Referanduma sunulan Annan Planı'nın Türk halkını 405 yılda Kıbrıs'tan silmeyi hedeflediğini belirten Denktaş, Kıbrıs Türk'ünün yüzde 35'inin "hayır'', yüzde 65'inin "evet'' dediğini anımsattı. Denktaş, "Çıkan yüzde 35 (hayır) aslında büyük bir başarıydı. Ancak bugün gelinen noktada, Annan Planı'na (evet) diyen Kıbrıs Türk'ünün yüzde 40050'si pişman oldu. Çünkü Rum'un maskesi düştü. Verdikleri hiçbir vaadin inandırıcı olmadığı anlaşıldı'' dedi.
Denktaş, Kıbrıs'ın korunmasında gençliğe büyük önem verdiğini belirterek, "İşsizliğe, her türlü sıkıntıya rağmen KKTC'de halen milliyetçilik duygularını kaybetmemiş bir çoğunluk var'' dedi.
Denktaş, kendileri için Türk hükümetinin tavrının önemli olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"(Tanımıyorum) dediğimiz bir hükümetle veya hükümet temsilcileriyle uluslararası anlaşmalarda bir araya gelmeniz tanıma anlamına gelmez. Türk hükümeti yetkilileri de bugüne kadarki tutumuyla, Kıbrıs Rum kesimini tanımayacağını ortaya koydu. Bu nedenle burada önemli olan niyettir diye düşünüyorum.
Avrupa Birliği de Türkiye eğer onlar için önemliyse, Rum'a, Yunan'a gereken cevabı verip tavrını koymalı. Ama Türkiye'yi almak istemiyorlarsa vetoları kullanacaklar, hatta sözde Ermeni soykırımına kadar birçok meseleyi gündeme getireceklerdir. Çünkü, AB'nin güçlü değil, kanatları kırpılmış Türkiye'ye ihtiyacı var.''
İki taşın arasında kaldım
Türkiye'nin "ben KKTC'yi tanıyorum'' deyip askerini orada tuttuğu sürece Kıbrıs'ın kaybedilmeyeceğini belirten Denktaş, "Ama Türk askerini adadan çıkaracak, Türk garantisini sıfırlayan bir anlaşmaya Türkiye (evet) derse kaybedilir'' dedi. Denktaş, konuşmasını şöyle sürdü:
"Şu anda iki taşın arasında kalmış gibiyim. Ben fiiliyata bakıp halkıma (Türkiye bizi tanıyor) diyorum, sonra kabul edilen bir Annan Planı'na bakıp korkuyorum. Çünkü bağımsızlık gökten inmedi, şehitler var orada sıra sıra yatan.''