DİYALOGDAN AMAÇ MİSYONERLİ?E YARDIMCI OLMAKTIRPapa I. Jean Paul'un 20 yıllık dostu ve "Papa'nın Düşüncesi" kitabının yazarı Buttiglione bu düşünceleri şöyle açıyor:
"Hıristiyanlar İsa'nın Mesih olduğuna ve insanın onunu sayesinde kurtulduğuna inanır. Tanrı'ya götüren başka bir yol yoktur. Bu önerme Hıristiyanlığı bir ahlak felsefesinde ve İsa'yı bir tür ahlak hocasına indirgeyen belirli bir çağdaş eğilime karşı tepkidir. (...) Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki siyasi sorunlar, onlara kurtuluş sunma gibi bir misyonerlik sorunundan tümüyle ayrı tutulmalıdır. Hıristiyanlık bu kurtuluşu, sömürgecilik veya Haçlı Seferleri ile değil, İsa'dan geçen bir diyalogla sunmaktadır."Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog Sekreterya'sının ilk başkanı Kardinal Marella Konsil Babalarına gönderdiği bir mektupta diyalog sekreteryasının amacını, doğrudan misyonerliğe yardımcı olmak şeklinde açıklamıştır:"Faaliyetlerimizle, Kilise'nin misyoner faaliyetlerini yürüten S. Cogregation de Propaganda Fide teşkilatının çalısmalarına, misyonerlik faaliyetlerinin kanunen mümkün olmadığı yerlerde yardımcı olmaya ve boşluğu doldurmaya çalışacağız."KEM GÖZLER TÜRKİYE ÜZERİNDE ODAKLANMIŞ1973'te Sekreterliğe seçilen Rosanno, Hıristiyan olmayanlarla diyalog ile neyi kastettiklerini şöyle açıklamakta:"Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları ve çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise'nin bütün faaliyetleri gibi diyalog da. Kilisenin üzerinde taşıdığı Tanrı Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog Kilise'nin İncil'i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır." ( Rosanno, aynı makale, s.100).VATİKAN'I DİYALOGA İTEN NEDENLERKatolik kilisesi dünya ile diyaloga girme projesini ilk kez II. Vatikan Konsili'nde açıkça ifade etti. Ve bu toplantı Hıristiyan dünyasında bir dönüm noktasını teşkil etti. Burada kilisenin Hıristiyan olmayan dinlerle ilişkileri hakkında bir deklarasyon (Nostra Aetate) ortaya konmuştur. Bu deklarasyon hazırlanırken konsil babaları dünyanın değişik bölgelerinde uzun yıllar çalışmış misyonerlerin raporlarından büyük ölçüde istifade edilmiştir.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
"Hıristiyanlar İsa'nın Mesih olduğuna ve insanın onunu sayesinde kurtulduğuna inanır. Tanrı'ya götüren başka bir yol yoktur. Bu önerme Hıristiyanlığı bir ahlak felsefesinde ve İsa'yı bir tür ahlak hocasına indirgeyen belirli bir çağdaş eğilime karşı tepkidir. (...) Hıristiyanlar ile Müslümanlar arasındaki siyasi sorunlar, onlara kurtuluş sunma gibi bir misyonerlik sorunundan tümüyle ayrı tutulmalıdır. Hıristiyanlık bu kurtuluşu, sömürgecilik veya Haçlı Seferleri ile değil, İsa'dan geçen bir diyalogla sunmaktadır."Vatikan'ın Dinlerarası Diyalog Sekreterya'sının ilk başkanı Kardinal Marella Konsil Babalarına gönderdiği bir mektupta diyalog sekreteryasının amacını, doğrudan misyonerliğe yardımcı olmak şeklinde açıklamıştır:"Faaliyetlerimizle, Kilise'nin misyoner faaliyetlerini yürüten S. Cogregation de Propaganda Fide teşkilatının çalısmalarına, misyonerlik faaliyetlerinin kanunen mümkün olmadığı yerlerde yardımcı olmaya ve boşluğu doldurmaya çalışacağız."KEM GÖZLER TÜRKİYE ÜZERİNDE ODAKLANMIŞ1973'te Sekreterliğe seçilen Rosanno, Hıristiyan olmayanlarla diyalog ile neyi kastettiklerini şöyle açıklamakta:"Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları ve çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise'nin bütün faaliyetleri gibi diyalog da. Kilisenin üzerinde taşıdığı Tanrı Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog Kilise'nin İncil'i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır." ( Rosanno, aynı makale, s.100).VATİKAN'I DİYALOGA İTEN NEDENLERKatolik kilisesi dünya ile diyaloga girme projesini ilk kez II. Vatikan Konsili'nde açıkça ifade etti. Ve bu toplantı Hıristiyan dünyasında bir dönüm noktasını teşkil etti. Burada kilisenin Hıristiyan olmayan dinlerle ilişkileri hakkında bir deklarasyon (Nostra Aetate) ortaya konmuştur. Bu deklarasyon hazırlanırken konsil babaları dünyanın değişik bölgelerinde uzun yıllar çalışmış misyonerlerin raporlarından büyük ölçüde istifade edilmiştir.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.