BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türk çiftçisinin, topraktan uzaklaştırılma, toprağını ucuz fiyata elden çıkarma, yabancılara satışını gerçekleştirme gibi bir büyük oyun ile karşı karşıya bulunduğunu söyledi
Tarım konusunda bir zamanlar dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olan Türkiye'de, son iki yıldır ilk defa tarım ithalatının ihracattan fazla olması, yayınlanan bazı istatistiklere göre de çiftçinin satın alma gücünde çok ciddi bir daralmanın söz konusu olduğu gerçeği ile yüz yüze gelinmesi üzerine bir açıklama yapan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, işçinin, köylünün, tarım kesiminin bittiğine, tükendiğine işaret ederek fecaat arzeden bu sonucun sebepleri hakkında bilgiler sundu.
Tarım politikası
milletin aleyhine
Mevcut hükümet ve ondan önceki hükümetlerin tarım politikalarının tamamen Türk milletinin, Türk köylüsünün, tarım kesiminin aleyhine olduğunu, mevcut politikalarla tarım kesiminin ayağa kaldırılmasının mümkün olmadığını, dünyada, tarımı ile kendi kendine yeten, kendini besleyen, beslemekle de kalmayıp tarım ürünü ihraç eden yedi ülkeden biri olan Türkiye'de, çıkarılan tahdit kanunları ile çiftçinin istediği kadar ürün yetiştiremez hale getirildiğini söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, büyük bir oyunla karşı karşıya bulunduğumuza dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Bu, bilerek oynanan bir oyundur. Vatandaşın toprağını terk etmesi için oynanan bir oyundur. Vatandaşın toprağını ucuz fiyata elden çıkarma, yabancılara satışını gerçekleştirme oyunudur. Şu anda Türkiye'nin yedide biri satıldı. Eğer vatandaş toprağına buğdayını, mısırını, yulafını, arpasını ekseydi ve bunun karşılığında istediği gibi satıp kârını alsaydı, pazarını istediği gibi bulsaydı toprağını satar mıydı? Oyun, bu millet bu toprağı terk etsin oyunudur. 'Biz onu kovmayalım. Suçlu olmayalım. Ama o satıp terk etmek zorunda kalsın' oyunudur. Tahdit kanunu ne demek?! Böyle şey olur mu?! Benim elimde arazim olacak da sen bana 'Şunu şu kadar, bunu bu kadar ekeceksin' diyeceksin. Hani demokrasi nerede? Böyle demokrasi mi olur? Batı dünyası çiftçiyi milyar dolarlarla desteklerken, ABD'de, Avrupa'da yılda 200-300 milyar dolar, yani Türkiye'nin bütçesinin iki misli büyüklüğünde rakamlarla tarım desteklenirken sen ne yapıyorsun? Sen 'Buğday ekemezsin, mısır ekemezsin, şeker pancarı dikemezsin' diyorsun. Şeker fabrikalarımız kapandı. Hülasa tarım kesimini topraktan uzaklaştırma oyunu var. Yani topraktan Türk milletinin elini çektirme oyunu var. Adam topraktan bir şey kazanamayınca niye onu elinde tutsun? Ekip biçmedikten sonra toprak insanı doyurmuyor ki. Satıyor. İşte bu kadar büyük arazilerin satış sebebi budur."
Görülmesi gereken gerçek
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu oyunlara son vermek ve tarım kesimini ayağa kaldırmak, Türkiye'yi yeniden kendi kendine yeter ülke haline getirmek için yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi: "Bir defa bu tahdit kanunlarının elimizin tersiyle hemen atılması lazım. Artı, hükümetlerin, destek fonlarıyla, faizsiz uzun vadeli kredilerle çiftçiyi desteklemesi lazım. Yetiştirdiği ürünü için alım garantisi vermesi lazım. Onun için daha toprağa tohumunu atmadan avansla onu garantiye alması lazım. Ona pazar bulması lazım. Vatandaşın vazifesi ürünü yetiştirmektir. Devletin vazifesi de buna pazar bulmaktır. 'ABD'de böyle mi?' deniliyor. ABD'de öyle değil, pazarı vatandaş buluyor ama devlet vatandaşı 300 milyar dolarla destekliyor. Sen bırak 300 milyar doları 2 milyar dolar ver, bak, benim köylüm ne yapıyor. Bir kuruş vermiyorsun. Elindeki bütün imkanları da alıyorsun. Ondan sonra da 'kendine pazar bul' diyorsun. Kimi kandırıyorsun. Çiftçimizin bu gerçeği çok iyi görmesi lazım. Bu adamlar hiç bir şey yapamazlar. Bu adamlar tuttukları yeri kurutuyorlar."
"Yapılacak olan şey şudur: Vatandaş, mısırını, yulafını, buğdayını, arpasını tarlaya atmadan, devlet babasının kapısına gelecek, ondan faizsiz kredi alacak. Arazinin geliri mesela 50 milyar tutuyorsa 50 milyar krediyi alacak. Gidecek işçisini bulacak, mazotunu alacak, gübresini alacak, tarlasını işleyecek, mamulünü yetiştirecek, 'Devlet baba! Ben yetiştirdim, getirdim, bunu sat' diyecek. Devlet babası da 'Oğlum! Sen 50 milyar aldın. Ama bu 70 milyar tuttu. Al sana 20 milyar daha' diyecek. Yapılması gereken budur. O zaman bak o insanlar bir karış toprağını daha satıyor mu? Geleni müşteri kabul ediyor mu? Vallahi değnekle kovalar. Ama şimdi tarla kendine yük oluyor. Taşıyamıyor, satıyor."
