Ebû Nasr es-Serrâc ve ‘Kitâbü'l-Lüma'sı
İslam tasavvuf tarihinin erken dönemlerinde kaleme alınan ve günümüze ulaşan ilk sistematik eserlerden biri olarak kabul edilen "Kitâbü'l-Lüma' fi't-Tasavvuf", tasavvuf düşüncesinin anlaşılması ve sonraki nesillere aktarılmasında kilit rol oynamıştır
25.05.2025 00:43:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





İslam tasavvuf tarihinin erken dönemlerinde kaleme alınan ve günümüze ulaşan ilk sistematik eserlerden biri olarak kabul edilen "Kitâbü'l-Lüma' fi't-Tasavvuf", tasavvuf düşüncesinin anlaşılması ve sonraki nesillere aktarılmasında kilit rol oynamıştır.
Eserin müellifi ise, Tûs şehrinde doğup büyüyen ve "Tâvûsu'l-Fukarâ" (Fakirlerin Tavusu) lakabıyla bilinen büyük mutasavvıf Ebû Nasr Abdullah b. Ali es-Serrâc et-Tûsî (ö. 988)'dir.
Ebû Nasr es-Serrâc: Hayatı ve Tasavvuf Anlayışı
Ebû Nasr es-Serrâc, hicri 4. yüzyılın başlarında, bugün İran sınırları içinde yer alan Tûs şehrinde dünyaya geldi. İlk eğitimini burada tamamladıktan sonra Bağdat'a giderek tasavvufun önde gelen isimlerinden Mürtaiş'e intisap etti.
Basra, Şam gibi dönemin önemli ilim merkezlerini dolaşarak birçok alim ve sufiyle görüştü. Hayatının son yıllarını Tûs'taki zaviyesinde geçiren Serrâc, 988 yılında vefat etti ve Tûs'a defnedildi.
Serrâc, sadece bir sufi olmakla kalmayıp, şer'i ilimlerde de zamanının önde gelen alimlerinden biriydi. Onun tasavvuf anlayışı, tasavvufun diğer İslami ilimlerden bağımsız bir bilim dalı olduğunu, kendi yöntem ve kaynaklara sahip olduğunu savunmasıyla öne çıkar.
Ona göre tasavvufun kökleri doğrudan Hz. Peygamber'e uzanır ve fıkıhta olduğu gibi, tasavvufun da öncelikli kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Serrâc, tasavvufu "fıkh-ı bâtın" (iç fıkıh) olarak nitelendirerek, insan davranışlarının zahiri yönleriyle ilgilenen fıkıhtan farklı olarak, batıni yönlerini ele aldığını vurgular.
"Kitâbü'l-Lüma'": İçeriği ve Temaları
"Kitâbü'l-Lüma'", Ebû Nasr es-Serrâc'ın günümüze ulaşan tek eseri olup, tasavvufun temel konularını sistematik bir şekilde ele alan ilk kaynaklardan biri olmasıyla büyük önem taşır. Eser, tasavvufun meşruiyetini savunmak, onu diğer İslami ilimler arasında müstakil bir yere oturtmak ve ibahiyye gibi sapkın grupların tasavvufla karıştırılmasını önlemek amacıyla kaleme alınmıştır.
Eser genel olarak 13 bölümden oluşmaktadır ve başlıca şu temaları ele alır:
Tasavvuf, Tevhid ve Marifet: Tasavvufun tanımı, tevhid (Allah'ın birliği) ve marifet (Allah'ı bilme) kavramlarının sufi anlayışındaki yeri.
Makamlar ve Haller: Sufilerin manevi yolculuklarında deneyimledikleri makamlar (irade ile kazanılan mertebeler) ve haller (Allah'ın lütfuyla ortaya çıkan ruhsal durumlar).
Sufilerin Kur'an ve Sünnet Anlayışı: Sufilerin Kur'an'ı sadece zahiriyle sınırlı kalmayıp, batıni anlamlarına da inmeleri gerektiği vurgusu. Hz. Peygamber'in ahlakı ve yaşantısının sufiler için bir örnek teşkil etmesi.
Sufi Adabı ve İlkeleri: Sufilerin günlük hayatlarındaki davranışları, adabı ve uymaları gereken temel ilkeler.
Tasavvufi Meseleler ve Şathiyeler: Tasavvuftaki karmaşık ve tartışmalı konuların açıklanması, sufilerin coşku anlarında sarf ettikleri, zahiren şeriata aykırı görünen sözler olan "şathiyelerin" tefsiri. Serrâc, şathiyeleri tasavvufun içinden gelen bir sapma olarak değil, bir nevi "hallerin dile gelmesi" olarak yorumlamaya çalışır.
Mucize ve Kerametler: Velilerin gösterdiği olağanüstü haller (kerametler) ve Peygamberlerin mucizeleri arasındaki farklar.
Sufilerin Hataları: Sufi yolculuğunda karşılaşılabilecek yanılgılar ve yanlış uygulamalar.
"Kitâbü'l-Lüma'", kendisinden sonra gelen Kuşeyrî'nin "er-Risâle"si, Hücvîrî'nin "Keşfü'l-Mahcûb"u ve Gazzâlî'nin eserleri gibi birçok önemli tasavvuf klasiğine kaynaklık etmiştir.
Eser, ilk kez 1914 yılında Reynold Alleyne Nicholson tarafından Londra'da basılmış, ülkemizde ise Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz tarafından "İslam Tasavvufu" adıyla Türkçeye kazandırılmıştır.
