymayan...la savaşın" (Tövbe; 9/29)
Bayraktar beyin, Kur'an ayetlerini, roman okur gibi okumasına ve diğer konulara bayramdan sonra değinmek üzere hepinize hayırlı bayramlar dilerim.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024