Tarım konusunda bir zamanlar dünyada kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olan Türkiye'de, son iki yıldır ilk defa tarım ithalatının ihracattan fazla olması, yayınlanan bazı istatistiklere göre de çiftçinin satın alma gücünde çok ciddi bir daralmanın söz konusu olduğu gerçeği ile yüz yüze gelinmesi üzerine bir açıklama yapan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, işçinin, köylünün, tarım kesiminin bittiğine, tükendiğine işaret ederek fecaat arzeden bu sonucun sebepleri hakkında bilgiler sundu.
Tarım politikası
milletin aleyhine
Mevcut hükümet ve ondan önceki hükümetlerin tarım politikalarının tamamen Türk milletinin, Türk köylüsünün, tarım kesiminin aleyhine olduğunu, mevcut politikalarla tarım kesiminin ayağa kaldırılmasının mümkün olmadığını, dünyada, tarımı ile kendi kendine yeten, kendini besleyen, beslemekle de kalmayıp tarım ürünü ihraç eden yedi ülkeden biri olan Türkiye'de, çıkarılan tahdit kanunları ile çiftçinin istediği kadar ürün yetiştiremez hale getirildiğini söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş, büyük bir oyunla karşı karşıya bulunduğumuza dikkat çekerek şöyle konuştu:
"Bu, bilerek oynanan bir oyundur. Vatandaşın toprağını terk etmesi için oynanan bir oyundur. Vatandaşın toprağını ucuz fiyata elden çıkarma, yabancılara satışını gerçekleştirme oyunudur. Şu anda Türkiye'nin yedide biri satıldı. Eğer vatandaş toprağına buğdayını, mısırını, yulafını, arpasını ekseydi ve bunun karşılığında istediği gibi satıp kârını alsaydı, pazarını istediği gibi bulsaydı toprağını satar mıydı? Oyun, bu millet bu toprağı terk etsin oyunudur. 'Biz onu kovmayalım. Suçlu olmayalım. Ama o satıp terk etmek zorunda kalsın' oyunudur. Tahdit kanunu ne demek?! Böyle şey olur mu?! Benim elimde arazim olacak da sen bana 'Şunu şu kadar, bunu bu kadar ekeceksin' diyeceksin. Hani demokrasi nerede? Böyle demokrasi mi olur? Batı dünyası çiftçiyi milyar dolarlarla desteklerken, ABD'de, Avrupa'da yılda 200-300 milyar dolar, yani Türkiye'nin bütçesinin iki misli büyüklüğünde rakamlarla tarım desteklenirken sen ne yapıyorsun? Sen 'Buğday ekemezsin, mısır ekemezsin, şeker pancarı dikemezsin' diyorsun. Şeker fabrikalarımız kapandı. Hülasa tarım kesimini topraktan uzaklaştırma oyunu var. Yani topraktan Türk milletinin elini çektirme oyunu var. Adam topraktan bir şey kazanamayınca niye onu elinde tutsun? Ekip biçmedikten sonra toprak insanı doyurmuyor ki. Satıyor. İşte bu kadar büyük arazilerin satış sebebi budur."
Görülmesi gereken gerçek
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu oyunlara son vermek ve tarım kesimini ayağa kaldırmak, Türkiye'yi yeniden kendi kendine yeter ülke haline getirmek için yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi: "Bir defa bu tahdit kanunlarının elimizin tersiyle hemen atılması lazım. Artı, hükümetlerin, destek fonlarıyla, faizsiz uzun vadeli kredilerle çiftçiyi desteklemesi lazım. Yetiştirdiği ürünü için alım garantisi vermesi lazım. Onun için daha toprağa tohumunu atmadan avansla onu garantiye alması lazım. Ona pazar bulması lazım. Vatandaşın vazifesi ürünü yetiştirmektir. Devletin vazifesi de buna pazar bulmaktır. 'ABD'de böyle mi?' deniliyor. ABD'de öyle değil, pazarı vatandaş buluyor ama devlet vatandaşı 300 milyar dolarla destekliyor. Sen bırak 300 milyar doları 2 milyar dolar ver, bak, benim köylüm ne yapıyor. Bir kuruş vermiyorsun. Elindeki bütün imkanları da alıyorsun. Ondan sonra da 'kendine pazar bul' diyorsun. Kimi kandırıyorsun. Çiftçimizin bu gerçeği çok iyi görmesi lazım. Bu adamlar hiç bir şey yapamazlar. Bu adamlar tuttukları yeri kurutuyorlar."
"Yapılacak olan şey şudur: Vatandaş, mısırını, yulafını, buğdayını, arpasını tarlaya atmadan, devlet babasının kapısına gelecek, ondan faizsiz kredi alacak. Arazinin geliri mesela 50 milyar tutuyorsa 50 milyar krediyi alacak. Gidecek işçisini bulacak, mazotunu alacak, gübresini alacak, tarlasını işleyecek, mamulünü yetiştirecek, 'Devlet baba! Ben yetiştirdim, getirdim, bunu sat' diyecek. Devlet babası da 'Oğlum! Sen 50 milyar aldın. Ama bu 70 milyar tuttu. Al sana 20 milyar daha' diyecek. Yapılması gereken budur. O zaman bak o insanlar bir karış toprağını daha satıyor mu? Geleni müşteri kabul ediyor mu? Vallahi değnekle kovalar. Ama şimdi tarla kendine yük oluyor. Taşıyamıyor, satıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.