Ebû Nasr es-Serrâc ve "Kitâbü'l-Lüma'", tasavvufun İslam ilimleri arasındaki yerini sağlamlaştırmış, sufilerin dini anlayışlarını ve pratiklerini şer'i ölçülerle bağdaştırarak tasavvufun İslam dünyasında kabul görmesine önemli katkı sağlamıştır. Bu eser, tasavvuf araştırmacıları için hala vazgeçilmez bir başvuru kaynağı olmaya devam etmektedir.
Eserin müellifi ise, Tûs şehrinde doğup büyüyen ve "Tâvûsu'l-Fukarâ" (Fakirlerin Tavusu) lakabıyla bilinen büyük mutasavvıf Ebû Nasr Abdullah b. Ali es-Serrâc et-Tûsî (ö. 988)'dir.
Ebû Nasr es-Serrâc: Hayatı ve Tasavvuf Anlayışı
Ebû Nasr es-Serrâc, hicri 4. yüzyılın başlarında, bugün İran sınırları içinde yer alan Tûs şehrinde dünyaya geldi. İlk eğitimini burada tamamladıktan sonra Bağdat'a giderek tasavvufun önde gelen isimlerinden Mürtaiş'e intisap etti.
Basra, Şam gibi dönemin önemli ilim merkezlerini dolaşarak birçok alim ve sufiyle görüştü. Hayatının son yıllarını Tûs'taki zaviyesinde geçiren Serrâc, 988 yılında vefat etti ve Tûs'a defnedildi.
Serrâc, sadece bir sufi olmakla kalmayıp, şer'i ilimlerde de zamanının önde gelen alimlerinden biriydi. Onun tasavvuf anlayışı, tasavvufun diğer İslami ilimlerden bağımsız bir bilim dalı olduğunu, kendi yöntem ve kaynaklara sahip olduğunu savunmasıyla öne çıkar.
Ona göre tasavvufun kökleri doğrudan Hz. Peygamber'e uzanır ve fıkıhta olduğu gibi, tasavvufun da öncelikli kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Serrâc, tasavvufu "fıkh-ı bâtın" (iç fıkıh) olarak nitelendirerek, insan davranışlarının zahiri yönleriyle ilgilenen fıkıhtan farklı olarak, batıni yönlerini ele aldığını vurgular.
"Kitâbü'l-Lüma'": İçeriği ve Temaları
"Kitâbü'l-Lüma'", Ebû Nasr es-Serrâc'ın günümüze ulaşan tek eseri olup, tasavvufun temel konularını sistematik bir şekilde ele alan ilk kaynaklardan biri olmasıyla büyük önem taşır. Eser, tasavvufun meşruiyetini savunmak, onu diğer İslami ilimler arasında müstakil bir yere oturtmak ve ibahiyye gibi sapkın grupların tasavvufla karıştırılmasını önlemek amacıyla kaleme alınmıştır.
Eser genel olarak 13 bölümden oluşmaktadır ve başlıca şu temaları ele alır:
Tasavvuf, Tevhid ve Marifet: Tasavvufun tanımı, tevhid (Allah'ın birliği) ve marifet (Allah'ı bilme) kavramlarının sufi anlayışındaki yeri.
Makamlar ve Haller: Sufilerin manevi yolculuklarında deneyimledikleri makamlar (irade ile kazanılan mertebeler) ve haller (Allah'ın lütfuyla ortaya çıkan ruhsal durumlar).
Sufilerin Kur'an ve Sünnet Anlayışı: Sufilerin Kur'an'ı sadece zahiriyle sınırlı kalmayıp, batıni anlamlarına da inmeleri gerektiği vurgusu. Hz. Peygamber'in ahlakı ve yaşantısının sufiler için bir örnek teşkil etmesi.
Sufi Adabı ve İlkeleri: Sufilerin günlük hayatlarındaki davranışları, adabı ve uymaları gereken temel ilkeler.
Tasavvufi Meseleler ve Şathiyeler: Tasavvuftaki karmaşık ve tartışmalı konuların açıklanması, sufilerin coşku anlarında sarf ettikleri, zahiren şeriata aykırı görünen sözler olan "şathiyelerin" tefsiri. Serrâc, şathiyeleri tasavvufun içinden gelen bir sapma olarak değil, bir nevi "hallerin dile gelmesi" olarak yorumlamaya çalışır.
Mucize ve Kerametler: Velilerin gösterdiği olağanüstü haller (kerametler) ve Peygamberlerin mucizeleri arasındaki farklar.
Sufilerin Hataları: Sufi yolculuğunda karşılaşılabilecek yanılgılar ve yanlış uygulamalar.
"Kitâbü'l-Lüma'", kendisinden sonra gelen Kuşeyrî'nin "er-Risâle"si, Hücvîrî'nin "Keşfü'l-Mahcûb"u ve Gazzâlî'nin eserleri gibi birçok önemli tasavvuf klasiğine kaynaklık etmiştir.
Eser, ilk kez 1914 yılında Reynold Alleyne Nicholson tarafından Londra'da basılmış, ülkemizde ise Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz tarafından "İslam Tasavvufu" adıyla Türkçeye kazandırılmıştır.
Ebû Nasr es-Serrâc ve "Kitâbü'l-Lüma'", tasavvufun İslam ilimleri arasındaki yerini sağlamlaştırmış, sufilerin dini anlayışlarını ve pratiklerini şer'i ölçülerle bağdaştırarak tasavvufun İslam dünyasında kabul görmesine önemli katkı sağlamıştır. Bu eser, tasavvuf araştırmacıları için hala vazgeçilmez bir başvuru kaynağı olmaya devam etmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.