…(dünkü konumuza devam ediyoruz)
Çocuğunuzda kitapla ilgili merak uyandırın, kitabın en heyecanlı yerinde okumayı bırakın ve ertesi güne devam edeceğinizi belirtin. Bu çocuğunuzun hayal gücünü geliştirecek, kitaptan sıkılmasını değil, o saati dört gözle beklemesini sağlayacaktır. Tamamlanmamış şeyler beyni meşgul eder ve kuvvetli bir öğrenme sağlar. Zeigarnik etkisi denilen bu durumdan Charles Dickens bile yararlanmış, romanlarını bölümler halinde tefrika etmiştir. Çocukluğumda bir televizyon kanalında, bir romanın en heyecanlı yerinden okumaya başlayan okurken de dramatize eden bir genç kız vardı, sonra da en heyecanlı yerinde bırakırdı, bana kitap okumayı sevdiren en önemli unsurlardan biri buydu.
Ve klasik ancak bir o kadar da etkili bir şey: Önce biz okuyalım. Yapmadığımız bir şeyin yapılmasını istemek kadar etkisiz bir şey olamaz. Hatta sadece okuyalım, 'Yavrum hadi kitabını al, oku!' bile demeyelim, çünkü emir veya tavsiye vermek bir iletişim engeli, yani hiç söylemeyin daha iyi, sizi dinlemeyecek nasılsa. Bu özellikle ergenlikte böyle! Maalesef ergenlik gibi kişiliğin en önemli noktasında çocuklarımız lise geçiş sınavı; yeni bir okul, yeni öğretmenler, yeni sistem ve yeni derslerle karşı karşıya kalıyor; hem bedensel-duygusal-zihinsel hem de çevre ve eğitimde ciddi değişikler yaşıyorlar. O sebepten okuma alışkanlığı çok daha önceden kazandırılmış olmalı. Dolayısıyla beni arayan velime çok geç demesem de içimden de geçirmedim değil. Geç değil, zor. Ancak önemli, çünkü ergenlikte kazanılan alışkanlıkların etkisi, devamlılığı ömür boyu sürüyor.
Alışverişe gittiğinizde çocuklarınızın istediği oyuncakları, kıyafetleri aldığınız gibi kitap alışverişini de bu şekilde yapın. Gerçi bu kitap alışverişine bir türlü sıra gelmiyor nedense, ihtiyaç listemizin 235'inci sırasında yer aldığından olsa gerek. Hiçbirimiz öyle uzun bir listeyle dolaşmadığımız için alınmayan kitaplarla eve dönüyoruz. [Burada kitapların çok pahalı olduğuna, kitap üretiminde kullanılan her şeyin ithal olduğuna, kapatılan kağıt fabrikalarına değinmeyeceğim, konumuz dışında çünkü(!) Bu arada 'Sosyal devlet-milli devlet' kavramları da bilinçaltımdan bas bas bağırmıyor değil.]
Okullarda da evde de 'okunması gereken kitaplar' dayatması yerine' tavsiye edilen kitaplar' olmalı ve bunlarla ilgili merak uyandırılmalıdır.
Karnı acıktığı için yemek yiyen çocuk zihnini doyurmak için de kitap okumayı istemeli. Öyleyse okudukları ona bir şeyler katmalı, hissettirmeli. Kitap sohbetleri yaparak kitabın kattıklarıyla ilgili farkındalık oluşturmak da küçük yaşlardan itibaren yapılması gerekenlerden.
Kitaptan sınav olmaz, kitap üzerine söyleşiler olur, denemeler yazılır, kitapla ilgili resimler yapılır.
Kitap boş zaman değerlendirme aracı değildir. Ödevini bitiren çocuğa 'Boş boş oturacağına aç da kitap oku!' denmez ve hele ki bu söz televizyon izleniyorken hiç denmez.
Sıkıldım diyen çocuğa da 'Aç da kitabını oku!' denmez. O zaman çocuk sıkılmak ve okumak fiilini özdeşleştirecek kitap okurken de sıkılacaktır.
Peki, ne yapalım: Kitap okuma saati yapalım. Okuma rutin işlerimizden biri olmalı, diş fırçalamak gibi. Sadece dişlerimiz mi parlasın, hayır, zihnimiz de ışıldasın. Yatmadan önce kitap okuyan öğrencilerin ders başarısının daha yüksek olduğu kanıtlanmış durumda.
Sıkılan çocuğa ne yapalım: Onunla oyun oynayabilir, doğada yürüyüş yapabilir, mutfakta zaman geçirebiliriz. Ona anılarımızı anlatabilir, bir sohbet ortamı kurar, sonrasında da kitaba yönlendirebiliriz.
Çok mu ütopik oldu? Hayır, tabii ki… Bizzat denenmiş, uygulanmış sonuç alınmış şeyler bunlar.
'Yapmasak ne olur, okumasın çocuklar, gerek yok!' diyen yoktur diye düşünerek devam etmek üzere yazıyı bitiriyorum. Allah'tan yüzde birlik bir dilim var yoksa içimi kime dökerdim.
Kitapla uyanık kalın.
- Ev okulu/okul gerekli mi? / 29.09.2020
- Okullar açılmadan, ziller çalmadan… / 28.08.2020
- Kendimize uygun mesleği seçmek / 30.07.2020
- Meslek seçiminin ilk adımı / 29.07.2020
- YKS gençliği ne alemde? / 21.07.2020
- Hayatın anlamını yakalamak / 19.07.2020
- LGS sonrası ebeveyn tutumları / 09.07.2020
- YKS öncesi / 26.06.2020
- Üstat ve eğitim-II / 25.06.2020